Bu Kadar Kin Doğru mu?

Nasıl bir zamanda yaşıyoruz doğrusu hayret ve ibretle izliyorum, artık her şey maddiyata veya gayri meşru manevi desteğe bağlanmış, üç kuruşluk bir çıkarlar uğruna artık insanlar birbirini gerçekten satmaya, çıkar sağlamaya başladı. Dostluk, arkadaşlık, akrabalık, komşuluk daha da önemlisi kardeşlik bağları, anne, baba, karı koca ilişkileri dahi menfaatlerin, çıkarların uğruna zayıflayarak kopacak hale gelmiş hatta kopmuş, ne yazık ki bu kopmalar aile içi çok korkunç olaylara sebep olmuştur.
Teknolojinin insanları esir aldığı dünyamızda insani ilişkiler yerini siyasi ilişkilere, gerginliğe bırakmış, adeta kamplara ayrılmışız, hoşgörü, sağduyu yerini kırıcı, zedeleyici, hareketlere ve saygısız, sevgisiz bir duruşa bırakmış, ekonomi ön plana çıkmış, artık insani ilişkiler ekonomi ile ölçülür hale gelmiştir. Siyaset dersen almış başını gidiyor, her gün aynı şeyleri duyuyor ve aynı sahneleri yaşıyoruz.
Değişen, gelişen ve artık görüldüğü kadarıyla kendi ayaklarının üzerinde durabilen ülkemizde sıkıntılar var, bilindiği gibi sınır boylarımız' da adeta ismi konulmamış aylardır devam eden bir savaş var, bunun sıkıntısı üzerimizde ve yetmiyor Suriyeli misafirler maddi ve manevi açıdan yaşananlara bakılırsa ülkemizi geriyor olmalı. Bunlar yetmiyor, artık dünya şartlarımıdır veya teknolojinin kendi zaferimizdir ilişkilerin şekli ve boyutları değişti.
Uzun yıllardır yaşanan, binlerce şehidimize ve çok büyük maddi kayıplarımıza mal olan terör ve terörist belasını hala başımızdan savabilmiş değiliz, hükümetin iyi niyetli ve kararlı barış süreci politikasına rağmen adeta son demlerini yaşayan terör, her gün yeni olaylarla artık sabır taşırmaya devam ediyor. Nedir, neden böyledir niçin bu duruma geldik bilinmez ama sokaklar adeta Teksas ve başlarında şapkaları eksik.
Şiddet derseniz, her anlamda olduğu gibi kadına karşı artık şiddet değil bir katliam halini aldı ki durmak, ara vermek bilmiyor, alınan önlemlere rağmen her gün eş veya beraber yaşadığı insanlar tarafından katledilen bir kadına, anneye veya anne adayına rastlıyoruz. Ne yazık ki bu katliamın önünü alamıyoruz ve onlarca, artık binlerce çocuk yetim kalıyor, yine binlerce ocak sönüyor.
Bu olumsuzluklara karşı birlik ve beraberlik gerekirken, insani ilişkilerin yükselişe geçmesi beklenirken bakıyorsunuz, siyasette, sosyal veya ekonomik kademelerde görev alan bir kısım alt kademedeki yetkili veya etkililer farkında olmadan veya bilerek adeta ortamı geriyor ve vatandaşlar arasında fark yaratmaya, bana tabi isen gel, değilsen asla gözüme görünme havasındalar.   
Belli bir kesim kendine göre bir dünya kurmuş ve o dünyanın kralı kesilmiş, burnundan kıl aldırmıyor, hak etmeden oturduğu koltuğunda bir tur dönerek talimatlar veriyor, astığı astık kestiği kestik ne yasa, ne ahlak, nede insani duygular. İyiye de, kötüye de, ben yaptım oldu diyor yani açık, net bir dayatmanın içinde, işine gelene kendi dünyası içinde yer veriyor, işine gelmeyeni o sahte ve hayali dünyasının sınırına dahi yaklaştırmıyor.
Tesadüfen o dünyanın içindeysen, bir ara seni kabul etmiş olsalar da, bilerek, bilmeyerek hak etmedikleri menfaatlerine dokunursan, yalakalık yapmazsan, evet efendimci olmazsan, dünya sana dar gelir, birde bakmışsın seni harcamışlar, adamlar öyle bir bağ istiyorlar ki, kayıtsız ve şartsız kendilerine tabi olacaksın, hiç eleştirmeyeceksin, onlar ne söylerlerse tabi efendim evet efendim diyeceksin.
 Eleştirmeyecek, uyarmayacak, laflarının üstüne laf koymayacaksın, şikayet etmeyecek ve ne derlerse kabul edeceksin, haklıda olsan ağzını açmayacaksın istersen eteklerinin altında geçinirsin ancak bunlar mizacına uygun değilse senin telefonuna bile çıkmazlar ve seni asla önemsemezler, öyleyse kendine başka bir dünya arayacaksın sağlıklı ve hoşça kalın.


Yazarın Diğer Yazıları