Geçmişimiz, Şerefimiz Ve Gururumuzdur

Günümüzde artık her şey değişime uğruyor, çağın gereklerimidir, böyle olması mı gerekiyor yoksa bu işin içinde bir iş mi var bilemiyorum, anlamak da mümkün değil. Sanırım her şeyi yeniden öğreneceğiz, hafızamızdaki her şeyi silecek yeni baştan dizayn edeceğiz daha doğrusu onlar anlatacak biz yeniden hafızamıza alacağız, öyle bir duruma geldik ki yıllardır belleğimize yerleşen tarih bilgilerimizi silecek bize tarihi yeniden anlatacaklar.
Pekiyi bu günlere kadar anlatılanlar yalan, yanlış, uydurma, aslı olmayan bilgilerdi, yanılttılar yanıldık mı, mesela yarın birileri çıksa dese ki biz Atatürk’ü yeniden anlatacağız onu bizden dinleyin dese ne olacak, ne diyeceğiz, pekiyi şimdiye kadar Atatürk’ümüz hakkında ona ait olan bildiklerimizde, bilgilerimizde, yanlış veya eksiklikler mi vardı. Bize bilerek ve isteyerek yanlış mı öğrettiklerini düşüneceğiz.


Gururla, hatta milli, manevi duygularımıza yenik düşerek gözyaşlarımızla söylediğimiz istiklal marşının kabulünün 92. yıldönümü kutlamak, yazarı Mehmet Akif Ersoy’u anmak için çeşitli programlar düzenlendi. Pek çok mesajlar yayınlandı hürriyetten bağımsızlıktan vatan, milletten gururla bahsedildi.
Gözyaşlarımızı tutamadığımız, istiklal marşımızda da bir yanlışlık, bir hata veya eksiklik mi bulacaklar acaba diye inanın çok korktum, şükürler olsun üzülecek, kırılacak, neden, niçin denecek bir durum çıkmadı ortaya ve göğsümüzü gere, gere bir kez daha ya istiklal ya ölüm diyen yiğitlerimizi saygıyla andık. Geçmişimizin ve geçmiştekilerin noktasıyla, virgülüyle bizim olduğunu yeniden iftiharla haykırdık.


Ya istiklal ya ölüm dedik ya buyurun Çanakkale deniz zaferinin 98. yıldönümü ve şehitlerimizi anma gününe, o günleri dinlediysen veya okumuşsan konuşurken değil yazarken gözyaşlarınıza engel olamıyor o büyük zaferin şehitlerimiz adına acısını, zaferimiz adına gurur ve mutluluğu yaşıyoruz.
Nasıl bir güç, nasıl bir kuvvet, nasıl bir inanç ve vatan sevgisi, sevdasıydı, bitmiş tükenmişliğin içinden doğan bir iman gücü ile Çanakkalenin geçilmez olduğunu bütün dünyaya ilan eden şehitlerimizin ruhları şad olsun, onların sayesinde varız, onların sayesinde hürüz ve hürriyetin tadını çıkarıyoruz.  
Günümüzde bu ruh, bu duygu, bu azim, bu memleket sevgisi ve sevdası var mıdır, acaba milli manevi duygularımıza ne kadar sahibiz diye düşünmek bile istemiyorum. Zira çağımızın gereği bir nevi hasletlerimizi kaybetmiş gibi görünsek de kötü günler karşısında birlik beraberliğimizi sağlayacağımıza aynı ruh, aynı duygu, aynı ülke sevgisi ve sevdasıyla zorluklara karşı koyarak vatan için ölümü göze alacağımıza inanıyorum.


Geriye dönerek geçmişimize bakacak olursak mazimiz zaferler ve başarılarla dolu bir milletiz geçmişiyle övünen bir milletiz, geçmişini bilmeyen geleceğe umutla bakamaz, dünkü zorluğu hissetmeyenler bu günün kolaylığının faziletini anlayamaz, mazimiz şan ve şerefle dolu olsa da bu güzel ülkemize Allah geçmiş de yaşadıklarımızı bir daha yaşatmasın.
Her zamanki gibi bir temenniyle bitirmek istiyorum, tanrım milletimizi bir daha istiklal marşı yazma mecburiyetinde bırakmasın, şerefle şanla ve gurur dolu geçmişimizin yazıldığı tarihimiz değiştirilmek istenip kafalar karıştırılmasın. Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler hakkın, kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın sağlıklı ve hoşça kalın.


Yazarın Diğer Yazıları