Erdoğan’ın en büyük icraatı
Recep Tayyip Erdoğan 23 yıllık iktidarı boyunca bu ülkeye çok şey yaptı. Türkiye çağ atladı adeta. Ama hiç biri terörün sonlandırıldığı bugünkü kadar aydınlık geleceğe yapacağımız yolculuğu hızlandıracak boyutta değildi. Küresel güç olma yönündeki en büyük engelli bugün aştık inşaallah.
Tarih, bazı anları sadece kaydetmekle yetinmez; onları geleceğin pusulası kılar. Türkiye, 41 yıl süren bir ateş çemberinden geçti. Bu topraklar; şehit kanlarıyla ıslandı, ağıtlarla yankılandı, kardeşin kardeşe yan baktığı karanlık günler yaşandı. Acıyı bilen bilir, ama unutmak da insana mahsus bir özelliktir. Bazı acılar unutulur, bazılarının ise sadece üzeri küllenir. Unutmadan ama yeniden başlayarak bugün başka bir eşiğin kenarındayız.
Terör… sadece bir güvenlik sorunu olmadı bu ülkede. Aynı zamanda bir kalkınma engeli, bir toplumsal kopuş, bir gönül kırılmasıydı. Hepsinden tehlikelisi bir kardeş kavgasıydı. On binlerce can yitip gitti. Dağlarda kurşunla, şehirlerde şüpheyle, kahvehanelerde sessizlikle yaşadık bu yükü. Evlatlar toprağa verildi. Ama mesele sadece bizim kayıplarımız değildi. Karşıda da bu ülkenin vatandaşları vardı. Onlar da yanlış bir davanın peşinde, yanlış bir aklın kurbanı olarak toprağa düştü. Belki farkında bile olmadan bir büyük ihanete alet oldular. Köylerde, yaylalarda kaçırıldı, şehirlerde beyinleri yıkanarak çıkarıldılar dağlara. Ömürleri dağlarda, mağaralarda geçti. Çoğunun ailelerinin dahi rızası yoktu. Ama neticede onlar da birer insan, birer evlattı. Kaybedilen sadece hayatlar değil, birlikte yaşama umuduydu.
Bugün bu umut yeniden yeşeriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarihinin en ağır yüklerinden birini sırtlamış ve hiç de kolay olmayan bir mücadeleyi sonlandırma noktasına getirmiştir. Dile kolay… 2 trilyon dolarlık bir kayıptan söz ediyoruz. Ama bu sadece ekonomiyle ölçülecek bir mesele değil. Harcanan kaynak, askere giden genç, annesini öksüz bırakan şehit, koca bir neslin içine sinen güvensizlik… Hepsinin bedeli çok daha derin, çok daha sarsıcı.
Cumhurbaşkanı'nın bugün yaptığı konuşma, bana göre siyasi kariyerinin en kilit söylemlerinden biriydi. Tıpkı Davos'ta Şimon Peres'e söylenen "one minute” gibi. Tıpkı "Dünya beşten büyüktür” çıkışı gibi. Erdoğan'ın "Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır.” ifadeleri yeni dönemin şifrelerini veriyor.
Türk, Kürt, Arap birlikteliği… Bugünkü konuşmanın kilit cümlesi. Ana fikri…
Bu aynı zamanda bir hedef. Hedefin coğrafik karşılığı ise Anadolu ile Kenan ili… Doğu Akdeniz ile Mezopotamya… Eğer bu halklar aynı çatı altında yeniden el sıkışırsa, işte o zaman sadece barış değil, kudret de doğar. Küresel sistemin böl, parçala, yönet hilesi ile sömürdüğü coğrafyada bizler tam tersine birleştir, onar, yükselt demeliyiz.
Bu bir milattır. Belki de yeni yüzyılın en önemli dönüm noktası. Silahlar sustuysa şimdi sözün vaktidir. Yüreği yanan anaların duası, yoksullukla boğuşan gençlerin umudu, sınır boylarında nöbet tutan askerlerin inancı bu barışı taşıyacaktır.
İkinci yüzyıl…
İkinci cumhuriyet…
Ve yeniden kurulan kardeşlik hukuku.
Tarih, bu topraklarda yeniden yazılıyor. Sayfayı temiz tutmak bizim elimizde. Türk, Kürt, Arap; bu yeni sayfaya muhteşem zaferler yazabilir.
Yazarın Diğer Yazıları