ÇÜRÜĞÜ SATMANIN AKILLICA YOLU

Recep, Şaban, Ramazan derken hayırlısıyla kurban bayramının hazırlıklarına başladık, başladık ama akabinde de endişeler başladı, efendim bayramlar kutsaldır, mübarektir bir yılın en önemli mutluluk dolu günleridir bayramlar, sadece dini bayramlarımız değil milli bayramlarda manevi ve milli duygularımızın kabardığı, vatan, millet, hassasiyetimizin arttığı, gurur vesilesi önemli günlerimizdir.
Daha henüz bayrama uzun zaman varken neden bayramlardan bahsetmeye başladım anlatayım öncelikle bayramlara özellikle bir hafta kala başta AVM yani büyük alışveriş merkezleri olmak üzere alışveriş yapılan her iş yerlerinde bir düzenlemeye gidilir. Ramazanda Şeker bayramında şeker reyonları, kurbanda ilgili reyonlar ön plana çıkarılır, yılın bütün aylarını geride bırakacak bir alışverişin olacağı hesabıyla beklentiler başlar.
Doğrudur gerçekten yılın en güzel ekonomik geliri bu günlerde elde edilir zira bayram coşkusu harcamada sınır tanıtmaz, imkânlar kısıtlı olsa da ileride ekonomik sıkıntılar yaşanacağını bile bile harcamada sınır tanımamak gibi bir yaratılışımız vardır. İsteseniz de sınır koyamazsınız ev ihtiyaçlarınız bayramlarda sınır tanımaz. Tabi, anlatmak, sizlerle paylaşmak istediğim konular aslında bunlar değil.
Buraya kadar her şey güzel ve gereklilik sayılır ancak beni ve dolayısıyla halkımızı ilgilendiren konu ne hikmetse caiz midir değimlidir bilmiyorum ama büyük, küçük her alışveriş yerlerinde bayrama özel fiyat uygulaması beni çileden çıkarır. Bayramdan bir hafta önce hazırlıklar başlar 100 kuruşluk bir bisküvi üzerine mutlaka bir 25 veya 50 kuruş bindirilir çünkü bayramdır, halk bunu bu özel günde götürür,
Eh nasılsa ilgili mercilerin kontrolü diye bir şeyde yoktur, adı da serbest piyasadır herkes isteği gibi hareket edebilir, fakir varmış, fukara varmış kimin umurunda. Malların iyisini de koysan kötüsünü de koysan gidecek çünkü dışarısı bayram ama kimin bayramı olduğu tartışılır, şunun bilinmesini istiyorum tabi ki büyük veya küçük esnafımızın hepsi böyle değil ama yazdıklarım gerçeğin ta kendisidir.
Şimdi daha kötüsünü, daha ilgincini sizlerle paylaşacağım öylesine satış merkezleri var ki ismi büyük ama müşteriye reva gördükleri bir hakaret, aldırmazlık ve aymazlıktır, yazıktır, günahtır diyelim ki devlet veya belediye eliyle kalite ve fiyat kontrolü yok. Geçtik fiyatın kontrolünden hiç olmazsa bu merkezlerin yetkilileri gelip Allah rızası için satılan malların kontrolünü yapın yapınız ki sizin bile haberinizin olmadığı siparişle gelen gıdaların kalitesine bir bakın gerekeni yapın.
Nasıl bir zekâ, nasıl bir taktik ki zaman, zaman rastlanan bir uygulama daha, diyelim ki kabak patlıcan veya havuç alacaksınız ve reyonlara bakıyorsunuz yok, şöyle bir göz gezdiriyorsunuz aradıklarınızı paketlenmiş olarak görüyorsunuz. Ah ne kadar güzel artık Avrupai tarzda pakete girmiş sebze ve meyvelerimiz var diyorsunuz alıp götürüyorsunuz, evde iç işleri bakanı hanım paketi açar açmaz gürlüyor, pörsümüş, çürümüş reyonda satılamayacak sebzeleri paketlemişler sana satmışlar.
Yapmayın Allah aşkına, bu milleti, müşterini, velinimetini böyle taktiklerle hallaç pamuğu gibi atmaya kimsenin hakkı yok, şimdi diyeceksiniz böyle şeylerle karşılaştınız da neden gerekeni yapmadınız, neden ilgili ve yetkililere şikâyet etmediniz diyecekseniz. Bırakın Allah aşkına kime, hangi yetkiliye, nereye söylermisiniz, Yani illa ki benim şikâyet etmem mi gerekiyor? Ülkede kontrol mekanizmasını işletecek bakanlık veya yetkili kurum yok mu? İlgililer bunu kontrol edemez mi? İşin çatışmalı tarafı neden müşteriye, halka bırakılıyor, haklı olarak fırınlar nasıl kontrol ediliyor bu ülkede her şey iyi ve yolunda da sadece fırınlarda mı kontrol gerekiyor aklım almıyor.
Gerçekten hakka, hukuka, insan haklarına saygı gösteren esnafımıza, satıcılarımıza asla sözüm yok ve bunlar çoğunlukta, bundan böyle akarını, kokarını, sahtesini şikâyet merci bulamasam da ispiyonlayacağım yeri ben biliyorum sağlıklı ve hoşça kalın.             


Yazarın Diğer Yazıları