İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ?

Partiler vardır, siyasal konjonktürde onları millet var eder.

Partiler vardır, siyasal konjonktürde onları fırsatçılar var eder.

Milletin var ettiği partiler, bir ihtiyaçtan doğarlar. Kendiliğinden oluşurlar. Kimsenin ciddi bir hazırlık yapmasına gerek kalmaz. Millet zaten harekete hazırdır. Oluşumun başına, kendi değerlerine uygun bir lider bulundu mu, hareket kısa zamanda kartopu gibi büyür. Demokrat Parti, Anavatan Partisi ve AK Parti bunun en güzel örnekleridir.

Menderes; inançları çiğneyen, halkın değerleriyle savaşan ve zulme dönüşen icraatlarıyla CHP'nin yönetim tarzına verilen tepkinin adıdır.

Özal; 1980 darbesinin despot komutanlarına, adaletsizliğe, fakirliğe, yoksulluğa karşı halkın verdiği tepkinin adıdır.

Erdoğan; 28 Şubat zulmüne, ülke kaynaklarının insafsızca çarçur edilmesine, 70 cent'e muhtaç edilmemize verilen tepkinin adıdır.

Üç liderin de yapısı ve kişiliği birbirine benziyor. Üçü de halk adamı. Üçü de inançlı. Üçü de lider olma vasıflarına sahip. Üçü de devletini çok seviyor. Üçü de gerektiğinde milleti için canını vermeye hazır. (Menderes bu uğurda canını verdi, Özal'ın ölümü şüpheli, Erdoğan'ın canını 15 Temmuz'da almaya çalıştılar, başaramadılar. Allah onu milletine bağışlasın. Millet onun canını almasınlar diye 15 Temmuz'da canlarını feda etti. Allah şehadetlerini kabul buyursun, makamlarını ali eylesin)

Fırsatçıların var ettiği partilere gelince… Onları fırsatçılar var eder. Onlar kötü durumlarda değil, iyi durumlarda doğarlar. Onların arkasında Millet değil, fırsatçılar vardır. Genelde dış güdümlüdürler. "Oy gelsin de nereden, ne şekilde gelirse gelsin” şeklinde bir politika güderler. Millet tabanlı politik söylem geliştirmede sıkıntı yaşarlar. Amaçları ne şekilde olursa olsun, iktidarı devirmektir. Dışarıdan büyük alkış alırlar. İlk çıkışları genelde cafcaflı olur. Etrafları kısa zamanda küskünler ordusu ile dolar. Kendi siyasi partilerine küsen her kesimden politikacı bu şemsiyenin altına koşar. Bu koşma da ‘biz her türlü siyasi görüşe açığız' şeklinde yorumlatılır.

Türkiye siyasi tarihinde bu şekilde var edilmiş çok sayıda parti vardır. Burada isimlerini vererek gereksiz bir polemik oluşturmak istemem.

Bugünkü konumuz İYİ PARTİ.

İyi Parti'nin yukarıda tariflerini yaptığım sınıflandırmalardan hangisine gerdiğine siz karar verin.

Siyasi Hayatımızın mevta partilerinden DYP döneminde siyasete atılmış, REFAHYOL iktidarında hasbelkader İçişleri Bakanlığı yapmış, ardından siyasette makas değiştirerek MHP saflarına geçmiş, orada da beklediğini bulamayınca yeni bir oluşuma yelken açmış birinden bahsediyoruz.

Meral Akşener'in dayandığı bir ideolojik tabanı yok.

Meral Akşener bir halk hareketi sonucu da doğmamıştır.

Meral Akşener'in yukarıda belirttiğim Menderes-Özal-Erdoğan tiplemesinde bir liderlik vasfı da bulunmuyor.

İYİ PARTİ'nin doğduğu siyasal konjonktür zor bir konjonktür değil. İYİ PARTİ, Türkiye'nin devlet olarak en güçlü olduğu bir dönemde kuruldu.

Her ne kadar, "geniş tabandan destek alacağız” dedilerse de, MHP'nin küskünleri, Ak Parti'nin kızgınları ve FETÖ çevresinde zemin buldular. Bu zeminin daha fazla genişlemesi mümkün değil.

Seçim'e içeriden ve dışarıdan ciddi bir destek alarak başladılar. Hatta öyle ki, Cumhurbaşkanlığının birinci turunda ittifakı ret ettiler.

Seçim sürecinin ilk iki haftasında bekledikleri ilgiyi de gördüler. Anketlerde yüzde 15'e kadar çıktılar. Bir atımlık güçleri vardı onu da ilk iki hafta kullandılar. Sonrasına bir şey kalmadı. Son deminde ise Erdoğan'ın usta siyasetine yenik düştüler.

Erdoğan seçim stratejisinde Akşener'i kesinlikle muhatap almadı. Bunun iki amacı vardı.

  1. Muhatap alırsa, Akşener'in büyüyeceğini düşündü.
  2. Muhatap alırsa seçimin ikinci tura kalması halinde, az da olsa İYİ PARTİ'den gelebilecek oyların önünün kapanacağını öngördü.

İYİ PARTİ Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin birinci seçiminde Erdoğan'ın önünü, MHP'den oy çalmak suretiyle kapatmak amacıyla kurduruldu. Ancak olmadı. İYİ PARTİ'yi gelecekte zor günlerin beklediğini tahmin etmek güç değil.

Ülke siyasetinde majör bir değişim olmadığı sürece İYİ PARTİ'den iyi bir gelecek beklemek mümkün değil. En iyi oldukları seçimin bu seçim olacağını düşünüyorum. Meral Akşener 'in milletvekillerini de, teşkilatlarını da daha fazla diri tutması zor görünüyor. Milletin var etmediği partilerin siyaset ömürleri fazla olmuyor.

Bu partinin var edilmesinin İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ olduğuna siz karar verin.

Konya'ya gelince… Konya'da Türkiye ortalamasının yüzde 25 gerisinde kaldılar. Yani İYİ PARTİ'nin Konya performansı çok kötü. Ancak milletvekili seçilen adayları hala hızını alamamışa benziyor. Hala kendisini aday sanıyor. Hatta "hala kendisini sendikacı sanıyor” desek yeridir. Mazbata töreninden sonra medyaya yaptığı açıklamalarda, Vali, Beyşehir Belediye başkanı, Ak Partili vekiller ve daha birçok bürokrat söylemlerinden nasibini aldı. Öyle sanıyorum ki, İYİ PARTİ'nin Konya geleceği fevkalade renkli geçecek.


Yazarın Diğer Yazıları