Sahi oruç neydi?

Bugün internette dolaşırken, sürekli gece hayatı haberlerine denk gelince kendi kendime güldüm. Dedim ki Ramazan gelse de bizim de gece hayatımız başlasa. Ramazan deyince de tabi oruç ve şimdi düşündüklerimin hepsi film şeridi gibi..

 

Pekisi ben nereden geldim bu konuya? Tabii ki kelamların en güzelini okurken. Hiç olmazsa üç ayet okuyup anlamaya çalıştığım bu günlerde Bakara (183.-186.) ayetlerde orucun farz kılındığından bahsediyor. Kendi kendime dedim ki biz müslümanlar oruç tutuyoruz ama bu oruç ne zaman başladı? İnsanlık tarihinde de Kelam-ı Kibar'daki bu ayetlerle mi başladı? Yoksa öncesi var mı? Varsa da bu nasıl bir sürecin demlenmesiyle bana kadar ulaştı? Yanisi kafamı kurcalayan bu sorularla başladım araştırmaya. Velhasıl oruç taaaaa eski geleneklerden itibaren hep var olmuş. Hatta bizimkiler ne ki; Yahudilerin 24 saat tuttukları çok ağır oruçları var. Et ve balık yememek, susmak, kadınlara yaklaşmamak vb. oruçlar tutuluyormuş. Eski Roma, Yunan, Mısır ve Hindu toplumlarında bu çeşit değişik türlerden oruçlar varmış.

 

Gelgelelim bizim kitabimiz Kur'an-ı azimüşşan'a. Burada da oruç ilk kez bizim bildiğimiz aç ve susuz kalma ile gündeme gelmiyor. Oruç ilk kez Meryem'e emredilen susma orucu ile gündeme geliyor! Yani Bakara Suresindeki ayetlerde Yahudi ve cahiliye kültürlerindeki yanlış oruç algısı revize ediliyor. Ve adına da Meryem orucu deniliyor. Pekisi Meryem orucu neydi? ilk anladığım şu ki; bedenin tutmadığı, dilin tuttuğu bir oruçtu. Meryem'in hayat mücadelesinde ruhun ve aklın iradesiyle tuttuğu bir oruçtu bu. Meryem orucu, kucağında İsa ile beraber şehre inen bir kadının susan haykırışlarıydı. Şimdiyse o dönemki halkın şiddetine ve ağır iftiralarına karşı Allah'tan gelen bir tür kalkan diye anlıyorum ben.

 

Velhasıl Allah Hz. Meryem'i evlenmediği halde Hz. İsa'nın annesi olmakla imtihan etti. Bu çok ağır bir imtihandı. Derdini anlatsa kimse inanmayacaktı ona. Sahi babasız çocuk mu olurdu ki ? Hiç akıl işi değil. Zaten o zamanın müslümanları olan İsrail oğulları da inanmadılar bu duruma. Onu zina etmekle suçladılar. Düşünsenize Hz. Meryem'in Hz.

İsa'yı babasız doğurduğuna Kur'anda tanık olmamıza rağmen, bugün bile Allah, iffetiyle bilinen bir müslüman kadını böyle bir imtihana tabi tutsa, acaba biz müslümanların kaçı buna inanır? Kesinlikle çoğunun inanmayacağından eminim. O inanmayan müslümanlara "Bak Allah Kur'an-ı Kerimde Hz. Meryem'i anlatmış. Niçin böyle bir şey mümkün olmasın?” deseniz bile o müslümanlar "Bunu Hz Meryem'le karıştırma, o Meryem, bu ise sıradan bir kimse, hem o bir mucize…” diyerek işin içinden çıkarlar. Gördüğümüz gibi o gün sadece

Hz Meryem imtihan olunmamış, bunun yanında o gün bu olaya şahit olan herkesin imtihanı olmuştu. Eminim bu gün de böyle bir imtihana uğrasak çoğumuz kaybederiz. Ez cümle o ne söylerse söylesin kimseyi inandıramayacak ve iffetli olduğunu da ispat edemeyecekti. Bu yüzden Allah'ın emriyle susma orucu tuttu. Esasında Meryem'in susması Onu Allah'ın müdafaa edeceği anlamına geliyordu. Nitekim Allah onun kucağındaki bebeği konuşturmak suretiyle imtihan sürecini tamamladı ve olayı çözdü.

Neticede Meryem'in iffeti mucizevi bir şekilde ispatlanırken, onu zina ile suçlayanların iftira attıkları anlaşılmış oldu. İşte Allah Kur'anda Hz. Meryem'in imtihan esnasındaki susma orucunu böyle anlatıyor. Şüphesiz biz bugünün müslümanları olarak susma orucu diye bir oruçla mükellef değiliz. Üzerimize farz kılınan oruç bellidir.

Başından beri dediğim gibi, konuşsa kime neyi nasıl anlatacaktı. Kaldı ki Meryem de şakındı ama o hep rabbine sığınıp inandı.Yanisi tüm bu yaşanan hadiselere baktığımızda diyorum ki Allah'a teslimiyet sonucu tuttuğu oruç resmen bir ikram olmuş Meryem'e. Linç edilmeye hazır bir ortamda Meryem'e kale olmuş susma orucu. Evet evet , oruç kucağındaki İsa ile Meryem'i korumuş. Anladığım kadarıyla da Kur'an'ın inişinin gündem olduğu Ramazan orucuna kadar devam etmiş bu husus. Şimdi düşünüyorum da yapılan bir haksızlığın ve çaresizlikler içerisinde susmayı tercih edip teslim olan bir kadının hikayesi taa bizlere kadar uzanıp her yıl 365 günümüzden 30'unu buna hasretmemize vesile olmuş. Ve bu gün tüm oruçların kendi kapsamından uzak ve hissiz aç kalışlara dönüşmesi belki de orucun tarihsel başlangıcındaki bu bahsettiğim Meryem orucunu hiç anlamıyor; onu ve ruhunu unutuyor olmamızdan kaynaklanıyordur. Kim bilir?


Yazarın Diğer Yazıları