Cemaat Gerçek Dostmuş Bilemedik

İhanet öyle bir illet ki, kimin sırtına saplarsanız saplayın bıçağı, o bıçak saplananı değil, saplayanı öldürür.
Ve hiçbir ihanet cezasız kalmaz.
Son günlerde ülkemizde bir ihanet furyası almış başını gidiyor. Kim kime dum duma. Tabiri caizse, at izi eşek izine karışmış durumda.
Kimisi bu bulanık suda balık avlama derdinde, kimisi suyu daha da bulandırıp, elinde oltası olmayana olta tutuşturup daha çok balık tutmasını sağlama derdinde.
Kimisi de, yolsuzluk, hırsızlık var diyerek işe başlayıp, ülkemizi tüm dünyaya faş etme derdinde.
Kimden söz ettiğimi biliyorsunuz.
İhanet demiştik yazının başında!
Evet. Ülkemize ihanet eden hainlerin kısa bir zamanda neler yapabileceğini gördük. Daha film bitmedi. Eşeğin büyüğü ahırda.
Başbakan bu darbe girişimine “Dostmodern” darbe demişti.
Darbe yapmak isteyene dost denir mi? Bence denir.
Neden? Açıklayayım:
Kendimi bildim bileli ben bu Cemaat denilen yapılaşmanın her daim uzağında durdum. Yaptıkları hizmetlerin hepsine karşı mesafemi korudum. Her platformda da, bunların asıl amacının ülkemizi ele geçirmek ve kim iktidara gelirse gelsin ülkeyi biz yönetelim, derdinde olduklarını ve bunların şapkalarının düşeceğini, bunlara asla güvenilmemesi gerektiğini söyledim.
Çevremde akl-ı selim kim varsa beni şiddetli bir şekilde eleştirdiler. Haksızlık ediyorsun dediler.
1975 yılında Erbakan Hoca’yı kastederek, “Boynu kırılası, burnu sürtülesi” diye beddua ettiğini duyduğumda Gülen hazretlerinin, tüylerim diken diken olmuştu.
Şimdi bir hakkı teslim etmek gerekliliğine inanıyorum.
Yanılmışım!
Bu cemaat denilen yapının ve Gülen efendinin yaptıklarını eleştirmekle, onları her fırsatta yerin dibine sokmakla hata ettiğimi anladım.
“Dost” işte adı üzerinde. Bana, ona yanlış yapabilir ama ülkemize asla! Öğrendim ve hepsinden ayrı ayrı özür diliyorum.
Şimdi gelelim ülkemize ihanet ettiğini düşündüğümüz bu yapının, aslında ülkemize hiç kimsenin hayal edemeyeceği en büyük hizmeti 17 Aralık sabahı gerçekleştirmiş olmalarındaki sırra!
Dünyanın her tarafında okul açsalar, Ugandalı çocuklara, damımıza damımıza kar yağdı, türkülerini terennüm ettirseler de, 17 Aralık sabahı yaptıkları hizmetin yanında devede tüy kalır tüm yapılanlar.
Nedir bu hizmet?
Ülkemiz sessiz, sakin, saman altından büyük bir felakete sürüklenirken, bu felaketi ülkenin en tepesindeki Başbakan bile bilmezken, adamlar üç beş soysuza verilen emirlerle ve onların girişimiyle tüm milleti derin bir uykudan uyandırdı!
Bundan daha ala hizmet olur mu?
Hırsızlık, yolsuzluk masallarına inanan yok mu? Tabii ki olacak. Resmin tamamını görmekten aciz insanların her türlü masala inanacaklarını varsayarak millet olarak biz, başımıza sarılan bu felaketin farkına varmanın tadını çıkartıp, rehavete kapılmadan, bu Cemaat denilen yapıya ve onları piyon olarak kullanan herkese teşekkür etmeliyiz!
İşte dost dediğin böyle olur! Darbe yaparken bile ülkemize faydası dokunur!
Başbakan bile uyur, dost uyumaz!


Yazarın Diğer Yazıları