7 Haziran seçim sonuçlarından sonra Ak Partinin istenilen sonucu alamaması iki kesimi üzdü.
Birinci kesim, 13 yıldır yapılan icraatların devam edemeyecek olmasına üzülen kesimdi. Ülke koalisyona mahkûm olacak, eski silik ve ezik günlerine geri dönecek diye üzülenler…
Ümmet lidersiz kalacak, Müslümanların gür sesi olan Türkiye, yerini ekonomik krizlerle boğuşan bir ülkeye tek edecekti.
Yatırımlar duracak, krizler baş gösterecek, yabancı devletler istedikleri gibi ülkemizde at koşturacak, kimse de gıkını çıkarmayacaktı.
Bu bahsi geçen birinci kesimin ciddi bir kaygısı vardı. Bu kaygı kişisel çıkarları bir kenara bırakıp, devletin, milletin ve tüm İslam âleminin derdiyle dertlenen bir kesimdi. Allah onlardan razı olsun.
İkinci bir kesim vardı ki 7 Haziran seçim sonuçlarına üzülen… Bunlar da oylarını Ak Partiye veren hatta herkesin Ak Partiye oy vermesini isteyen bir kesim.
Bu ikinci kesimin üzüntülerinin kaynağı neydi biliyor musunuz?
Ak Parti döneminde, hiçbir mahareti olmadığı halde bir şekilde bir koltuk kapmış, ihalelere girip köşeyi dönmüş, yel eserken harmanı savuran, su akarken testiyi dolduran, saman altından su yürüten kesim.
Aslında bunlar bir şekilde başka partiler de gelse başa, gemilerini yürütecek türden tiplerdi ama onlar da biliyorlardı ki, diğer partiler aynı konforu sağlayamayacaklardı kendilerine.
O yüzden illa Ak Parti başta kalsın istiyorlardı.
Bu kesime dikkat etmek lazım. İçimizdeler. Her an her yerde karşımıza çıkarlar. Hatta bu yazıyı okuyup da kendisini birinci kesimden gibi göstermeye çalışan vicdansızlardır bunlar.
Sorsan hiç birisi kendisini ikinci kesimden saymaz.
Tehlikelidirler bunlar.
Üçkâğıtçıdırlar.
Sahtekârdırlar.
Düzenin adamıdırlar.
Ortalık karışınca ortalıkta görünmezler.
Bulanık suda balık avlayacak kadar mahir ve üstün zekâlıdırlar.
Dalkavuklardır, asalaklardır.
Başkasının sırtından, bir başkasının sırtına binme yetenekleri vardır. Yoruldum diyene sitem ederler, hatta tekmeyi vururlar.
En önemli özellikleri, çakallar gibi kavga anında etraftan seyreder, kavga bitince leşe konarlar.
İleri görüşlüdürler. Hangi ata oynayacaklarını iyi bilirler.
Kelle koltukta mücadele edenleri ayıplar, onlara çok ileri gidiyorsun, senin derdin de bir konum elde etmek, gibi aşağılık laflar edip, ilk fırsatta koltuk kapma yarışına girerler.
Kazanırlar da ha!
Hani vardır ya?
Bir memlekette çalışmadan para kazanan dilenciler çoğalıyorsa, o dilencilere merhamet edip para verenlerdir asıl onların çoğalmasını sağlayanlar…
İşte bu çakalları başımıza bela edenler de o dilencilere merhamet eden tipler gibiler.
Ne mal olduğunu anlamadan onlara verilen koltuklar, onların değil, o koltuğu onlara verenlerin başına geçer bir gün, bizim korkumuz bu!
Ak Parti önümüzdeki seçimi de kazasız belasız atlatmak istiyorsa bu çakalların köküne kibrit suyu dökmek zorunda!
