Beyin Jimnastiği Yapıyoruz

Bir türlü durulamadık gitti, daima söyleriz ya bir günde birkaç konu adeta önemli bir gündem maddesi olarak karşımıza çıkıyor, koş arkasından yetişebilirsen ama yetişmek mümkün değil birisi dururken hemen ötekine atlamak normal bir hal aldı ki açılım, barış, Kürt, Türk derken hemen geçiverdik şiddet ve hiddetle akil adamları tartışmaya. Şimdi de gece yatarken, sabah kalkarken konular ve son akil adamlarla ilgili beyin jimnastiği yapıyoruz.


Kim bu akil adamlar derken baktık ki sayıları 63, ne yapacaklarını yetkili ağızlardan net olarak duymamış olsak da anlaşılan halkımızı bir konuda aydınlatıp o konuya motive edecekler, nasıl derseniz halkımızın ayağına giderek, o bölgelerde toplantılar düzenleyerek, bire bir görüşerek Akılları ermeyenlerin akıllarını erdirecekler. Bir ay gibi bir zaman içinde bölgelerde görev alan akil ağabeyler halkımızı bilinçlendirmek için bölgelerini karış, karış gezecekler.                              
Akil adamlar, diğer ifadesiyle akil insanların veya akillerimizin kimlerden oluştuğuna bakacak olursak içlerinde kamuoyunun çok, çok yakından tanıdığı isimler var, mesela arabesk müziğin babalarından birisi Orhan Gencebay, yılların eskitemediği film yıldızı Hülya Koçyiğit, ve her ne demekse kadirizmin yaratıcısı, sinema dünyasının bazen kabadayısı, bazen kurtarıcısı, bazen de aşk filmlerinin yakışıklı jönü Kadir İnanır var ancak eksik olanlarda var, mesela her konuda ilk sıralarda yer alan Hülya Avşar'ın ve bazı isimlerin olmaması dikkat çekici.


Sanat, siyaset, akademisyen, müzik dünyasının çok önemli isimleri akil adamlar sıfatıyla sayın başbakanla bir araya geldiler, tanışma ve danışmadan sonra konunun özünü konuştular, basına kapalı bölümde ise belli stratejileri tespit etmişlerdir. Ülkemiz, dolayısıyla hükümet, gerçekten sonunun ülkemizin hayrına olacağını düşündükleri çok riskli bir köprüden geçmeye çalışıyorlar sonuç kimilerine göre artı, kimilerine göre eksilerle dolu.
Macera gerçekten cesaret ister, bu cesaretin sahibi de şimdilik başbakan görülüyor, ülkemiz de yaşayan A dan Z ye kadar herkes otuz seneyi aşkın bir zamandır dökülen kanın durmasını artık rahatın, huzurun gelmesini, anaların ağlamamasını ister, bunun aksini düşünmek bile bu ülkeye ihanettir. Bunun sağlanacağını söyleyenleri ve bu uğurda risk alanları takdir etmemek mümkün değildir.     

 
Bu süreci desteklememek de mümkün değildir, milli ve manevi değerlerine sahip çıkacak olan her vatansever sürecin sonunun aydınlık olmasını, huzurun tesis edilmesini ister ve diler ancak sürecin muhataplarına bakıldığında işte o zaman kafalar karışıyor. Otuz senedir kan dökmüşler ama hala ne istedikleri, ne yapacakları ve arkadan gelecek talepleri meçhul, bazı akil adamların geçmişteki gazetelere yansıyan söylemleri ise kafalarda ister istemez beyin jimnastiklerinin başlamasına sebep oluyor.
Beyin jimnastiğimiz devam ededursun, umarız dileriz süreç istenildiği gibi sekteye uğramadan sinirler gerilmeden, haince planlar yapılmadan, bölmeden, bölünmeden, ülke bütünlüğü, varlığı ve birliği korunarak, milli ve manevi değerleri, inançları göz ardı edilmeden, mutlu bir şekilde sonuçlanır sağlıklı ve hoşça kalınız.


Yazarın Diğer Yazıları