Kaybedince Hakkı Savunan Yiğitler(1)

Bizde adam akıllı köşe yazarı yok demiştik.

Gemi sallanınca hepsi kaçar bunların demiştik.

Gemi sallansa kaçmayacak olanlar da kitleleri peşinden sürükleyecek yazılar yazamıyor demiştik.

Kimisi de 'Doğrucu Davut' olma adına güya hakkı savunuyor görüntüsü vererek en zor zamanlarda eleştiri musluğunu açıyorlar ve bunları da samimi zannedenlere yazık oluyor demiştik...

17 sene içinde herkesin gönül rahatlığıyla inanacağı,

'O yazdıysa doğrudur' diyebileceği bir medyamız yok, analizlerine itibar edeceğimiz fikir adamlarımız yok, popüler olma dışında, fikri olmayan tiplerle bu gemi yürümez demiştik...

Bilen bilir, her platformda dile getirmiştik bunu, yazılarla ve sohbetlerde...

Şimdi tam da bu noktadayız!

Güz geldi sadece yapraklar dökülmüyor!

Yaprak kadar değeri olmayan, rüzgâr nereden eserse o yöne evrilen omurgasızlar da birer birer dökülüyor.

Bu dökülme devam edecek.

Göreceksiniz 'yok daha neler' diyebileceğimiz kişiler de gemiyi terk edecek.

Davaya herhangi bir şey olmayacak o konuda rahat olun. Bu davanın sahibi Allah'tır!

Allah davayı değil bizleri düşürecek, tutunduğumuz dalı koparmaya çalıştığımız için.

Bizlere ders verecek, nimetin kıymetini bilemediğimiz için.

Bizleri alabora edecek gemide delik açmaya çalışanları gemiden aşağı atmadığımız için.

Bizleri darmadağın edecek, bir arada durduğumuz zamanlarda birbirimizi yemeye çalıştığımız için.

Ama gemi yürüyecek yine de!

Yüzüne bile bakmaya utandığımız nasırlı elleriyle dua eden samimi, saf insanların omuzlarında!

Allah benim ömrümden alıp Erdoğan'a versin diye dualar eden gözü yaşlı anaların dualarında…

Kalemini Hak için değil de para için oynatan, belden, omuzdan, beyinden oynak dansöz kılıklı her yöne yanlı şarlatanların fahişe fikirleriyle kutsal bir davayı yürütmeye çalışmak abesle iştigaldir zaten.

Altından koltuğunu çekince kıçının üstüne düşen, dik duramayıp irtifa kaybeden tiplerle nereye kadar gidilir ki?

Cumhurbaşkanımıza desteğinin şartı, uçağa binmekse sadece, onlarla kuru ekmek ve soğan yenilir mi?

Vücudumuzda biriken pislikleri dışarı atmadan rahat edemeyeceğiz, zira vücuda giren mikrop vücudu alt üst eder.

Artık ameliyat mı gerekiyor, antibiyotik mi gerekiyor, kangren olmuş uzuvları kesmek mi gerekiyor, ne gerekiyorsa yapılmalı.

Çoğu zaten kendi kendisini imha edip mitili başka yere atmış vaziyette.

Şu duruma her birimiz katıla katıla gülebiliriz:

"Ben haktan hakikatten yana oldum o yüzden beni sevmediler.”

Bu sözü söyleyen herkes ya makam sahibi olamamış ya makamlarından edilmiş ya da itibar edilmemiş varlıklardır.

Şuan itibar, makam, mevkii sahibi olanlardan da düşmeler olacaktır.

Kaybetmeye görsün…

Bizde adam akıllı köşe yazarı yok demiştik.

Gemi sallanınca hepsi kaçar bunların demiştik.

Gemi sallansa kaçmayacak olanlar da kitleleri peşinden sürükleyecek yazılar yazamıyor demiştik.

Kimisi de 'Doğrucu Davut' olma adına güya hakkı savunuyor görüntüsü vererek en zor zamanlarda eleştiri musluğunu açıyorlar ve bunları da samimi zannedenlere yazık oluyor demiştik...

17 sene içinde herkesin gönül rahatlığıyla inanacağı,

'O yazdıysa doğrudur' diyebileceği bir medyamız yok, analizlerine itibar edeceğimiz fikir adamlarımız yok, popüler olma dışında, fikri olmayan tiplerle bu gemi yürümez demiştik...

Bilen bilir, her platformda dile getirmiştik bunu, yazılarla ve sohbetlerde...

Şimdi tam da bu noktadayız!

Güz geldi sadece yapraklar dökülmüyor!

Yaprak kadar değeri olmayan, rüzgâr nereden eserse o yöne evrilen omurgasızlar da birer birer dökülüyor.

Bu dökülme devam edecek.

Göreceksiniz 'yok daha neler' diyebileceğimiz kişiler de gemiyi terk edecek.

Davaya herhangi bir şey olmayacak o konuda rahat olun. Bu davanın sahibi Allah'tır!

Allah davayı değil bizleri düşürecek, tutunduğumuz dalı koparmaya çalıştığımız için.

Bizlere ders verecek, nimetin kıymetini bilemediğimiz için.

Bizleri alabora edecek gemide delik açmaya çalışanları gemiden aşağı atmadığımız için.

Bizleri darmadağın edecek, bir arada durduğumuz zamanlarda birbirimizi yemeye çalıştığımız için.

Ama gemi yürüyecek yine de!

Yüzüne bile bakmaya utandığımız nasırlı elleriyle dua eden samimi, saf insanların omuzlarında!

Allah benim ömrümden alıp Erdoğan'a versin diye dualar eden gözü yaşlı anaların dualarında…

Kalemini Hak için değil de para için oynatan, belden, omuzdan, beyinden oynak dansöz kılıklı her yöne yanlı şarlatanların fahişe fikirleriyle kutsal bir davayı yürütmeye çalışmak abesle iştigaldir zaten.

Altından koltuğunu çekince kıçının üstüne düşen, dik duramayıp irtifa kaybeden tiplerle nereye kadar gidilir ki?

Cumhurbaşkanımıza desteğinin şartı, uçağa binmekse sadece, onlarla kuru ekmek ve soğan yenilir mi?

Vücudumuzda biriken pislikleri dışarı atmadan rahat edemeyeceğiz, zira vücuda giren mikrop vücudu alt üst eder.

Artık ameliyat mı gerekiyor, antibiyotik mi gerekiyor, kangren olmuş uzuvları kesmek mi gerekiyor, ne gerekiyorsa yapılmalı.

Çoğu zaten kendi kendisini imha edip mitili başka yere atmış vaziyette.

Şu duruma her birimiz katıla katıla gülebiliriz:

"Ben haktan hakikatten yana oldum o yüzden beni sevmediler.”

Bu sözü söyleyen herkes ya makam sahibi olamamış ya makamlarından edilmiş ya da itibar edilmemiş varlıklardır.

Şuan itibar, makam, mevkii sahibi olanlardan da düşmeler olacaktır.

Kaybetmeye görsün…


Yazarın Diğer Yazıları