Alkışlanan Küfür Ve Kötü Sözler

Akıl alacak gibi değil, ne kadar kötülük, hakaret, küfür ve benzeri uçkur çözücü hareket ve söz varsa alkışlıyor ve takdirlerimizi belirtiyoruz, düşünün bir televizyon programında ayrı fikirler taşıyan konuklardan ikisini bir biriyle kapıştırır ortaya kavga görüntüsü çıkarırsan o programın izleyicisi artıyor, reyting yükseliyor. Sebep ne, çünkü o programda kavga, gürültü, hatta küfür derecesine varan hakaret dolu davranışlar var.
 Öyle film ve diziler var ki sadece küfür ve belden aşağı konuşulan sahneler var bu sahnelerde başka yerde duysan yerin dibine gireceğin ahlaksızca hatta yüz kızartıcı konuşmalara komedi filmleri esprisi altında çok gülüyoruz, zevk alıyoruz, akıl almaz alkış tufanı ile  takdirlerimizi belirtiyoruz, Bu film ve diziler en çok seyirci toplayan ve dolayısıyla para kazanan sezonun baş yapıtı ilan ediliyor, yani küfürlü, bel altı esprilerine bayılıyoruz. Tabi yaşamımız içinde kötü söze ve eyleme prim verdiğimiz daha bir çok şey var mesela siyasi davranışlara bakınız, önce parti liderlerinin miting meydanlarındaki karşılıklı hakarete varan söz ve eylemlerini zevkle dinliyor, izliyor ve alkışlıyoruz. Gariptir hangi genel başkan daha ağır konuşmuşsa o kişinin taraftarları daha çok heyecanlanıyor, heyecanla kalmıyor, liderlerin her hakaret dolu sözleri alkış ve taktir hislerini ikiye katlıyor.
TBMM. Bakınız uçan tekmeler. Atılan yumruklar, moraran gözler, hangi partinin vekili tekme atmış göz mor'artmışsa o partinin taraftarları bu kötü söz ve eylemlerden dolayı mutlu oluyor heyecanla etrafına anlatıyor, partili taraftar bu kötü sözlere ve davranışlara öylesine kendisini kaptırıyor ki neredeyse tebrik  telefonları ve telgrafları gönderecek. Maalesef şiddete, şiddet eylemlerine, her türlü küfür ve hakarete prim veriyor, bunlardan zevk alıyoruz.
Kötü söz ve kötü eyleme prim vererek daha çok zevk aldığımız, nasıl bir zevk alma ki neticede coşku içinde kavga, vurup kırma, yakmaya giden olaylardan heyecan duyulan müsabakalar ve özellikle de futbol maçları, futbol maçlarına bakınız, sözde eğlenmeye gidiyoruz, karşılaşma  taraftarı olduğumuz takımın yenilgisiyle bitiyorsa stadı adeta savaş meydanına döndürüyoruz aslında heyecan duymaya, alkışlamaya, beğenimizi belirtmeye gidiyoruz ama olmuyor, yakıp yıkıyoruz, böyle neticeleneceği de baştan belli oluyor çünkü daha stadyuma girerken duyulan seslerin içinde nelerin olduğu hepimizin malumu.
Yazık ki kötü sözden ve eylemden zevk almayı, küfürden ve benzeri eylemlerden hoşlanmaya küçükten alıştırılıyoruz, yavaş, yavaş belki ortadan kalkıyor bu alışkanlıkları bırakıyoruz ancak çok kısa zaman evvel küçücük çocuğumuza (şu amcana bir söğüver de duysun) oğlum amcana şu p-----ni gösteriver diyerek bir kesim böyle yetiştirilmedi mi, işte böyle yetiştirilen bir neslin küfür ve kötü söylemlerden zevk almaması mümkün değil. Şimdi bu dönemde bunlar bırakıldı, ortadan kalktıysa, diyelim ki kalktı, maalesef şimdi daha kötüsü var, gelişen dünya teknolojisi daha beter sözleri, küfürleri, kötü eylemleri televizyon yayınlarından öğretiyor ve öğrendiklerimizi yaşamımız içinde tatbik ediyoruz yani hala daha fazlasıyla kötüye, kötülüğe ve küfürlü belden aşağı konuşmalara prim veriyoruz, hoşumuza gidiyor ve şiddetle alkışlıyoruz. Yeni moda tek veya iki kişilik şov programları, zaten eğitici veya öğretici olmuyor, olmuyor da çoluk çocuk veya eşlerle takip edilen şu şovlardaki konuşmaların satır aralarına dikkat ediniz en çok bunlar alkışlanır, en çok bunlara gülünür çünkü araya sıkıştırılmış sözlerin ne olduğunu söylemeye gerek yok herhalde sağlıklı ve hoşça kalın.


Yazarın Diğer Yazıları