Ne yaparsan yap, kime ne söylersen söyle, kimi kime şikâyet edersen et, nereye başvurursan vur yani hakkını aramak için ne yaparsan yap, yetkili, yetkisiz, muhatap veya değil vatandaş için değişen bir şey olmuyor. Ben yaptım oldu mantığı devam ediyor hatta destekleniyor, ve senin aradığın hak ileri senelere atılıyor, beklediğin tatmin edici, seni haklı çıkaran sözler bir türlü söylenemiyor.
Konuyla ilgili en yetkili ağızla konuşuyor şikâyetini anlatıyorsun, bekliyorsun ki kardeşim sen haklısın, bu yapılan bir hukuksuzluktur veya bu yapılan yanlıştır düzeltilmeli, hata giderilmeli gerekli yerler yetkilerimiz dâhilinde uyarılacaktır diyerek net, tatmin edici bir şey söylenmiyor veya söylenemiyor. Vatandaşa yapılan haksızlık, adaletsizlik giderilemiyor halkımız kendi dert ve sıkıntısıyla baş başa kalıyor.
Pekiyi nereden ve neden bahsediyorsun diyorsanız evet bana gelen halkımızın yakınmalarını ve benim bizzat muhatap olduğum birçok sorun ve gelişmelerden bahsediyorum nereden başlasam bilmiyorum. Bakınız son derece saygı duyduğumuz, bize çok önemli hatta hayati hizmet veren MEDAŞ isimli elektrik kurumundan şikâyet eksik olmuyor, araştırdığın zamanda verilen cevap beni hiç mi hiç tatmin etmiyordu.
Anlamak mümkün olmuyordu ancak konu ile ilgili en yetkili ağız olan sayın enerji bakanından sorularıma karşı aldığım daha doğrusu alamadığım cevaplar sonrası anlıyorum ki halkımız her konuda haksız ama karşı kurum ve kuruluşlar haklıdırlar. Bu gün itibariyle yapacak bir şey yok bu gün ki şikâyetler ömrümüz varsa birkaç yıl sonra düzelecek veya düzene konulacaktır şimdi bir kaç yıl idare edeceğiz.
Bir gerçek daha var ki artık bu ve benzeri kurum veya kuruluşlara özellikle özelleştirilmiş olan işletmelere bundan böyle yaptıkları ve yapacakları yanlış ve hatalarından, vatandaşların sırtına ekleyecekleri maddi kamburlardan dolayı hiç mi hiç kızmayacak, şikâyet etmeyeceğim. Ancak gözümü daha açık tutacak, insani ve vicdani yardımlardan biraz geri duracağım ve etrafıma da bunları tavsiye edeceğim.
Tekrar ediyorum bunları uygulayacağım çünkü bu tür işletmelerin isteyerek veya istemeyerek vatandaşa verdikleri zararı en sorumlu bakan dahi izah etmekte güçlük çekiyor. Somut, net bir açıklama, tatmin edici bir cevap veremiyor zira elden çıkarılmış bir işletme üzerinde ne kadar yetki kullanabileceği konusunda zorluk çekiyor, bir Bakan bu zorlukta ise işletmenin başında bulunan görevlilerinde sanıyorum benzeri zorlukları ve zorunlulukları var ki, gelen talimatlar kendilerini aşıyor ve halkın sıkıntısını duymamaya çalışıyorlar.
Halkımızın karşılaştığı zorluk ve aleyhlerindeki gelişmeler sadece söz konusu edilen işletmede değildir, isimlerini yazmaya gerek yok. Sözde önce halka daha kolay ve iyi hizmet götürülsün amacıyla özelleştirilmiş olanlar dâhil, kurum ve kuruluşların pek çoğunda keyfi ve ben yaptım oldu politikası halkın kamburu olmaya devam ediyor, siyasi, sosyal hatta ekonomik neden ve niçin’ler vardır ve bunlar bilinmektedir.
Aslında ağlamak mı gülmek mi lazım belli değil, başlığı değişen bir şey yok diye atmıştım ama şimdi hayat devam ediyor diye eklemek istiyorum. Çünkü gerçekten her şeye, her acılı olaylara rağmen hayat devam ediyor acılar sıkıntılar ikinci plana atılıyor ve zamanla da unutuluyor hani Allah sağlıklı yaşam versin bir ailede vefat olur ağlanır, sızlanır, yas tutulur hatta yaşamından koparcasına dövünülür.
Bu şartlarda da o acıyla artık bende yaşayamam, bana artık yaşamak haram denir ama her şeye rağmen mevta öbür odada yatarken diğer odada oturulur ve yemek yenir, alakalı alakasız şeyler konuşulur yani hayat devam eder. Öylesine alıştık ki hatta alışmalıyız ki yapılanlar, yapanların hanesinde kâr olarak kalıyor ve haklıysan hukukun dışında halka dönüşü olmuyor yani değişen bir şey yok hayat devam ediyor sağlıklı hoşça kalın.
