DOLAR
41,56
EURO
49,03
STERLİN
56,30
GRAM
5.175,12
ÇEYREK
8.508,12
YARIM ALTIN
16.979,24
CUMHURİYET ALTINI
33.794,19

İki lider, iki vizyon! Erdoğan ve Trump

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, her yıl yalnızca liderlerin buluşma noktası değil; aynı zamanda lider ve ülkelerin vizyon ve hassasiyetlerinin de vitrine çıktığı zirvelerdir. Liderler bu kiresel sahnede konuşurken dünya kamuoyu da onları dikkatlice tartar. Kimin kaç okka kaç dirhem olduğu ortaya çıkar. 

Erdoğan ve Trump'ın BM Genel Kurulu konuşmalarını bu gözle takip ettim. 

Trump'ın kürsüye çıktığında kendi  iç politik meselelerini dile getirerek konuşmasına başlaması yadırgandı.   Erdoğan konuşmasına dünya vicdanının ortak gündemi olan Gazze ile başladı ve konuşmasının üçte ikisini Gazze ve Filistin meselesine ayırdı. 

Trump, bir seçim mitingini andıran üslubuyla sürekli "ben, ben, ben” dedi, zaman zaman da "Amerika.” Bir taraftan Dünyanın en güçlü ülkesi olduğunu söylemesi diğer taraftan kendi başkentlerinin güvenliğini sağlayamadığını itiraf etmesi ile çelişkiye düştü. Erdoğan; ‘ben' veya ‘Türkiye' yerine bölge istikrarı-dünya barışını önceledi Suriye'nin, Afrika ülkelerinin, Afganistan'ın güvenliği için dünya devletlerini göreve çağırdı.

Trump, Avrupa liderlerini vizyonsuzlukla suçladı, bilimsel gerçekleri görmezden gelerek iklim krizini küçümsedi ve Paris Anlaşması'ndan çekilmelerini savundu. Gazze'ye değinse de yalnızca İsrailli esirler ve ölenler üzerinden konuştu; on binlerce sivilin, özellikle de çocukların yaşamını yitirmesini görmezden geldi. Erdoğan, dünyanın selameti için çaba sarfeden ülke ve liderlere teşekkür etti, dünya barışını tehdit edenlerle ortak mücadele teklifinde bulundu. 

Trump, Ukrayna- Rusya savaşındaki başarısızlığını itiraf etti, NATO ülkelerinin Rusya'dan enerji ithal etmelerini sert şekilde eleştirdi. Erdoğan, Ukrayna-Rusya savaşında Türkiye'nin arabuluculuk rolünü, Somali ve Sudan'daki çatışmalarda barış için attığı adımları, Suriye'nin yeniden inşası konusundaki katkılarını anlattı. Yani şikâyet etmek yerine çözüm önerdi, yalnızca kendi ülkesini değil tüm insanlığı ön plana aldıklarını kaydetti. 

İki konuşma arasındaki fark dağlar kadar büyüktü. Trump, BM kürsüsünü kendi egosunu büyütmek için kullandı; Erdoğan, Türkiye'nin küresel barış vizyonunu aktardı. Biri tehditler ve küçümsemelerle yetindi, diğeri  güçlünün değil haklının yanında olmak gerektiğini haykırdı. 

İki liderin kavramsal karşılığı farklı olsa da uzlaştıkları tek bir konu vardı: BM. Trump Birleşmiş Milletlerin barışın sağlanması için hiç bir şey yapmadığını(sanki barışı veto edenin kendileri değil), kendini yönetmekten bile aciz olduğunu söyledi. Erdoğan, BM'nin mevcut yapısını eleştirirken "Dünya beşten büyüktür” sözünü yineledi, ama bununla yetinmedi: Daha adil ve kapsayıcı bir uluslararası düzenin gerekliliğini vurguladı. Birleşmiş milletlerin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.

Yazarın Diğer Yazıları