Kobani Ateşi Sınırımızda

Olumu, olmaz mı, gelir mi, gelmez mi derken Kobani’de yakılan ateş sınırımıza geldi dayandı tarafların çatışmaları sınırımızın hemen yakınında hız kesmeden devam ederken kaba tabiriyle orta doğunun yıllardır temizlenemeyen pisliği (siz yazıyı okurken olaylar nasıl gelişir bilmem) ama bugün görülen o ki neredeyse bize bulaşmak üzere. Atılan her silahın bir parçasının bizim toprağımıza hatta yerleşim alanlarına düşmeye ve zarar vermeye başladı.
 Sınırlarımızda tehlikeli gelişmeler olurken o kadar çok ve o kadar içeriği değişik açıklamalar ve değerlendirmeler var ki insanın kafası karışıyor. Herkes ayrı telden çalıyor, şeyler söylüyor çok ayrı yorumlar yapılıyor, geçtiğimiz hafta içinde ülkemizin pek çok ilinde meydana gelen akıl almaz şiddetteki olayların değerlendirilmeleri konusunda dahi iktidar ve muhalefetin aynı şeyleri söylememek için adeta çaba sarf ettiklerine şahit oluyoruz.
Ülkemizi bu güne kadar görülmemiş gelişmelerle (bırakın sınırdaki ateşi) adeta yangın yerine çevirmişler, kamu malı, vatandaşın malı dememişler yakıp yıkmışlar, adeta içeride savaş ilan etmişler, bir tedbirler dizisi gerekiyor. Yeni bir yargı paketi hazırlanıyor gel gör ki uygulamak zor, yargı paketi öylesi bir eleştiriye tutuluyor ki, bir tarafta sınırımıza dayanan savaş ihtimali diğer tarafta içeride adeta savaş çığlıkları atan terör ve teröriste rağmen bir araya gelemeyen siyasiler.
Milli ve manevi değerlerimize göz dikilmiş, bize karşı tavrı hala tartışma konusu olan ve terör örgütü olarak nitelenen Işid’in silahlarının bize çevrildiği, kimine göre çevrilmek üzere olduğu görülüyor. Diğer tarafta içeride çeşitli bahanelerle, nedeni yıllardır anlaşılamayan teröre karşı alınan sokağa çıkma yasağı ile gerilere döndüğümüzün hesabını bile yapmadan hala kişisel tartışmaların içinde olmaları doğrusu anlaşılır gibi değil.
Biz her zaman bir tartışma konusunu hemen üretiriz, günlerce üzerinde tartışırken affedersiniz deve hendeği çoktan atlamıştır son günlerin en önemli tartışma konusu da yeni yargı paketi ve bu paketteki makul şüphe yasası. Yani eskiden suçlunun suçunda kuvvetli şüphe aranırken bu yasayla makul şüphe ile insanların tutuklanabileceği, alıkonulabileceği, mallarının müsadere edilebileceği, ofis ve evinin izinsiz aranabileceği yani polise geniş yetki verileceği bu yetkinin kötüye kullanılabileceği ayrıca tartışılmakta.
Muhalefet bu yasayı şiddetle eleştiriyor, o kadar şiddetle eleştiriyor ki yasayı Adnan menderes dönemine götürerek tahkikat komisyonuna benzeterek kanunla hak ve özgürlüklerin kısıtlanıp kişi güvenliğinin ortadan kalkacağı. Muhalif fikirlerin baskı altına alınacağı, medya mallarına el konulabileceği gibi birçok olumsuzlukların ortaya çıkacağı iddialarını sürdürüyorlar, bunun AB düzenlemelerinden dönüş olduğunu ifade ediyorlar. Bütün bunlara karşın Hükümet kanadı bu açıklamaların yersiz olduğunu, yasanın uygulanarak terörün önüne geçileceği, barış sürecinin kesintisiz devam edeceğini, muhalefet eleştirilerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, yasayla ilgili olumsuzlukların görülmeyeceğini, yasanın hayata geçirilmesiyle ülkenin bundan büyük ölçüde fayda göreceğini, rahatlayacağının savunmasında ısrar etmektedirler. Zaman birlik, beraberlik zamanı olmasına rağmen iktidar ve muhalefet çok önemli olaylar ile karşı, karşıya olmamıza rağmen kendi politikalarını ve kişisel tartışmalarını devam ettirmekte ısrarlılar, ulusal bir davada iktidar ve muhalefetin içte ve dışta ortak bir politikada buluşmama gibi bir hatanın neye mal olacağını yaşayarak göreceğiz. Ümit edelim ülkemiz bu açıdan daha çok sorunlarla ve kötü gelişmelerle karşılaşmadan iktidarı, muhalefeti, askeri ve halkı, sivil toplum kuruluşu ve her bir ferdiyle birlik ve beraberlik içinde iç ve dış düşmanlara karşı duruş sergileyecektir ve bu duruş halkımız tarafından beklenmektedir sağlıklı hoşça kalın

Yazarın Diğer Yazıları