OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE YAPILMIŞ BÜTÜN CAMİLERİN ATASI:

BURSA ULU CAMİ

 

Ulu Cami

 

Devlet-i şahanenin ulvi mabedi,

Cemaatle doluyor bak Ulu Cami,

Ruhlara nefha üfler ezelden beri,

İnsanlara gülüyor bak ulu Cami!

 

Yıldırım Beyazıt'ın zafer muştusu,

Temelinde ihlas var bitmez coşkusu,

Tasavvuf erlerinin Allah duygusu,

Manada kök salıyor bak ulu Cami!

 

Harcında ihlas yüklü yapıda mana,

Hat eserleri "vav”lı kapıda mana,

Cami arsasındaki tapuda mana,

Gönüllerde kalıyor bak Ulu Cami!

 

Âdem-i manaların Rabbe "Hu” sesi,

Hürriyet özleyenin secde busesi,

Şadırvandan Cennete akar su sesi,

Susayanı suluyor bak Ulu Cami!

 

Alperenleri saf saf burda görürsün,

Keşif sahiplerine şahit olursun,

Hakka'l yakin bilgiye hayran kalırsın,

Sonsuz sevgi veriyor bak Ulu cami!

 

 

 

Osmanlı Devleti yıllarca İslâmın sancaktarlığını yapmış İslam birliğinin korunmasına katkı sağlamıştır. Fetih için gittiği topraklarda İslamın yayılmasına önderlik eden Osmanlı, aynı zamanda günümüze kadar ulaşan tarihi eserler ortaya koymuştur. Bu eserlerin başında Bursa Ulu Camii gelmektedir. Bursa Ulu Cami, Osmanlı Devleti'nin pâyitahtında inşâ edilen ve günümüzde dahi ülkemizin en büyük camileri arasında yer alan bir yapıdır.

Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretlerinin açılış hutbesini irâd ettiği bu Ulu Mâbed, adeta Bursa şehrinin kalbi konumundadır. Cami aynı zamanda "Cami-i Kebîr” olarak da adlandırılmaktadır.

 

Bursa Ulu Camii 1396-1399 tarihleri arasında 4.Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazıt Han tarafından yaptırılmıştır. Sultan 1.Beyazıt Han 1396 yılında haçlılarla yapılan Niğbolu Savaşı öncesinde savaşın kazanılması durumunda Bursa Şehrine 20 adet Cami yaptırmayı vaat etmiş, savaş sonrası elde edilen büyük zaferle dönemin manevi büyüklerinden aynı zamanda damadı olan Emir Sultan Hazretlerinin tavsiyesi üzerine 20 kubbeli büyük bir cami yaptırmaya karar vermiştir.

Bu sebeple, Bursa Ulu Camii Yıldırım Beyazıt Han'ın Niğbolu Savaşından dolayı Cenab-ı Allah'a şükür nişanesi olarak yaptırdığı bir camidir.

 

Alaaddin-i Erdebilî Hazretlerinden aldığı icazetle tekrar Anadolu'ya; insan yetiştirmek ve İslam birliğinin sağlanması için insanlığa hizmet etmek için gelen Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Hazretleri, Osmanlı Devletinin payitahtı Bursa'ya yerleşmiştir. Helal kazanca büyük önem veren Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri manevi kimliğini de gizlemek amacıyla günümüzdeki Molla Fenari Mahallesinde "Ekmek Fırını” inşa etmiş, ekmek yaparak insanlara somun dağıtmaya başlamış aynı zamanda da talebelerini yetiştirmiştir.

Bursa Ulu Camii inşaatında çalışan işçilere de Somun ekmeği ikramında bulunan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri halk arasında "Somuncu Baba” ya da "Ekmekçi Koca” olarak bilinir olmuştur.

 

1396 yılında yapımına başlanan Bursa Ulu Camii'nin açılışı 1399 yılında adet olduğu üzere bir Cuma günü gerçekleştirilmiştir. Osmanlı Devletinde bir gelenek olarak açılışı yapılan camilerde ilk hutbe padişah adına devrin manevi büyükleri tarafından yapılırdı. İlk hutbe görevi kendisine verilen Emir Sultan Hazretleri, devrin en büyük maneviyat önderi olarak Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'ni işaret etmiş ve hutbe okuması için arz etmiştir.

Manevi sırrını daima gizleyerek talebelerinin eğitimleri ile meşgul olan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Emir Sultanın ricası ile Ulu Cami'de ilk hutbeyi irâd etmiştir. Hutbede Kur'an-ı Kerim'in açılış suresi olan Fatiha Suresi'nin 7 farklı işâri tefsirini yapmıştır. Somuncu Baba olarak bildikleri kişinin büyük bir manevi önder olduğunu fark eden cami cemaati Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerine büyük bir teveccüh göstermiştir.

Manevi sırrı ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Ulu Camii'nin açılışı sonrasında Bursa'dan ayrılmıştır. Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerinin ilk hutbeyi irâd ettiği Bursa Ulu Camii'nin ilk imamı, mevlidi kaleme alan ve hayatının sonuna kadar Ulu Camii'de imamlık yapacak olan Süleyman Çelebi¸ ilk müezzini ise Aziz Mahmut Hüdayi Hazretlerinin Hocası Üftade Hazretleri olmuştur.

 

Cami en büyük hasarı 1855 zelzelesinde görmüş, 17 kubbesi yıkılmıştır. İçindeki şadırvan ve duvarlarında yer alan dev boyutlardaki hüsn-i hat yazıları, Ulu Cami'nin kendine özgü özellikleridir. Günümüzde Ulu Cami'de 21 hattat tarafından yapılmış 45 levha, 87 duvar yazısı bulunmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları