KARANTİNADAN SONRA

1 yılı aşkın süredir hayatımızda olan ve sürekli haberlerini verdiğimiz Koronavirüs belasına yakalanmış ve 10 günlük evde tedavi ve karantina sürecini noktaladık. Yeniden Bismillah diyerek başlıyoruz çok şükür. İstediğimiz kadar duyalım, dinleyelim nasıl bir virüsle mücadele ettiğimizi sanırım yaşamadan anlayamayacağız. Onlarca aldığımız tedbire rağmen çocuğumuzun okuldan getirdiği virüsü tüm aile pozitif olarak yaşadık. Bu pozitiflik hayatımıza pozitiflik katmadı. Ağrılar, bulantılar, halsizlikler, tat koku almama gibi sorunlarla yüz yüze geldik. Allah kimseye yaşatmasın. Ölümün bile hayırlısı derler ya. İnanın ölüm korkusundan ziyade bu hastalıktan ölmeye korkuyoruz artık. Cenazenizde kimse yok, taziye de kimse yok. Bu şekilde kim ister ki ölümü? Ailemizde yapılan testlerde ilk pozitif vaka çıkmasıyla birlikte birçok birim harekete geçti. Sağlık Müdürlüğü, filyasyon ekipleri, kontrole gelen bekçiler, Aile hekimimiz, Aile Sağlık Merkezinden hemşireler hemen hemen her gün hem sağlık durumumuzu hem de kurallara riayet edip etmediğimizi kontrol ettiler. Allah devletimize zeval vermesin. Sistem oturmuş gerçekten. Hangi kurum nasıl hareket edeceğini biliyor. Birimler arası koordinasyon nasıl sağlanacağı o kadar sağlıklı şekillenmiş ki. İletişim gayet basit. Uygulamalarla reçeteden, karantina günlerine kadar her şey sizin için hesaplanıyor. Gelelim hastalığın seyrine. İlk birkaç gün tat koku kaybı yaşıyor, ardından vücut ağrılarınız başlıyor. Hayatta en önemli unsurun sağlık olduğunu bir kez daha net şekilde görüyor, yaşıyoruz. Nefes almada herhangi bir sorun yaşamadık. Şayet böyle bir sorun olsaydı muhtemelen hastaneye yatış yapılacaktı. Geçen süreç içinde sadece 2 gün ciddi bir ağrı çektik ve yavaş yavaş iyileştik. Hem tedavi, hem karantina süremiz sona erdi. Bu süreç içinde özellikle devletin verdiği hapları kullanılmasını mutlaka tavsiye ediyorum. Bazı aklı kıt olanlar tarafından sizlere "aman kullanma” diyenler olacaktır. "Kalp krizi oluşturduğu” dedikodusunu onlardan mutlaka duyacaksınız. Asla prim vermeyin böylelerine. Kullanmadığınız takdirde çok daha ciddi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Yine vücudu diri tutacak, özellikle C vitamini almak önemli. Gerçekten çok yorgun ve bitkin hissediyorsunuz o dönemde. Bitkisel tavsiyelere de mutlaka kulak verin. Aşırıya kaçmadan ve doktorunuza danışarak bu takviyeleri alabilirsiniz. Salgına yakalandığımız günlerde sayılar en yüksek seviyeleri gördü. Ancak son birkaç gündür düşme eğilimi devam ediyor. 17 günlük kapanma umarım bu salgının önüne geçer ve aşılamalarla birlikte bu illetten kurtuluruz. Zaman zaman sohbetlerde "kapatacaksın 2 Hafta” diyen arkadaşların bu sıralar "Ne gerek vardı bu kadar kapanmaya” demelerini ruh hallerine bağlıyorum. Yeteri kadar oksijen beyine gitmiyor muhtemelen. Daha dün kapansın "ne olacaksa olsun” diyenlerin bir anda farklı bir söyleme başvurmalarını artık ciddiye almıyorum. Bir karar verilmişse bu karar tüm toplum olarak uymak zorundayız. Bu kararın hayata geçirilmeden hemen önce İstanbul'un Anadolu'ya göçüne şahit olduk. Bu kadar insanın kendi memleketinde kendi evinin olacağını sanmıyorum. Aile ve akrabalarla olacak iletişim bu kapanmayı boşa götürebilir. Artık sıkıldık. Evdeki ihtiyarımızda, bilgisayar başında ki öğrenci çocuğumuz da, işe giden abimizde, evden dışarı çıkmayan ablamızda çok sıkıldı. Biraz daha sabredip bayram sonunda özlediğimiz günlere kavuşmak dileğiyle. Eyvallah… 


Yazarın Diğer Yazıları