HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Değişen Gerçeklik Algoritması
Münafıklık kötü müdür?
KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
İSLÂM DİNİNDE ZORLAMA VAR MI, YOK MU?
KALİTE
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Yılın en kıymetli zamanlarından biri Kurban Bayramı... Kimi zaman bir çocuk tebessümünde, kimi zaman uzak bir akrabanın hal hatır soruşunda, kimi zaman da sofraya konan bir tas yemeğin bereketinde hissedilir bu bayram. Her sene olduğu gibi bu yıl da sadece bir ibadet değil, aynı zamanda büyük bir insanlık dersi bekliyor bizi.
Kurban Bayramı denince aklımıza ilk gelen elbette kurban ibadeti oluyor. Hz. İbrahim'in teslimiyetini, Hz. İsmail'in sadakatini hatırlıyoruz. Ama bu bayram sadece kurban edilen hayvanla sınırlı değil; asıl kurban, içimizdeki bencillik, kibir ve unutulmuş merhamettir. Bu bayramda esas kesilmesi gereken, kalplerimizi katılaştıran duvarlardır.
Bize düşen; kurbanı sadece bir ritüel olarak değil, bir hatırlama vesilesi olarak görmek. Bir tas etin kapısını çaldığı yetim evini, yüzü gülmeyen çocuğun gözlerinde beliren parıltıyı, uzun süredir konuşmadığımız akrabalara atılan bir telefon mesajını hatırlamak... Çünkü bu bayram, aslında uzakları yakın eden bir bayramdır.
Çocukluğumda bayram sabahları ayrı bir telaş olurdu evimizde. Babam erkenden kalkar, kurbanı için hazırlanırdı. Annem, bayramlıklarımızı çıkarır, ütülerdi. Mahallede herkesin yüzü gülerdi. Birbirimize "Allah kabul etsin" demek bile bir başka sıcaklık taşırdı. Şimdi ne yazık ki zaman bizi biraz yordu, biraz da uzaklaştırdı birbirimizden. Ama bayramlar, bizi tekrar birbirimize yaklaştırmak için birer vesile aslında.
Kurban Bayramı; sadece bir et paylaşımı değil, bir gönül paylaşımıdır. Bir tebessüm, bir sarılma, bir helallik alma, bir dua etme vaktidir. Küslerin barıştığı, yoksulun hatırlandığı, yetimin sevindirildiği bir mevsimdir bu bayram.
Bu bayram, bir kurban da içimizdeki ilgisizliğe, tembelliğe ve yalnızlaşmaya keselim. Paylaşmayı, hatırlamayı ve birlikte olmayı yeniden öğrenelim. Çünkü ne kadar verirsek, o kadar çoğalırız. Ve unutmayalım ki; kurban sadece etin değil, kalbin de sunulduğu bir ibadettir.
Bayramınız mübarek, kalbiniz ferah, sofranız bereketli olsun.
Efsanelerin Yemişi
Sessiz Tanık / Saatli Cami
Kommagene’nin Kalbi PERRE
Mehir’le Kurulan Yüz Yuva
Konya’nın Yüreğine Ateş Düştü
Tarsus’ta Bir Nefeslik Yol Hikayesi
Perdeler Anılar Kapılar
GÖKLERDE BİR DESTAN: KONYA’DA ANADOLU KARTALI-2025
Dijital Çıplaklık
Taşkuyu’nun Sırrı