'GELİYORUM' DİYEN FELAKET

Ülkemizin başının belası terör yıllardır devam ediyor, özelliklede son aylarda hainliklerin devasa boyutlara ulaştığı bu günümüzde yeni bir felaketin ateşi etrafında dönüp duruyoruz umarım bu ateş yeni bir yangına yol açmadan söndürülür. Hesapta olmayan, beklenmeyen, çok ani yakılan bu ateş ülkemizin geleceğini karartmaz.
Tabi ki Suriye ve Suriye krizinden bahsediyorum, beklenmedik bir zaman ve tarzda ortaya çıkan bu kriz nedeniyle ülkemizde savaş tamtamları çalmaya başladı her ne kadar olaya kriz olarak bakılsa da birkaç gün içindeki gelişmeler başbakana savaşı da telaffuz ettirir duruma geldi. Suriye_nin kendi içinde patlayan bir muhalefet hareketi bölgeyi ve dolayısıyla bizi de etkiledi ne olduysa oldu dostluk bir anda düşmanlığa dönüştü.
Olay öylesine vahim bir duruma geldi ki dostluk sadece düşmanlığa dönüşmekle kalmadı Suriye tarafından gelen bir top mermisinin bir yerleşim yerimizde 5 kişinin ölümüne neden olunca işin rengi tamamen değişti, şu anda ülke bir savaş beklentisinin içine düştü. Savaşın, ülkenin içinde bulunduğu durumu itibariyle ne getireceğini, ne götüreceğini düşünmek bile istemiyorum.
Ülkemizin bütünlüğüne göz dikilir, milli, manevi değerlerimize dokunulur, tehdit altında bırakılırsa elbette savaş kaçınılmazdır ve milletimizin her ferdi bir askerdir ve vatanımız sonuna kadar savunulur ancak birilerinin menfaati söz konusuysa, Türkiye maşa olarak kullanılmak istiyorsa oturup uzun, uzun düşünmek gerekiyor çünkü savaşlar kolay, kolay kapatılamayacak yaraların açılmasına sebep oluyor.
Dostlukların düşmanlığa, dost ve müttefikliğin ülke çıkarlarına göre endekslendiği ülkelerin çıkarlarının her şeyin önüne geçtiği bir dönem hatta çağ yaşıyoruz, Suriye ile bozulan ilişki nedeniyle bölgede bulunan ülkelerin tavrının değiştiğini en yakın sınır komşularımızın dahi dostluğu ülke çıkarlarına bağladıkları görülüyor.
Irak_ın durumunu dikkate almasak da komşumuz İran_ın ikiyüzlü tavrı tam bir şok yaratıyor bir taraftan bilindiği yönde taraf olurken, diğer taraftan önemli bir adamı başbakanımızla el sıkışıyor, dostluk mesajları veriyor. Anlamak mümkün değil demek ki çıkar ilişkileri onlara göre bu tavrı gerektiriyor, sadece tavsiyede etkili gibi görülen ve bu şekilde tavır sergileyen Rusya ve derinden sessiz giden İsrail için söyleyecek söz bulamıyorum çünkü bu iki ülkeyi Türkiye olarak çok iyi tanıyoruz.
Çok gergin ve yarının neler olabileceğini kestiremeyeceğimiz günler yaşıyoruz sizin yazımı okuduğunuz bu gün nelerin olacağını, konu ile ilgili gelişmelerin nasıl şekillendiğini tabi ki tahmin etmek güç. Ancak temennim şu ki meclisten çıkan kapsamlı tezkerenin gereklerini yapmak gibi bir mecburiyet doğmamış olsun, savaş tamtamları ve çığlıkları sussun şu güzel ülkemiz sonu meçhul bir savaşa itilmesin.
Hükümetimizin gerekli tutumu takındığını, gerekli cevapları anında verdiğini, söylenilmesi gerekeni söylediğini ve her şeye rağmen itidalli davrandığını, krizi yerinde, zamanında iyi yönetmeye çalıştığını, bir savaşın ülkeyi nerelere götüreceğinin bilinciyle hareket edildiğini biliyoruz.
Dilek ve temennimiz göz göre, göre, kapıyı çalarak geliyorum diyen felaket önlenecek, ülke eski gündemine geri dönecektir, ancak yinede ihtimalleri askıya almamak gerekiyor her şey yolunda gitmez, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne zarar verilirse. Milli manevi değerlerimiz söz konusu olursa gerekenin yapılması gündeme gelecek, maliyeti ne olursa olsun bir çakıl taşının bile hesabı sorulacaktır.
Yinede tekrarlamakta fayda var, yüce rabbim ülkemizi ve insanımızı düşmanların şerrinden kötülüklerinden ve kötü sonuçlu savaşlardan korusun, geleceğimiz aydınlık olsun temennisi ile sağlıklı, huzur dolu günler diliyorum.    


Yazarın Diğer Yazıları