ALMANYA’DA TÜRK OLMAK -1-
BİR ÖZÜR
TEVHİD’İN HAYATA YANSIMASI
İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…
Gerçek Olan Kazanır
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
İki yüzlülüğün nirvanası
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
Her Galibiyet Değerlidir
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
BAĞIŞIKLIĞINIZI BESİNLERLE GÜÇLENDİRİN
Kaybedilen İki Puan
İnce Minaremizi İsteriz
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
Alfa Romeo Junior
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Türkiye siyasette ittifak kültürünü geliştirmeye çalışıyor. Birçok kimsenin ittifak ile koalisyonu karıştırdığını görmekteyiz. Hâlbuki ikisi aynı şeyler değildir. Birincisi seçimden önce, ikincisi seçimden sonra yapılır.
16 Nisan referandumundan önce seçim ittifakları "hülle” şeklinde yapılıyordu. "Hülle”, seçim ittifaklarına imkân tanımayan seçim yasasını delme şekliydi. Seçimde ittifak yapacak partiler seçim listesi üzerinde anlaştıktan sonra tek parti çatısı altında seçime girerlerdi. Seçimden sonra da, "evli evine köylü köyüne” usulü, seçilen milletvekilleri kendi partilerine dönerlerdi. 1991 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde Refah Partisi-Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi arasında yapılan ittifak buna örnek gösterilebilir. Bugünkü uzantılarıyla Saadet Partisi-Milliyetçi Hareket Partisi ve Millet Partisi. Seçim biter bitmez her milletvekili kendi partisine geçmiştir. Bu yöntem ile yüzde 10'luk seçim barajı aşılmıştır. O günkü konjonktürde mantıklı ve başarılı bir ittifaktır.
16 Nisan Referandumu ile seçimden önce "hülle” yapılması zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır. Türkiye bu yeni sistemle 24 Haziran'da tanışacaktır. Bu sistemin kime fayda kime zarar getireceği o gün belli olacaktır.
Saadet Partililer, CHP ile yapılan ittifakı meşru göstermek için Erbakan Hoca'nın da eskiden CHP ile ittifak kurduğunu iddia etmektedirler. Hayır, bu doğru değildir. Erbakan Hoca, asla CHP ile ittifak kurmamıştır.
Burada basit bir siyaset kurnazlığı yapılmaktadır. Erbakan Hoca'nın MSP'si 1974 yılında CHP ile koalisyon hükümeti kurmuştur. İttifak ayrı şey, koalisyon ayrı şeydir. Birbiri ile asla karıştırılmamalıdır. Yani Erbakan hoca, CHP ile asla seçimden önce bir ittifak kurmamıştır. Seçime CHP ittifakı ile girmemiştir.
Peki nasıl olmuştur?
1973 Ekim'inde yapılan genel seçimlerde hiçbir parti tek başına hükümet kurma çoğunluğunu elde edemeyince ve diğer hiçbir parti de Ecevit ile koalisyona yaklaşmayınca böyle bir hükümetin kurulması zorunluluğu doğmuştur. Seçimlerden sonra 3.5 ay boyunca herhangi bir hükümet kurulamayınca, bu iki parti (CHP ile MSP) koalisyon hükümeti kurmak zorunda kalmışlardır Nihayetinde fazla uzun ömürlü de olmamıştır. Bu hükümetin ömrü hepi topu 7.5 aydır. Yani yürümemiştir.
Sağ ile solun aynı çatı altında olamayacağı tescillenmiş ve bu siyasi tecrübe Milliyetçi Cephe hükümetlerinin yolunu açmıştır. CHP-MSP koalisyonu yıkıldıktan sonra üç sağ parti oturmuş ve 1. MC (Milliyetçi Cephe) hükümetini kurmuşlardır. Bu hükümetin ömrü ise yaklaşık 2.5 yıl olmuştur.
Erbakan Hoca 1996 yılında ise merkez sağdaki Doğru Yol Partisi ile koalisyon ortağı olmuştur.
Burada bir hakikatin altını çizmek gerekecektir. Özellikle gençlerin bu hakikati bilmesi gerekmektedir. Yakın siyasi tarihi doğru bilmekte fayda vardır.
1970'li yıllar ve 1990'lı yıllar Koalisyon Hükümeti yıllarıdır. Her iki dönemde de çok sayıda koalisyon kurulmuş ve hiç biri de başarılı olmamıştır. Koalisyon hükümetleri döneminde Türkiye büyük siyasi ve ekonomik bunalımlar yaşamıştır. 1970'li yılların siyasi bunalımları 1980 ihtilaline zemin hazırlarken, 1990'ların siyasi bunalımları Türkiye'yi 28 Şubat sürecine sürüklemiştir. O dönemleri yaşayan biri olarak diyorum ki; ALLAH BU DEVLETE BİR DAHA KOALİSYONLAR DÖNEMİ YAŞATMASIN.
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim
Ekrem Coşkun’u klonlayalım