Dinçer’i Destekliyoruz

Milli Eğitim Bakanımız, 3 Eylül tarihinde, öğretmenlerin seminerlerinin başlamasıyla birlikte verilecek ulan Uzaktan Eğitim canlı televizyon programında, çok güzel bir örnek araştırmadan bahsetti. Programı izleyenler hatırlayacaktır… Örnek araştırma uzun ama aklımda kaldığı kadarını alıntılayacağım: Araştırmaya konu olan kütüphane memurunun farklı günlerde farklı iki gruba karşı nasıl davranış sergilediği ile alakalıydı. İlkinde memura tembih ediliyor, gelenler selam verince selamını alacaksın, istediği kitabı araştırıp bulacaksın, lakin bulamazsan, kitap isteyen kişiye, aradığınız kitap bir okuyucumuzda, bir haftaya kadar getirir, bir hafta sonra uğrayın, diyeceksin, demişler. İkincisinde ise; kapıdan girerken ziyaretçi, o selam vermeden sen selam vereceksin, hemen kalkıp ayağa, aradığınız kitap nedir diye soracaksın, araştıracaksın, bulamazsan, hemen kitabın adını not alacaksın, kitap bir okuyucumuzda, o getirir getirmez ben sizi arayacağım diyeceksin demişler. Sonra araştırma sonucuna bakıp, ilk araştırmada yüzde 95 civarında kişi, kütüphanenin çok kötü ve sağlıksız bir ortam olduğundan, eksiğinin çok olduğundan ve kütüphane memurunun da çok soğuk bir adam olduğundan bahsetmişler. İkinci grup deneklerin araştırma sonucunda ise, yüzde 93 civarında kişi, kütüphanenin çok iyi ve sağlıklı bir ortamda olduğundan, eksik hiçbir kitabın bulunmadığından, kütüphane memurunun da kaliteli ve işini bilen sıcakkanlı bir adam olduğundan bahsetmişler. Bakan bey bunu öğretmenlere niye anlattı? Okulunuz, sınıfınız nasıl olursa olsun, araç-gereçleriniz eksik ya da fazla olsun, teknolojiden yoksun olsun, ama ikinci gruba yapılan muameleyi öğrencilerinize yaparsanız, hem siz iyi olursunuz hem de başarılı olursunuz. Bunda şaşılacak bir şey yok ve gayet yerinde bir örnek ve yerinde bir tespit. Şimdi gelelim asıl meramımıza… Sayın Bakanımız! Yaptığınız ve uygulamaya koyduğunuz sistem hakkında yerli-yersiz endişeleri olsa da öğretmenlerimizin… Ailelerin parçalanmasıyla ilgili sorunları olsa da… Kendi okulunda durup dururken norm fazlası olup gideceği yeri kestiremeyip uzun vadeli planlarını hasıraltı etse de… Maaşlarının azlığından veya özlük haklarının iyileştirilmediğinden… Okul dışında eve iş götürmek zorunda kaldığından şikâyetçi olsa da; İnanın hiçbir öğretmen tüm bu şikâyetlerini siz, ikinci kütüphane memurunun ziyaretçilere davrandığı gibi değil de, birinci gruptaki memurun davrandığı şekilde davrandığınız için, ne sizi başarılı buldular, ne Milli Eğitim hakkında olumlu fikir beyan eden tek bir öğretmene rastlayabilirsiniz. “Değişim zamanında yaşayasın inşallah” Çin atasözünü de söyleyen sizdiniz… Evet değişim de olumsuz etkilemedi öğretmeni, sizin öğretmene davranışınız kadar… Keşke gerçekleştirdiğiniz devrimi öğretmenleri baş tacı ederek taçlandırsaydınız!


Yazarın Diğer Yazıları