Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Ne zaman bu mısraları okumaya başlasam içimde bir hüzün belirir.
Gözüm yaşarır, bazen kaderin üstünde bir kader vardır mısrasından sonrasını
okuyamaz, çöker kalırım.
Yine öyle bir haliyeti ruhiye içinde kaldım.
Dün Şeb-i Arus'tu. Her Şeb-i Arus'ta, İslam dünyasının lideri,
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan yargı darbesi aklıma gelir.
Bu yılda öyle oldu…
Algı operasyonları…
Ayakkabı kutuları içindeki paralar…
Para sayma makinaları…
Kısıklı çıkarmaları...
Montaj ses kayıtları…
Düğün gecesi vuslatı ,ölüm gecesi hüznüne çevirdikleri gündü.
Oyunu, oluşturdukları kumpası anında çözen Reis,
O gün Konya'ya, Konyalıya, hazreti Pir'e koşmuştu.
Belde-i Muhayyere sıkıntısına ilaç olmuştu.
Dünyaya ve alçaklara Konya'dan seslenmişti.
"Oyununuzu biliyoruz ve asla başaramayacaksınız” diye haykırdı.
Ve başaramadılar…
Başaramayacaklarda…
Dün yine Reis Konya'ya teşrif etti.
Ve ben yine o günleri hatırladım.
Kısacası yine hüzünlendim.
