Uçak Adeta Başıma Düştü

Yeni Konya'nın kuruluş yıldönümünde köşede Yeni Konya da köşe yazmak ve çimlere basmayın başlıklı yazılar yazmıştım ve daha sonrada ta ki bu yazıma kadar istemeyerek nedenini hala anlayamadığım bir şekilde yazılarıma ara verdim. Yaklaşık on beş senedir zevkle, heyecanla oturduğum bilgisayarımın başına bir türlü oturamadım, otursam dahi parmaklarım tuşlara gitmiyor, dokunamıyor, yılların o köşe yazmak heyecanını bir türlü hissedemiyordum.
Nihayet bu gün milli bir heyecanın etkisi midir veya başka bir şey midir nedendir bilmem eski can dostumuz, müttefikimiz, yeni, adeta düşmanımız Suriye'nin düşürdüğü açıklanan uçağın bir parçası da benim başıma mı düştü nedir canım yazmak istedi. Aslında heyecanı neden kaybettim biliyorum ancak bu nedenleri yazsam ne olacak, yazmasam ne olacak ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, tatsız ve tuzsuz şu sözde sosyal hayat da adam gibi adam olmanın karşılığını bulamıyorsun, diyorsun ki çekil yuvana otur, işine gücüne bak  
Ne kadar oynaksan, ne kadar üçkâğıt açarsan, ne kadar yağdanlık olursan, işini isteyerek ve zevkle bu benim işim diye yaparsan ve işinin ehli olup bilerek yaparsan, çocukça değil aklı başında ve başarılı bir tarzda yaparsan beklediğin manevi karşılığını asla alamazsın ve seni kış rüzgârlarında kalmış gibi soğuturlar. Üzerler, adeta seninle oynarlar çünkü güç onlardadır seni oyuncak gibi görürler, hiç düşünmezler ki karşılarındaki de kendine göre bir güçtür.     
Bunları yaşadıkça nefret edersin ve kendinle oynandığını düşünürsün, sosyal hayatındaki o beklentilerin yok olur yani kısacası ilgili ve yetkililer pislik saçan bir ağacın dalını rica minnete rağmen kesmiyor, ben istersem yaparım, ben yaptım oldu kafasıyla gidiyorsa ne anlamı var birilerinden bir şey beklemenin. Ne anlamı var yazmanın, seslenmenin neymiş efendim halka hizmet hakka hizmetmiş, neymiş efendim kul hakkıymış sadece konuşmak değil icraatında böyle olması gerekiyor ama nerdeeee.  
Daha ileri gitmenin anlamı olmadığını, anlayanlara yeterli olduğunu, bunun adeta sosyal bir yara olduğunu, kimsenin kimseyi küçümsemesi gerekmediğini, benden büyük- Allah var demenin, yazının direk muhatabının olmadığını bilmek bir erdemliliktir ve bu sosyal yarayı fazla kanatmamak da bir dürüstlüktür.             .
Şimdi gelelim gelişmelere yazmadığım süreç içinde pek çok gelişmeler olduğunu biliyor takip ettiğimi söylemek istiyorum, siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmeler gündemden hiç düşmüyor takip ediyorum. Gündemden düşmeyen pek çok önemli gelişmeleri bir tarafa bırakırsak hain PKK katliamları neticesi gelen şehitlerimiz yüreklerimizi yakıyor, anneler ağlıyor, aileler dağılıyor.
Bu huzursuzluk dışında şu güzel ülkemiz ülkelerin arasında adeta barış elçiliği yaparken birden bir uçak düşüyor. Huzur ortamı huzursuzluğa dönüşüyor hiç bir şey net değilken iç ve dış Türk ve Türkiye düşmanları harekete geçiyor.
Bu çığırtkanlar hiç vakit kaybetmeden savaş tamtamlarını çalmaya, huzur bozmaya, arada kara kedi olmaya başlıyor ve savaş çığlıkları atıyorlar, umarım ve dilerim ki bu som ağızlı çığırtkanların dedikleri olmayacak aklıselim galip gelecek, ülkeler arası huzur ve dostluk devam edecek.
Şimdi iş hükümetin çok düşünerek kararlı bir adım atmasına kalıyor, olay gerçekten ülke samimiyeti dışında yapılmışsa gerekli kararlılık gösterilmeli, gereken cevap gecikmeden verilmeli Ancak, gerçek Suriye hükümeti bilgisi dışındaki hainlerin hainliği ise mutedil davranılarak türkün siyasi duruş sergilenmelidir diye düşünüyorum.
Efendim sayfalarca yazsak düşünceler müsaittir ancak fazla kafa ağrıtmanın da bir anlamı yok diyerek bitirmek istiyorum. Bundan böylede gelecek köşe yazılarımda yasal çerçeve ve etik kurallar dışına çıkılmamak şartıyla daha eleştirel, daha gerçekçi, okuyucularımın sorunları ve istekleri doğrultusunda yazmaya çalışacağım sağlıklı ve hoşça kalın.


Yazarın Diğer Yazıları