Nehrin Akış Yönünü Değiştirmek

İnsanları etkilemenin ve kitleleri peşinde sürüklemenin çok kolay olmadığı bir gerçektir.
Bu konuda bilim adamlarından tutun da, insan davranışları hakkında araştırma yapan ruh bilimcilere kadar herkes bir şeyler söylemiş ve henüz ortak bir noktada buluşulmuş değildir.


Çünkü insan öyle karmaşık bir varlıktır ki, kimin, neye, ne zaman, nasıl tepki vereceği asla belli olmaz.
Fikri sabit insanlara, çok sabit fikirlisin, damgasını vuran da insandır; fikirleri değişken olan, gelişen çağa ve olaylara göre kendini güncelleyen, duruşunu koruyup da yeni durumlara göre fikri yapısında olumlu değişiklikler gösterenlere, dönek, diyen de insandır.
Bu durumda insan yetiştirmenin ne kadar zor ve ne kadar meşakkatli olduğu herkesin malumudur.
Kendi duruşunuz, çelişmezliğiniz, samimiyetiniz ne kadar ön planda olursa olsun, yaptığınız işler ne kadar kaliteli olursa olsun, insanların beyninde fırtınalar koparmayacak, onların ezberlerini bozmayacak sözleriniz, fikirleriniz yoksa, insanları etkileyemezsiniz.
Binlerce yıldır, o kadar çok şey söylenmiş, o kadar çok kitap yazılmış, kulaktan kulağa sözler aktarılmış,  tüm bunların içerisinde insanları sadece farklı olanlar etkilemiştir.


Bizi yormayacak olan, bizim doğrularımızı çürütmeyecek olan, bakış açımızı değiştirmeyecek olan sözler, davranışlar, politikalar bize hem sıkıcı gelir hem de onlara dört elle sarılırız.
Çok uç bir söz duysak, sıra dışı bir kitap okusak, hararetle tavsiye ederiz ama içinde yazılanlar, bizi harekete geçirmez.
Çok ilginç fikirlere kapımız her zaman açıktır ama uygulamaya gelince, ilginç fikirlerin uygulaması özveri gerektirdiğinden, çaba gerektirdiğinden, onları uygulamaktan kaçınırız.


Bu sebepledir ki, insanları etkilemek, yoldan çıkan, özverili, ezberleri bozan, sıra dışı insanlara nasip olur.
Kafka der ki; bir kitap beyninizde fırtınalar estirmiyorsa, o kitabı hemen terk edin!
Yönetirken, eğitirken, öğretirken, tartışırken, kulaktan dolma bilgilerle değil, işe yaramayan geleneksel yöntemlerle değil, her gördüğü yeniliği matah bi'şeymiş gibi zannedip üstüne abananlar gibi değil, araştırıp, otoritelerden ve saygın kişiliklerden fikirler edinip, onları birleştirip uygulamamız, insanların kafasında şimşekler çaktırmamız gerekiyor.


Yoksa bizim de adımız, tarihin çöp sepetine atılır ve kendisini vazgeçilmez zannedenlerin adının yanına silik bir şekilde yazılır.
Unutulmamalıdır ki; nehir akıp giderken, suya bakan değil, nehrin akış yönünü değiştirenler kitleleri peşinden sürükler!


Yazarın Diğer Yazıları