Baba’nın Vefatı

Sayın Demirel, Beyefendi, Barajlar kralı, Çoban Sülü, Baba, artık yok, bir zamanların efsane ismi hastanede tedavi görüyordu ancak Süleyman Demirel (BABA) 91 yaşında hayata gözlerini yumdu vefatı büyük üzüntü yarattı çünkü Baba sıradan birisi değildi. O bir zamanların barajlar kralı, ülkede askerin vefasızlığına ve şiddetine uğramış ama yılmamış, devletin başından defalarca gitmiş ancak tekrar geriye dönmüş gerçek demokrat bir lider, gerçek bir devlet adamıydı.
1 Kasım 1924 de Isparta İslam köyde doğar Demirel, soyadındaki anlam DEMİR-EL dir, gerçek ismi biraz daha uzuncadır yani Sami Süleyman Demirel olduğunu duyardık. O dönemde Adalet partisinde 12 Eylül 1980 darbesine kadar ilçe başkanlığım sırasında Demirel’i iyi tanımanın fırsatı yakalamıştım rahmetli müthiş bir zekâya sahipti ve tanıdığı veya istihbaratını aldığı hiçbir kimseyi unutmuyor, yıllar sonra ismi ile hitap ediyor veya ismiyle soruyordu.
Demirel iyi ve gerçek bir devlet adamı olmanın yanı sıra dışı bir genel başkan ve sıra dışı bir siyasi liderdi, şaşkınlık yaratan konuşmaları, beklenmeyen hareketleri, kıvrak bir zeka ile verdiği kararları  ve ileri bir ikna kabiliyeti vardı, ilçe başkanlığını yaptığım bir dönemde Konya’da şahin sinemasında yapılacak bir kongreye ilçe teşkilatı olarak katılmamız gerekiyordu ancak kongre sonucunu tahmin ettiğimiz ve konu ile ilgili kişiyi tasvip etmediğimiz için kongreye ilçe teşkilatı olarak katılmama kararımızı genel merkeze telgrafla bildirdik.
Aslında yaptığımız hareket siyasi riskli ve adeta kongrenin içeriği açısından Demirel’e rest çekme anlamı da taşıyordu, karşılığı çok uzun sürmedi ertesi gün adıma gelen Demirel imzalı bir telgraf da BİR BARDAK ZEHİR GÖNDERİYORUM, ŞERBET NİYETİNE İÇECEKSİNİZ, KONGREYE BEKLİYORUM, GÖZLERİNİZDEN ÖPERİM. İmza Süleyman Demirel, tabi ki biz kongre günü tam teşkilat kongre salonunda yerimizi almıştık. 
Tabi Demirel’i anlatmaya ne sayfalar, nede saatler yeter, o dündür bu gün bu gündür söyleminin sahibi gerçekten bir dahiydi, pekiyi Demirel’i tüm halkımız sevdi mi elbette ideoloji anlamında bakanlar asla sevmediler ama zaman, zaman da takdir etmekten geri kalmadılar. Kendisine yıllarca oy veren, yıllar yılı Demirel hayranlığını muhafaza edenlere karşı hatalı davranışı olmadı mı elbette oldu, özellikle de Cumhurbaşkanı Demirel döneminde kendine göre doğru, seçmene göre büyük hata olan bir davranışı kırgınlıkların doruğa çıktığı günlerdi.
Dedim ya süper zekâ ve ani karar adamıydı ve siyaset mesleğinin tepe noktasındaydı, onun için bir tek  oy bile çok önemliydi ve yine ilçe başkanlığı döneminde sabah saat 05.30 evimin telefonu çalar, eşim Ankara’dan arandığımı söyler söylemez telefonun ahizesi elimde ve karşıdan bir ses Beyefendi arıyor der, demez adeta hazır ola geçiyorum ve telefonun öbür ucunda rahmetli Demirel bana aynen şu talimatı veriyor, Ilgın ilçesinin Çamlıca köyünde X adında bir seçmenimiz köyün kahvesinde ben AP. Adalet partisinden istifa edeceğim demiş, hemen giderek kendisini bul, şikayetini dinle, partimizde kalması için ikna et, gerekirse benimle görüştür ve neticeyi en kısa sürede bana bildir dedi.
 Tabi ki ben, talimatı alır almaz harekete geçerek söyleneni yerine getirdim ve karşıma çobanlık yapan biraz esprili, biraz mecnun bir gariban çıktı ve bu istifa meselesini kahvede bir konuşma anında espri mahiyetinde sarf etmiş ancak burada ortaya çıkan bu sözün Demirel’e nasıl ulaştığı ve Demirel’in bir oya karşı hassasiyetiydi. Çok uzunca, kolay olmayan zorlu bir siyasetin adamı, hatta zaman, zaman mağduru olan SÜLEYMAN DEMİREL bir zekâ küpü ve adeta siyaset sihirbazıydı. Kendisiyle yan yana çalışmanın, kendisini dinlemenin, muhatap olmanın ve siyaset yapmanın büyük zevkini yaşadım ancak netice itibariyle yine birlikte 12 Eylül 1980 darbesinin muhatabı olduk.
Yine size rahmetlinin kıvrak zekasını gösteren ve siyasetin ne demek olduğunu çok net gösteren bir Demirel gerçeğinden bahsedeceğim. Bir genel milletvekili seçimiydi, ilçemizde 2 milletvekili adayı vardı ve ben X adayı ilçe başkanı olarak Sayın Demirel e Güniz sokaktaki evinde takdim ederken diğer adayın da başka bir arkadaşım takdim ve tanıtımını yapıyor, heyetler halinde Güniz sokağa gidip geliyoruz. Seçimlerin yaklaştığı bir günde 60 veya 70 kişilik bir heyetle adayda yanımızda, yine Güniz sokaktayız, yeniden takdimler, konuşmalar ricalar derken vakit doldu ve ayrılacağız( burada şunu belirteyim benim adayım yıllarını bu partiye vermiş aynı zamanda ilçenin Belediye Başkanı. Diğer aday yine partili ve belediyede görevli bir avukat) tekrar olaya dönüyorum Demirel’ e veda edeceğiz ayrılıyoruz heyet dışarıya çıktı bende en arkada veda edip ayrılacağım başkan sen biraz dur bakayım dedi.
Geri kaldım ve siyasi taktik de bir numara olan, gerçekten siyaset sihirbazı ve ne kızı alan ama nede dünürü küstüren deyimine uygun bir sözle bana şunları söyledi, Ben- X- kişiyi aday yapmayacağım ama sen yine heyetler halinde gelmeyi ihmal etmeyeceksin, senden başka kimse duymayacak ve asla bilmeyecek dedi. Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun, toprağı bol yeri cennet olsun sağlıklı ve hoşça kalın.

Yazarın Diğer Yazıları