Hani Halka Hizmet Hakka Hizmet Diyordunuz

İnternette gezinirken çok da anormal ve tuhaf gelmeyen bir habere rastladım neymiş efendim bir yiyeceğin içinde at ve eşek etine rastlanmış, valla bu haberlerin önemi kalmadı artık, yani yeni mi duyuyoruz yiyeceklerde at veya eşek etine rastlandığını, şükredelim ki ikisi yanı sıra bir üçüncüsü yani K....etine çok şükür henüz rastlamadık şurada, burada, şunun, bunun içinde varsa da basına şimdilik düşmedi.

Bütün bu olumsuzluk ve pislikleri denetimsizliğe bağlayacağım ama önce insanlık diyeceğim önce vicdansızlık, önce inançsızlık, önce ahlaksızlık diyeceğim. Ondan sonrada ne hikmet ise bilinmez yetkililerin, ilgililerin vurdumduymazlığı, denetimden uzak duruşlarıdır Anlaşılması zor bir şey, yetkili kurum, kuruluşlar denetimlerden neden uzak dururlar, bu kurumlarımızın gerçekten yasal olarak denetim yetkileri yok mu acaba.

Denetimsizliği sadece at, eşek atına bağlamak çok da doğru değil, şöyle bir düşünün denetim nerede ve nede var, ilginçtir var diyeceğim kendi sorumu kendim cevaplayacağım, mübarek ramazandan, ramazana fırınlarda ve kasaplarda var. Yani bir anlamda recep, Şaban, ramazan ondan sonra serbestsin kardeşim, ne istersen yapabilirsin ister dana kes istersen at sana dokuz ay müsaade.

Bittimi, tabi ki bitmedi, denetimsizlik sadece bu kadar mı? Bu kadar olsa eh idare ederiz ama her yerde ve her şeyde denetimsizlik var ve vatandaş bu denetimsizliklerin altında maddi ve manevi olarak ezildikçe eziliyor. Her kez her şeyi istediği gibi alıyor ve istediği gibi de kendi belirlediği şartlarda da satıyor sen ne yapıyorsun bu kanunen bir suç bu bir insanlık suçu diye ikaz eden yok, vatandaş uyarsa da ya kovulur, ya da dayağı yer.
Hastanelerde doktorları dövüyorlarmış, tamamen bir ahlaksızlık, tamamen sokak kültürü ama tabi ki döverler zira güvenlik diye oraya koyuyorsunuz doktor dayağı yerken güvenlik sadece bakıyor neden çünkü işe göre adam değil adama göre iş bulunmuş da ondan. Daha da başkası beklenemez ki.
Çarşıda pazarda, sadece çarşı pazarda değil büyük merkezlerde de aynı cins, aynı kalite mala on çeşit fiyatla rastlıyorsunuz,  keyfi satışlar, arayan yok soran yok, sabahları başka bir fiyat akşam başka bir fiyat. Pazarla, pazartesi fiyatı değişiyor, sanki altın satılıyor dünya borsasını takip ediyor, neden diye sorarsanız efendim serbest piyasa saçmalığı.

Akıl almaz bir karmaşanın içindeyiz, vatandaş ne yapacağını, kime inanıp, güvensin bilmiyor yakasında görevli olduğu kurumun kimliğiyle gelip kurumun talimatı diyor bir takım şeyler değiştiriyor, akşam basında bir haber bu değişim için ücret ödemeyin yasal değildir, masrafı kurum karşılamak mecburiyetinde diyor. Akabinde kurumdan bir değil iki fatura birden, aynı tarih de ödemeli, bir apartmanda yönetici durumundaysanız bu değişime önayak olduysanız bu basın haberinden sonra tüm apartman sakinleri kapında sıra oluyor ve hesap soruyor ama malum kurumdan bir genel açıklama yok.
Hastasınız doktora gidiyorsunuz doktor doğal olarak hastalığının önemine göre ilaç ve iğne veriyor, Allah devlete, millete zeval vermesin ilacınızı para ödemeden alıyorsunuz, iğneleri vurduracaksınız bir özel hastanenin aciline gidiyorsunuz ücret 3 TL. Şayet doktorun 10 iğne yazmışsa al sana 30 TL çık işin içinden merak ediyorsunuz ikinci iğneyi başka bir hastanenin acilinde yaptırıyorsunuz fiyat 2 TL.

Biter mi? Bitmez vatandaşın kaderidir bu, nereye gitse karşısında zor aşacağı bir engel devlet ne yapsın, hükümet ne yapsın baştan sona kadar keyfi uygulamalar yani ben yaptım oldu gibi zoraki uygulamalar. Yersen böyle yemezsen de yapabileceğin hiç bir şey yok çünkü şikâyet edeceğin tek merci hukuk yani yasal yol ama oda artık maddi imkânlarımızın dışında kalıyor başka yollar varsa da ya yol uzundur, ya da tam etkili değildir başına geleni çekeceksin.   
Hukukun haricinde vatandaşı koruyacak ve kollayacak tekbir kurumun kalmadığını çok rahat söyleyebilirim, kimi siyasi, kimi ekonomik, kimi sosyal korku sebepleriyle kendini savunur duruma gelmiş vatandaşı düşünen yok. Şimdi soruyorum nerede vatandaşı korumakla görevli siyasi ve sosyal kurumlar, kuruluşlar hani halka hizmet hakka hizmet diye bağırıyordunuz.