Omurgasız Muhalefet

Muhaliflerin adayı Ekmeleddin Bey, Ak Partinin adayı olmuş olsaydı, şu an muhalifler onu yerden yere vuruyor olacaktı.

Dikkat ederseniz birkaç cılız ses dışında, Ak Partililer muhaliflerin adayını yerden yere vurmuyor!

Muhalif kesimin adayı kim olursa olsun, ip itoğluitin elinde olacağı için, memleket adına hüsran olacak diyor!

Biz adaya değil, onu oraya kim aday gösterdi ona bakıyoruz.

Rotası uçurum olan trene kim kaptanlık yaparsa yapsın netice değişmeyecek!

Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün…
Çatıdan indirilip de halkın gözüne yekten sokulan bu Cumhurbaşkanı adayını belirleyenler; Aydın DOĞAN, CHP, MHP, Paralel Örgüt ve diğer karanlık mahfillerin ülkemiz lehine herhangi bir çalışmasını, projesini, planını gördünüz mü?
Cumhuriyet kurulduğu günden 2002 yılına kadar, ülkemizin dünyada etkin bir devlet olduğuna şahit oldunuz mu?
90 yıldır vergilerini bir avuç zenginin içkisine yatıran bu halk artık gerçeği gördü ve susmak istemiyor.
Memlekete çivi bile çakmayanlar, Menderes’e ülkeyi Amerika’ya peşkeş çekti dediler. Ellerine fırsat geçse ülkemizi Rusya’nın vilayeti yapacaklardı.
Özal için diktatör dediler, Erbakan için Gerici dediler.
Ve yalnızca bu insanların yönettiği dönemlerde ülkemiz kıpırdamaya başlamıştı. Bunlar bilinen şeyler, geçelim.
Şimdi sıra Erdoğan’da. Onu nasıl alt ederiz düşüncesindeler.
Ak Parti iktidara geldiği günden beri, her zeminde ona kısa ömürler biçiliyordu.
Ekonomi iyiye gidiyor, pastırma yazı diyorlardı.
Dünyaya rest çekiliyor, “akıllı ol ayağını kaydırırlar” diyorlardı.
Vergilerle yollar, köprüler yapılıyor, e görevi mecbur yapacak, diyorlardı.
Görevi mecbur yapacak da, be hey dangalak kardeşim, başka ne yapacaktı? Görevini yaptı diye eleştirilen başka kim var?
Sen 90 yıldır milletin ensesinde poza pişiren gerzeklere tek laf etmemişsin. Verdiğimiz vergiler nereye gidiyor dememişsin. Görevin! mecbur yapacaksın, dememişsin, niye yapmıyorsun, bu vergilerle kimi besliyorsun? dememişsin.
Şimdi gelip “görevi mecbur yapacak” diyorsun.
Türk Dil Kurumu keşke tüm işi gücü bırakıp sizin gibilere bir isim taksa da, biz ona göre hitap etsek sizlere.
D-ANASOL-MHP iktidarında, deprem bağışlarıyla memurların maaşları ödenirken gıkı çıkmayanlar, şimdi “kurgu” olduğunu sağır sultanın bile duyduğu ayakkabı kutusu salaklığından medet umar hale gelmiş.
12 yıldır, hemen her gün kendine bir muhalif olma konumu arıyordun,
-    Ülke bölünecek, diyordun olmadı.
-    Bunlar yönetemez, diyordun, olmadı.
-    Dış dünyada itibar kaybına uğrarız ne o öyle “one minute” falan diyordun, olmadı.
-    Kâr eden kuruluşlar satılıyor, ülkeyi peşkeş çektiler diyordun, sanki satılan kuruluşların parası cebe inmiş gibi.
-    Zarar eden kuruluşların özelleştirilmesinin ülke menfaatine, senin benim menfaatime olduğunu anlamayacak kadar da zekâ özürlüydün.
-    Artık muhalif olacak başka bir şey bulamadın, şimdi de Paralelcilerin kuyruğuna takılıp “hırsız” demeye başladın. Ki daha düne kadar da o örgüte ülkenin altını oyuyor diyen hatta kadınlarına “fahişe” diyen de sendin!
Şimdi de diyecek bi ’şey bulamadın, Ak Partililer Cemaat ile sıkı fıkıydı, ne oldu birden hemen atıldı köprüler, diyorsun.
Anlamıyorsun ki!
Ülkemizin menfaati için çalışan herkes dost, ülkeyi satmaya yeltenenler de anında düşman olurlar.
Senin felsefen, Beşar ESED’in Erdoğan’la arası iyiyken düşman, arası kötüyken ona dost demen.
Esed katil değilken dostumuzdu, sen katil olduktan sonra dost belledin onu.
Paralelciler de öyle…
Türkmen kardeşlerimize giden yardımı deşifre edip düşmana koz veren hiçbir örgüt, cemaat ve yandaşları bizim halkımıza dost olamaz.
Şimdi sıra, 10 Ağustos’ta, çatıdan inenleri yeniden çatıya gönderip, Mart kedisi gibi miyavlatmakta.


Yazarın Diğer Yazıları