DENGEYİ SAĞLAYALIM

Türkiye'nin 1 numaralı gündem başlığı Barış Pınarı Harekâtı planlandığı gibi giderken bir yandan da Yeni yargı paketleri de hayata geçmeye hazırlanıyor.Bunların içinde en dikkat çeken madde nafaka meselesi. Kontv Anahaber bülteninde her gün nafaka mağduriyetleriyle ilgili mesajlar alıyorum. Bundan böyle süresiz nafaka ortadan kalkıyor. En az 2, en fazla 5 yıl olacak. Tabi bunla birlikte çocuk durumu ve boşanmaya götüren sebeplere göre bu süreler uzatılabilecek. Uzun yıllar neredeyse hiç dokunulmamış, bir anlamda feminist grupların tepkisinden dolayı bu durum araştırılıp, el atılmamış. İşin garip tarafı Acun Ilıcalı-Şeyma Subaşı çiftinin boşanmasının ardından yenge hanımın aylık 125 Bin TL nafaka alması nedeniyle daha bir konuşulur oldu. Eşler ayrılmış, boşanan kadın kendine sevgili yapmış, dünyanın her yerinden tatil fotoğrafı paylaşıyor. Millet Acun'a üzülüp kahrolurken, 2 Bin TL alıp ta 700-800 TL sini eski eşine verene ne diyeceğiz. Eski eşin sosyal medyadan kafe ve eğlence merkezlerinden paylaşımları erkekleri geriyor. Boşanan çiftleri nafaka ile bağlı kılmak bir anlamda şiddetinde önünü açıyor. İnşallah hayırlı olur. Kadın hakları adı altında erkek kimliğini ayaklar altına almak eşitlik değildir. Birçok konuda olduğu gibi bu anlamda da dengeyi bir türlü yakalayamıyoruz. Eskiden öğretmen şiddetini konuşurken şimdi de veli ve öğrenci şiddetini konuşuyoruz mesela. Çocuğa şiddeti konuşurken şimdi ebeveynlerini karakola şikayet edip ceza almalarını konuşuyoruz mesela. Buna benzer birçok konuda olduğu gibi kadını koruma adına erkeğin her davranışını suç sayan, boşanma sebebi sayan bir dönem yaşıyoruz. Bu durum hem boşanmaları hem de şiddeti artırıyor. Biz ne doğulu nede batılı olabildik bu anlamda. Kendi kültür ve medeniyetimize uygun politikalar geliştirmeliyiz. Aile, medeniyetimizin en önemli unsuru olmuştur her zaman. Aile bozulursa toplum bozulur. Toplum bozulursa bir milletin tükenişini seyrederiz hep beraber. Ailesini takmayan çocuklar, anne-babasını huzurevine bırakan bir nesil, akrabayı tanımayan bir gençlik görmek istemiyorsak tüm politikaları yeniden gözden geçirmek zorundayız.

Geçen hafta içinde gıda Profesörü olan bir hocamızla sohbet ettik. Hani hep söylenir özellikle fast food ürünlerinin sağlıksız olduğu. Hocamız dedi ki "düşün bir çiğ tavuğu dışarıda beklet 1 saate yakın bakteri üretir hatta tamamen bozulur. Bizde tavuk döneri akşama kadar ateşin karşısında çeviriyoruz, dışı pişiyor ama içi çiğ. Bu kadar sağlıksız beslenen bir toplumuz” dedi. Düşününce gerçekten içimiz almaz bir hal alıyor bu durum. Gereksiz harcamayı seven bir toplum olduk. Halbuki dışarıda tükettiğimiz bir çok fast food ürününü evimizde daha sağlıklı bir şekilde yiyebiliriz. Hazırcılık bize kanser ve obezite olarak dönüyor haberiniz olsun. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları