Öğretmen vardır…

Öğretmen vardır açar önüne ders kitabını, kitapta ne yazıyorsa onu tekrar eder ve çocukların defterlerine önemli gördüğü yerleri özet olarak yazdırır, dersini bitirir.

Öğretmen vardır derse girmeden önce plan program yapar, bir gün öncesinden anlatacağı konuya hazırlık yapar, sorularla cevaplarla interaktif bir şekilde dersini işler.

Öğretmen vardır, ders kitabına şöyle bir bakar…

Kitaptaki konunun çocuklarının seviyesine uygunluğunu kontrol eder ona göre dersini işler. Yani çocukların hazır bulunuşçuluk seviyesine dikkat eder.

Çocuk iki basamaklı işlemi yapmasını bilmiyorsa ona dört basamaklı işlemi anlatmaz.

Öğretmen vardır, açar akıllı tahtayı oradan birkaç örnekle dersi bitirir sonra bir video açar çocuklar o videoyu izlerken kendisi de telefonundan başka işler yapar. Neyse ki böyle öğretmenlerimizin sayısı oldukça azdır!

Öğretmen vardır;

"Derse girerken mabede girer gibi girer…”

Çocukların her birini memleketin geleceği olarak görür.

En saçma soruyu soran bir çocuğun bile ileride büyük bir insan olabileceğini düşünür.

Derse katılmayan bir çocuğun başka sıkıntılarının olduğunu anlamaya çalışır onun üzerine kafa yorar.

Dersle alakalı kurduğu cümleleri mutlaka hayatın gerçekleri ile bağdaştırır.

Ders kitaplarında yazmasa bile bir yaratıcının olduğunu,

Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını,

Her insanın şerefli birer varlık olduğunu,

Herkesin dünyaya boş yere gönderilmediğini, her insanın mutlaka bir varlık sebebinin olduğunu örneklerle anlatır.

Onların şuuraltına yolculuk etmesini bilir.

Her derste geçen kırk dakika bu tür öğretmen için bulunmaz bir fırsattır.

O sürenin geçmesini istemez. Diğer dersi heyecanla bekler.

Her cümlede bir iç yolcuğa çıkarır çocuklarımızı.

Zaman tüneline girmiş gibi tarihi bir seyre çıkarır bazen çocukları, bazen de kelimelerin, kavramların hayatımızdaki önemine dikkat çeker.

Kavramların, kelimelerin içinin nasıl boşaltıldığını, bilinçli bir projeyle milletimizin düşünmesini nasıl engellediklerini, geçmişimizle bağımızın koparılma serüvenini anlatır çocuklarımıza.

Anlatır ki, çocuklarımız kendini bilsin, geçmişini hatırlasın, geçmişin izlerini geleceğe taşıyacak şekilde kendisini yetiştirsin sonra da daha fazla kelimeyle, daha fazla kavramla konuşsun, düşünsün, geçmişi ile koparılan bağını yeniden tesis etsin isterler.

Bunun için de başka kitaplar okumanın önemine dikkat çeker.

Çocuklarla kurduğu ünsiyet onun gönüllerde yer edinmesini sağlar.

Çocukların unutamadığı öğretmenler arasına girer bu tür öğretmenler.

Öğretmen yetiştirirken bunlara dikkat etmemiz gerekir diyeceğim de bu öneri havada kalacak.

Öğretmen adayları ve öğretmenlerimiz kendilerini bu yönde geliştirmeli.

Bizlere lazım olan en önemli şeylerden biridir şuurlu öğretmene sahip olmak…


Yazarın Diğer Yazıları