Sofrada Niye Hurma Yok

Geçtiğimiz hafta bir yazımda mübarek ramazan ayının kutsiyeti bir tarafa artık neredeyse bir ticaret ayı olarak düşünüldüğünü,  mecburi alışverişler nedeniyle büyük, küçük tüm esnafın istisnasız ZAM yaptıklarını, bilerek, isteyerek ve piyasa ramazanda hızlanıyor, BEŞ kuruş fazla kazanalım mantığıyla  bu mübarek ayda, özellikle yapılan zamların ramazanın gerçek RUHUNA tamamen  aykırı olduğunu yazmıştım.
Tabi bilinir ki ben bu konuda dini bir fetva niteliğinde bir şeyler söyleme gibi bir yanlışlığa ve hataya düşecek birisi değilim, sadece bir vatandaş olarak piyasadan canımın yanması ve gördüklerimin yanlış olduğunu dile getiriyorum ki bunu hem bir vatandaşlık görevi hemde yaptığım işin haklı gereği olarak düşünüyorum. Şimdi denecek ki iyi kardeşimde kim görecek ve işin garip tarafı senin feryadını kim, kimler nasıl duyacak Vallahi buda çok doğru bir tespit.  
Serbest piyasa diye bir sistem var, ben buna sistem değil, yetkililerin piyasa mantığı diyorum çünkü bu serbest piyasa sistemi istenirse halkın cebinden istenileni haksız olarak zorla almak sistemidir, kontrol mekanizması'da işlemiyorsa ki işlemiyor tamamen HALKIN aleyhine işleyen bir sistem olmaktan ileri gitmiyor. Ne yazık ki çok ötelerden beri her kötü şey vatandaşın sırtına yüklenen birer kanburdur, bu konuda da ezilen daima halkımızdır.
Terör olayları mı zarar gören halkımızdır, doğal felaketler mi, en çok zararı halk görür, bütün bunları çoğaltabiliriz ama bilindiği gibi ekonomide bir şeyler varsa yine halkımız sırtlanır, piyasa bozuk düzen ise yine cebi zorlanan vatandaştır diye düşünürüm ve bu konuda hassas davranmaya çalışırken büyük şehir belediye başkanından ramazan-ı şerif bir ziyafet ayı ve israf ayı olmamalıdır ve ramazan ayı aynı zamanda bir indirim ayı olmalıdır açıklamasını gazetelerde okudum evet tamamen katılıyorum ve hak veriyorum.
Ramazan aylarında başkanında değindiği gibi fakirler bakarken belli bir kesimin davet edildiği olağan değil, olağanüstü harcamaların yaşandığı ziyafetler konusunda da hassasiyetimi belirttiğim geçen haftaki yazımda bu tür ziyafetlere değinerek düşüncelerimi ifade etmiştim şimdi size posta gazetesinin değerli köşe yazarı Candaş Tolga ışığın ramazan ayına girdik, bu köşede her ramazan gelenek haline getirdiğim duamızı tekrarlayalım diyerek yayınladığı bu hoş duasını bende Candaş kardeşimizin izniyle okumayanlar için sizlerle paylaşayım istedim.
MUTLAKA OKUYUN SEVECEKSİNİZ
Orucu kuzu tandır'la açıp, ekmek kadayıfı ile kapatırken mide fesadına 5 dakika kala Allah olmayana da versin diye dua ederek kendince vicdanını rahatlatanlar.
Sofrada niye hurma yok diye garsonu fırçalayıp fakir-fukaraya iki paket pirinç-buğday göndererek sevap işlediğini sananlar.
Kameraları toplayıp gazetecilere ve sanatçı dostlarına bilmem ne kebapçısın'da  iftar verirken, Annesi devlet hastanesinde ilaç kuyruğunda bekleyenler.
Her akşam farklı bir 5 yıldızlı otelde, birbirinden zengin iftar menüleriyle oruç açarken, komşusunun ne yediğinden bihaber olanlar.
Belediyenin hesabına EFT yaparak filanca günkü iftar çadırına sponsor olup, ter kokusu oluyor diye iftar çadırına tenezzül etmeyenler.
İftar çadırı demişken- 10- liralık iftarı hayırseverlere 100 liraya satan ve bu iftar çadırı sektöründen her ramazan büyük paralar kazananlar.
Sizin için duamız odur ki, Allah topunuzu ıslah etsin.
Oruç tutun- tutmayın inanın yada inanmayın gelin hep birlikte  şunu diyelim: AÇIN HALİNDEN TOKUN ANLADIĞI BİR RAMAZAN OLSUN AMİN Sağlıklı ve hoşça kalın


Yazarın Diğer Yazıları