Terörden Sonraki Gündem Şiddet

Ülkemizde eskiden dost meclislerinde ya askerlik konuşulur ya da o güzelim siyaset konuşulur dost sohbetleri böylece mutlu ve mesut sona ererdi. Ne güzel günlerdi onlar, bu insanların tek sıkıntısı ve sorunu günde evine götüreceği iki ekmek parasıydı, ne terör, ne şiddet, ne Amerika nede Avrupa birliğinin kriterleriydi.


Pekiyi öyle kalsak daha mı iyiydi? Tabi ki değil, zaten mümkün değildi, kalmak istense de asla kalınamazdı çünkü değişen dünya şartlarına ve akıl almaz bir hızla yükselen adeta insan tenini saran teknolojinin seni oralarda o günlerde bırakması mümkün değildi. O günlerin ve o ortamın güzellikleri sadece bir nostalji olarak o günleri yaşayanların zihinlerinde güzel bir hatıra olarak kaldı kalmaya da mecburdu.
Günümüze gelirsek kıyas kabul etmez bir yaşamın pençesinde yaşamıyor adeta o pençede yara almış gibi kıvranıyor asla kurtulamıyoruz bir tarafta yaşam şartları, diğer tarafta can alan terör diğer tarafta akıl almayacak derecede neredeyse teröre fark atarcasına yükselen şiddet. Cinayet ve intiharlar, bunların yanı sıra her şeye rağmen adeta intihar edercesine kullanılan vasıtaların sonucu olarak meydana gelen trafik kazaları.  
Başlığımda şiddet için terörden sonraki gündem maddesi demiştim ancak bu sözün çok zayıf kalacağını düşünüyorum çünkü dünya kadınlar gününün kutlandığı 8 Martta aynı nedenlerle bir kadının hayatına son veriliyorsa ve olaylar büyümüş, artık katliama dönüşmüşse terörün ikinci plana düştüğünü düşünmeye başlayacağım. Hükümetin konuyla ilgili gerçek çözümler üretmek için başlayan gayretine ve alınan tedbirlere rağmen kadına olan şiddetin nedenleri adeta bir sır olmaktan çıkmıyor.


Anlaşılıyor ki her alanda var olan şiddet kadına şiddet olarak devam edecek. Başta yasal olmak üzere alınan tüm tedbirlere rağmen kadına şiddet önlenemiyor ise veya her alanda insana karşı olan çeşitli şiddet türleri devam ediyorsa bir yerde bir yanlışlık, bir eksiklik, bir hata var oturup bunu enine boyuna düşünmek gerekiyor. Demek oluyor ki yasalar, yasalar çerçevesinde alınan kararlar, önlemler ve öngörüler bu katliamın durmasına yetmiyor.
Bence bu felaketi, bu katliamı önlemek için yasalar ve yasaların verdiği yasaklamalar önlemler yetmeyecek, aslında yetmeyecek değil çare bunlarda değil gibi görülüyor. Anlama ve anlayışın yani tarzın değişmesi gerekiyor, akil adamlar sadece siyasette değil sosyal yaşamda dinlenmeli söyledikleri dikkate alınmalı. Sadece akil adamlar mı hayır, evlilik yıldönümlerinin 40 -50 -60 yıldönümlerini kutlayan mesut insanlar dinlenmeli hayat arkadaşlarını hiç kırmadan bu günlere nasıl gelmişler bunun sırrı nedir.           


Ve netice itibariyle önce olayların genelinde ve temelinde ekonominin payının ne kadar olduğu asla göz ardı edilmemeli, manevi saygının nerelerde kaldığı araştırılmalı. Ahlaki çöküntünün sebepleri belirlenmeli, sadece siyasetle değil evliliğin alt yapısının oluşup oluşmadığı belirlenip daha sonra evlilik akdine izin verilmeli, en önemlisi gayri meşru yaşama veya yaşam alanlarına asla müsamaha gösterilmemeli.
Sadece siyaseten konuşmak, yanlış ve eksik önlemler almak, yanlış kişi ve önlemlerle bir yere varılamayacağı, kadına şiddetin önlenemeyeceği, kadının iş hayatının düzene girmeyeceği ve boşanmaların artmasının önüne geçilemeyeceği bilinmeli sağlıklı ve hoşça kalın.   


Yazarın Diğer Yazıları