DOLAR
40,01
EURO
46,82
STERLİN
54,49
GRAM
4.244,60
ÇEYREK
6.975,09
YARIM ALTIN
13.951,18
CUMHURİYET ALTINI
27.772,78

DOĞRU

Ben arabadayım; o karşı yönden geliyor. 9- 10 yaşlarında bir erkek çocuk. Bisikletiyle giderken, aldığı ekmeği düşürmüş. Bisikletini durdurdu, yere yatırdı, geriye koşup ekmek çantasını yerden aldı ve işte o güzel sahne;
 çantayı öpüp alnına koydu ve tekrar bisikletine bindi.
   Hemen ona yaklaşarak camı açtım ve yanımdan geçerken:
- Seni tebrik ediyorum, o ekmeği alıp öptün ya ; harikasın…
   O ; utangaç bir gülümsemeyle selam verdi ve gitti.
   Doğru ve güzel olanı seviyoruz. Doğru;  "meyletme” kökeninden geldiği için belki,  doğruya bir yönelimimiz var.
  Özümüze güzel geliyor.  Tabii özümüzü doğruda tutabilir isek .
  Bazen biz doğruya değil de doğru bize uysun isteyebiliyoruz.  O yüzden yere düşen ekmeği bile öpe koklaya alan, nimete;  verenden dolayı saygı ve şükür duyan  özümüzdeki doğruyu nasıl kaybediyoruz da; çöp kenarları ekmeklerle dolu olabiliyor, anlayamıyoruz .
   Aralıklarla aynı branşta  hizmet veren 2 doktorla tanıştım . İkisi de kadın doktor; birincisi hastalarına karşı sertliğe kaçan bir ivedilikte , asık suratlı, hastayı dinlemekten ziyade ilaç verip bir an önce gönderme eğiliminde.
   İkincisi o kadar neşeli , ilgili, derdi çözme gayretinde ki;  hasta doktorun biricik hastası kendisiymiş gibi hissediyor.
   Tamam;  günde onlarca hastaya bakıyorlar belki ama doğru ve güzel olan ikinci doktorun sıcacık ve samimi ilgisi.
    O yüzden insanların bize yönelmesini, sözlerimizin ve davranışlarımızın itibar görmesini istiyorsak; doğru ve güzel bahçesinden geçmeliyiz..
 

Yazarın Diğer Yazıları