Ürkütücü Sürükleyici

Havalar da içimiz de soğuk şu aralar. Kar gördü, ayaz gördü, yaprağın düşünü gördü içimiz. Üst üste retrolar yaşadık. Bitti mi? Yok bitmedi. Biter mi? Biterse imtihan biter, sabır biter, şükür biter, hayat biter.

Ahh içimiz… Hepsi orada yaşanıyor.
Sessizce ilerlemek düştü payımıza.
Irgalamadan, sarsmadan, ileriye bakarak.
İlerlemekteki umut. İlerle ki unut.
İlerle, çalış, sessizce işine bak.
Her yerde olmanın manası yok!
Kirlenmiş dünyanın içinde temiz kalabilme savaşı veriyoruz. Onca cinayetin, cinnetin, hayvana, çocuğa şiddetin, taht kavgalarının, mafya ağızların, ego savaşlarının içinde temiz kalmaya çalışıyoruz.

Metaverse'nin kara deliğine sürüklenirken, gerçek olandan bu kadar bıkkınlığımız şaşırtıcı boyutta ve de korkutucu! Ürküyücü! Tüm sosyal medyalara nasıl yetişiyoruz? Aynı fotoğrafı hem Whatsapp durumlarına, hem instagram hikayelerine hem Facebook'a koyma enerjisini, nasıl buluyoruz? Hayranım!
Neden, neden ? Yorulmuyor muyuz saniyelik hikâyelere, tükettiğimiz hayatlara durmadan beğeni atmaktan? Durmak bilmeyen bir fenomen olma hevesiyle, Influencer'lık yaparak kendimizi, çocuklarımızı sergilemekten, ürün pazarlamak için bedenine link koymaktan, sonrasında da ‘vay efendim bu gençliğin hali ne olacak' diyip söylenmekten ne zaman vaz geçeceğiz.

Dijitalin öğüttüğü, cemaatlerin bitirdiği, sonlandırdığı hayatlara, ardı ardına yaptığımız yalan haberlere, kutuplaşmaya, cinayetlere ne zaman son vereceğiz.

Paradan daha önemli şeyler var; mahremiyet, aile terbiyesi, sadelik, gerçeklik, vizyon, DURUŞ gibi…

Bir kaç "like” için insanlığımızı satmaya gerek yok! İnsanlar acımasızdır, harcar, unutur. Hayatın öğretilerini duyun, kalple dinleyin, gözle görün, an'ın mesajlarını iyi okuyun. Okumayana tekrar söylemez hayat, boş geçer, yok sayar.

********************************
*-Ahmet kardeşimizin anısına -*
Gencecik bir evladımızı toprağa verdik. Toprak ağladı yer gök ağladı, içimizin ateşi hala sönmedi. Allah dinginlik versin kalplerimize. Her ölüm erken ama genç ölüm çok zor. Seccadesi serili kalmış bir odadan çıkıp, cennete yetişmek bu olsa gerek. Herkes bıraktıkları ile anılacak, herkes yaptığını götürecek. Ahmet kardeşimiz de dağıttığı şekerlerle mutlu ettiği çocukların gülüşünü götürdü. Ölüm var! dediği duvarındaki cümlelerini götürdü. Binlerce insanın duasını, camilerde yapılan hatimleri götürdü. Güzel gülüşünü, saygıyla mahsun bakışını götürdü. Ahmet ÇALIK kardeşime tekrar tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine baş sağlığı, sabır diliyorum. Güzel gülüşlü evladımız, seni unutmadık unutturmayacağız. Vefalı şehrimizin başkanlarına, yöneticilerine duyarlıkları için çok teşekkür ediyoruz. Bu şehrin yeni yetişecek sporcularının salonunda, parkında, caddesinde, en önemlisi kalbimizde yaşayacaksın. Konya'ya bu kadim geçmişle yoğrulmuş şehre yakışan da bu olmalıydı. Mekanın cennet olsun evladımız!


Yazarın Diğer Yazıları