FETULLAH EFENDİ SÖZÜMÜ GERİ ALIYORUM

Sonunda beklenen oldu. Özellikle yazdıklarımı hazmedemeyen bir takım insanların beklentisi yerine geldi.
Fetullah Gülen Efendi hakkımda, kendisini eleştirdiğim için manevi tazminat davası açtı.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, çok korktum. Tırstım.
Ve artık bundan böyle, yazılarıma çekidüzen vermeye karar verdim.
Eleştirmeyi bir kenara bırak, kalemimin ağzından olumsuz hiçbir söz çıkmayacak.
İnanmadınız de mi?
Hayır hayır inanın.
Ben küçük insanların sözünü dinlerim. Bana dava açan, beni hazmedemeyen, fikirlerime karşı fikri alt yapısı olmadan, toptancı zihniyetle bana saldıran insanların da dinlerim sözlerini.
Hep böyle olmuştur. Birileri bana “yalaka” dediği anda, anında yüz seksen derece dönüş yapmışlığım vardır.
Beladan, şerden, musibetten falan da tırsarım.
Hele maddi ceza dedin mi, dur orda! Ödüm kopar, üç beş kuruşum gidecek dedikleri zaman.
Zaten ben köşe yazarlığını spor olsun diye yazıyorum. Hem değil mi ki “memleketi ben mi kurtaracağım?”
Dünya çapında ünlü, birçok kitap yazmış, dünyanın her yerinde Türk Bayrağını şereflice dalgalandıran bir hocaefendiye ettiğim laflara da bak hele.
Haşhaşi, paralelci, ananascı, memleketine ihanet etti falan demişim. Hepsini geri alıyorum, belki yazımı okuyup da davadan vazgeçerler, ne dersiniz?
Adım, zoru görünce nasıl da geri adım attı, nasıl da korktu, onursuzmuş gibi nitelemelere çıkar da, çıksın.
Korktum arkadaş. Nasıl korkmam. Para bu netice de, boru mu?
Önceki yazdıklarımı tamamen unutun ve şimdi diyeceklerime bakın:
Bu paralelci kardeşlerimiz, içinde silah dolu tırlarla Suriye’deki Türkmen düşmanlarımıza yardım adı altında gönderilen herzeyi yemedi ve anında müdahale etti. Etmekle kalmadı, uluslararası kamuoyunda ülkemizin kendisine çeki düzen vermesini sağladı.
Meridyenci polisler ülkemiz aleyhine el altından ticaret yapmaya çalışan Halkbank Genel Müdürünün evine para sayma cihazı göndererek, ülkemize girecek elin İran’ının parasına engel oldu.
Şantaj montaj dediklerine bakmayın, Başbakanımızın oğlu ile telefon görüşmelerini dinleyerek, onu milletin gözünde büyüttü. Yalan mı? Seçimlerde aldığı başarıyı neyle izah edeceğiz?
Beddua seansları düzenleyerek stresten bunalan halkımızın, kendilerine gülmelerini göze alarak, büyüklüklerini gösterdiler efendimizhoca hazretleri.
Tirajı şişirilen gazetelerinin gerçek tirajına ulaşması için, yalan, yanlış, saptırma haberler yaparak gerçek tirajına gerilemesini sağlayarak hakkaniyetli olduklarını, yanlıştan döndüklerini gösterdiler.
Kendilerine koşulsuz yardım yapan işadamlarından tutun da, küçük esnafa kadar, herkesin yaptığı bağışın sorgulanmasını sağladılar.
Kendi adamlarına “tuzluk” diyecek ve kendilerini küçük düşürmeyi göze alabilecek kadar da kendilerine güvenen yaratıklar olduğunu gösterdiler.
Az bi ’şey mi bu?
Biz de bilemedik, adamları her fırsatta eleştirdik.
Dedim ya, sözlerimi geri alıyorum. Ne kadar geri alırsam sözlerimi, o kadar uzağa fırlatacağımı düşünerek…
Not: Hakkımda dava açıldığını duyar duymaz, başta Gazetemizin patronu değerli büyüğüm Avukat Ahmet ÖZER Bey’e her konuda verdiği destek için, ardından, gerek sosyal medyada, gerek telefonla beni arayan bana destek olacağını söyleyen avukat kardeşlerime ve diğer tüm gönüldaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum.
“Yol O’nun, varlık onun, gerisi hep angarya!”


Yazarın Diğer Yazıları