Balkondan Görünenler

Sadece bakmak yetmiyor, görmek için bakarsanız çok şeyleri yani yaşamın detaylarını da tam olarak görüyorsunuz, gerçekten görmek için bakmazsanız yani sadece amaçsız ve bakmış olmak için bakarsanız gördükleriniz bir hiçtir. Havaların ısınmaya başladığı, artık balkonların misafirini kabul etmeye başladığı geçtiğimiz Pazar gün bir balkon sefasında iştahla dördüncü bardak çayı yudumlarken etrafa da göz gezdiriyordum ve birden bakmak için baktığımın farkına vardım yani amaçsız bir bakmaydı ve hemen gerçekten görmek için bakmaya çalıştım.

Trafik tatil günü olmasına rağmen her zaman olduğu gibi hızla akıyor hatta diğer normal günlere nazaran daha da hızla akıyor adeta bir yerlere yetişmeye çalışıyorlardı, büyük küçük çok çeşitleri olan araçların arasında korkunç hıza ulaştırılan ve sinir bozan sesleriyle yarışırcasına giden adeta uçmak isteyen büyük motorlar.

Hasta, sağ tanımayan eksozu çıkarılmış, kulakları yırtarcasına ses çıkaran küçük motosikletler ve yarışırcasına giden, her an bir kaza yapabileceğini adeta haykıran 2 aracın kuralları çiğnercesine geçişi, kâğıt toplayan işçilerin çuvallı vasıtaları. Ve ne yazık ki üç çocuğu, eşi kendisiyle birlikte beş can taşıyan kurallara adeta meydan okuyan, bize bir şey olmaz sizler kendinize bakın diyen yine motosiklet sürücüleri.
Araçlı veya yaya insanların geçişine baktım da, her birinin bir amacı, her birinin mutlak bir derdi veya bir sıkıntısı olduğunu düşündüm, boşa gidip gelmiyorlardı. Kimileri bir yerlerde biraz kafa dinlendirmiş ailesiyle geri dönüyorlar, bazıları hastanede olan bir yakınının ziyaretinden dönüyor kimileride hastaneye gidiyorlardı, Pazar yani tatil olmasına rağmen işe giden işten dönende vardı mutlaka içlerinde.
Balkonda yazıma başladığımda akan trafik biraz hızını kaybeder gibi oldu, bu saatte sanki yolları yayalara bıraktılar, kucağında minicik çocukları ve eşleriyle dönen veya akşamı geçirmek üzere gidenler derken rezil mi rezil. Adeta insanları isyan ettirecek, hastaları yatağından fırlattıracak normalden çok, çok uzak, sözde mutluluklarını belirten bir konvoydan gelen korna sesi dikkatleri üzerlerine çekerek amaçlarına ulaşmışlardı.
Görmeye çalıştıklarımı anlatıyorum, diğer vasıtalar yolları adeta yayalara, küçük motosikletlere bırakmış gibiydiler, rahatlayan ve sakinleşen ortamda her şey daha net daha detaylı görünüyordu Hemen yakınımdan geçenlerin yüz ifadelerini anlamaya, okumaya çalıştım, kimi karamsar kimisi gülüyordu. Karamsar görünenlerin derdi neydi bilemiyorum ama gülenlerinde gülüşleri gerisinde ne sırlar gizli diye daima düşünürüm.

Akşam olmak üzere, güneş adeta insanlarla vedalaşır gibiydi ki ekzozu çıkarılmış bir otomobilin sesiyle inledi bütün meydan, meydan diyorum evet balkonum bir meydana altı yolun kesiştiği bir meydana baktığı için her şeyi detayıyla görüyor duyuyordum. Güneşin insanlarla vedalaştığı ve akşam sakinliğinin çöktüğü, kadınlarımızın mutfağa yöneldiği, bazılarının elindeki paketlerle bir yerlerde yemek yiyeceği belli olan şu güzelim saatin huzurunu kaçıran bu serseri ruhlu sürücüye ne denir bilemiyorum.
Güneş bulunduğum yerle tamamen vedalaşmış adeta akşamın hüznü çökmüştü ama bulunduğum yer öylesi yerdi ki gecenin geç saatlerine kadar trafik gürültüsünün kesilmeyeceği tam sessizliğin olmayacağı bir yerdi ancak şu saatteki sakinlik dahi bize huzur vermeye yetiyordu. Zira çok uzun yıllardır bu gürültüyü bu meydanın güzelliği kabul etmiştik, kabul etmekle kalmamış, duymuyor adeta hissetmiyorduk çünkü alışmıştık.  

Ortam sakinleşmiş, güneş bizle vedalaşsa da bulutları kızıllaştırmıştı, ayrı bir güzellik sarmıştı etrafı, insanlar dertleriyle, kederleriyle, gülüşleriyle ve neşeli görünüşleriyle, kimisi de gizemli tavırlarıyla meydanı akşamın karanlığına bırakıyorlar derken süper sevindirici bir haber Konya spor süper ligde ve hayırlı olsun. Acıya, kedere, neşeye ve her şeye rağmen hayat devam ediyor sağlıklı ve hoşça kalın.      
 


Yazarın Diğer Yazıları