SAHADA ACEMİ HAKEM VAR

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun sevgili Yeni Konya Gazetesi okurları. Yeni Konya Gazetesi’nde yayınlanacak olan Torku Konyaspor ile ilgili yazılarımın ilkinde sizlerle buluşmanın heyecanını yaşıyorum. Konyaspor’a zarar verecek cümle kurmayı Allah nasip etmesin düsturu ile yazacağım yazıları zevkle okumanız dileği ve Konyaspor’a zerre miktarı fayda sağlayabilecek yazılar yazabilmem dileğiyle bu köşede inşallah görüşlerimi dile getirme gayretinde bulanmaya çalışacağım. Hayırlara vesile olmasını diliyorum…

Maçtan önce Konyaspor’un galip geleceğine inancım çok yüksekti. Eskişehir yeni yapılanma içinde bir takım, Konyaspor’un ise lige en hazır takım olması, inancımın temelini oluşturuyordu. İlk yarıda oynanan futbolda bu düşencemde haksız olmadığımı ispatlar nitelikteydi.

M.Bakkal’ın maç stratejisi rakibi boğup skor elde edip sonrasında idare edecek futbol oynamak üzerineydi sanki. Yapılan ataklarda ulaşılan pek çok gol pozisyonlarında sadece tek gol kaydına muvaffak olunabildi. İlk yarıda oynanan futbolun ürünü üç veya dört gol olabilirdi de… Bu durumda strateji doğru tutacak, Eskişehir’in ümitleri tamamen yok edilecekti. Hiçbir takım maçın doksan dakikasında üst noktada efor ortaya koyması beklenemeyeceği için doğru kabul edilebilir. Fakat ikinci yarıda tek gol üstünlükle idare etmeye çalışmak pahalıya mal oldu. Diğer bir yönü ile Konyaspor’un futbol kalitesi rakip sahada ortaya çıkıyor. Kendi sahamızda topun kalması ile yapılan sakarlıklar sonucunda ve acemi hareketlerle rakibi sevindirecek sonuçlara neden oluyoruz. Dolayısıyla İkinci yarıdaki kurgu M.Bakkal’ın bir hatası idi.

Eskişehirspor galip gelecek hatta gol atacak futbol sergiledi mi? Elbette ki hayır. Hürriyet’in uzaktan serseri bir şutu veya becerisi ile gelen bir gol ve M.Uslu’nun acemice hareketleri ile oluşan penaltıdan attıkları bir gol. Başka türlü atabilecekleri de yoktu. Gerçek manada üretebildikleri tek pozisyon 81. dakikada Ö.Şişmanoğlu’nun çaprazdan çektiği şutta topun az farkla dışarı gitmesiydi.

Eskişehirspor gol atıncaya kadar dirayet gösteremedi üstünlük kuramadı. Gol attıktan sonra biraz daha iştahlandılar, silik futbollarını mücadele ile canlandırmaya çalıştılar. İlk golü yedikten sonra futbolcularımızın direnç gösterememesi düşündürücü…

Torje golü atarken ustaca bilek hareketleri sergiledi. İlk yarı iyiydi ikinci yarı yok oldu gitti. Hleb seyrettiğim en kötü Hleb’di. Güçsüzlüğü ile dikkat çekerken yaptığı bolca pas hataları ise yadırganacak durumdaydı. Pas hataları savunmamızı da zor durumda bırakıyordu. M.Bakkal’ın bir hatası da kötü oynayan Hleb’i oyundan alamayışıydı.Ö.Ali’yi bu maçta çok beğendim. Hızı, mücadelesi ve topla birlikte hareketleri oldukça iyiydi. A.Turan’la birlikte Eskişehir defansı ile mücadelelerinin sonucunda Ö.Ali Torje’ye asiti yaparken goldeki aslan payı onlarındı.Marica iyi forvet çok belli. Ama bu maçta verimsiz oynadı. Attığı 6-7 şutun ikisi dışarı giderken diğerlerinde tek gol buldu ama hakeme takıldı. Tabi ki bu verimsizlikte Boffin’in performansı da etkili oldu.Kaya ne eleştirilecek ne de övülecek maç oynadı. Hata yapmadı. Hata yapacağı kadar Eskişehir de atak üretemedi. Hürriyet’in golünde hem ani gelişen şut olması hem önünün kapalı olmasından dolayı topu görememesinden dolayı hatası yoktu diye düşünüyorum.

Ve en az bir puanımızı çalan acemi bir hakem vardı. Bana göre üç puanımızı çaldı aslında. Hürriyet’in dirseğini 2m’den ve M.Uslu’ya tabanını görmedi çift sarıdan atılmalıydı. Hürriyet istediği gibi sert oynayabilme ayrıcalığına sahipti ayrıca. Mori’nin acemice penaltı için atlamasını yemedi ama sarı kartı es geçti. E.Teber’in bir pozisyonda Ö.Ali’nin koşu yolunu kapatarak vücudu sertçe koyması sarı karttı. Marica’nın attığı golde nasıl bir faul vardı anlaşılamadı…

Sonuç üzücü olsa da futbol (özellikle ilk yarıda) sevindirici idi. Selam ve dua ile…

 


Yazarın Diğer Yazıları