Cumhurbaşkanımız Konya’yı sever. Her gelişinde ya büyük bir müjde ile gelir, ya büyük bir hizmetin açılışını yapar.
Evet son gelişinde de maddi değeri çok yüksek olan açılışlar gerçekleştirdi. 750 milyon TL’si Büyükşehir’in olmak üzere toplam değeri 2 Milyar TL civarında açılış yapıldı. (bir kısmı temel atma)
Ancak Konya özellikle bu gelişinde büyük bir müjde bekliyordu. Müjde 17 Aralık’a kaldı sanırım.
Konya’da birçok yatırım, birçok çalışma birçok gelişme oluyor elbet. Ancak son yıllarda ismine “yıldız proje” veya “çılgın proje” diyebileceğimiz yatırımlar yok. Metro projesi çılgın bir proje değilse de bir yıldız proje olarak değerlendirilebilir. Keza çevreyolu projesi, Antalya-Konya-Kayseri hızlı tren projesi, Konya-Mersin hızlandırılmış demiryolu projesi, lojistik köy projesi de birer yıldız projedirler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Konya programında bu projelerden de bahsetmedi. Konya mitingi daha ziyade ulusal ve uluslar arası gündemin ön planda olduğu bir miting oldu. Reis, Referandum mitinglerinin ilkini Konya’da gerçekleştirmekle Konya’yı bir kez daha onure etti. Sanırım müjdeler bölümünü Şeb-i Arus’a bıraktı.
Konya’nın “çılgın projesi” hiç şüphesiz dış kaynaklardan Konya Ovasına su getirilmesi projesidir. Bu arada Mavi Tünel yapılmış olmasına rağmen bağlantı kanallarının henüz tamamlanmamış olmasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle Ovanın henüz sudan yararlanmadığını ve yine müteahhitten kaynaklanan sorunlar nedeniyle aynı kaynaktan şehir merkezine içme suyunun de getirilemediğini hatırlatmakta fayda var. Bu projelerin aksadığından Sayın Cumhurbaşkanımızın haberinin olup olmadığını bilmiyorum ama özellikle siyasilerin bu konuda özel çalışma yapmaları gerekmektedir. Ovanın da ovalının da sabrı tükenmek üzeredir.
Mavi Tünel kendi içinde büyük proje olmasına rağmen, Konya Ovasındaki sulayacağı toprakların miktarı devede kulak misalidir. Konya’nın da Türkiye’nin de en büyük meselelerinden biri yeraltı sularının derinlere çekilmesidir. Acilen Ova’ya dış kaynaklardan su temin edilemezse olan topraklarımızı da kaybedeceğimiz bir gerçektir.
Bölge kaynaklarından ek su temin imkânımız neredeyse tükenmiştir. Bedeli ne olursa olsun Kızılırmak veya Karasu gibi büyük kaynaklar üzerinden proje çalışmaları yapmak gerekmektedir. Konya’nın “çılgın projesi” ancak bu olabilir.
Son bir yıl içerisinde konu ile ilgili müjde “geldi-geliyor” denildi, ancak nedense beklenen açıklama bir türlü yapılamadı. Şimdi gözler 17 Aralık’ta. Herkes Sayın Cumhurbaşkanımızdan yukarıda saydığımız “yıldız projeler” ile birlikte bu “çılgın projeyi” de açıklamasını beklemektedir.
Eğer konu ile ilgili bürokratlardan medet bekleniyorsa müjdenin gelmeyecek baharlara kalacağından kuşkunuz olmasın. Bu proje için bürokratların söyleyeceği tek şey “efendim proje fizibil değil” olacaktır. Meseleyi bürokratlara bırakacak olursak 2023’e kalmaz buğday ithal etmeye başlarız. Bu mesele bürokratların bakış açısıyla çözüme ulaştırılabilecek bir mesele değildir. Tıpkı 3. Boğaz köprüsü gibi, 3. Havaalanı gibi, Kanal İstanbul gibi, Sayın Cumhurbaşkanımızın “bu proje yapılacak” kararlığı gibi bir kararlılık gerekmektedir. Aynı bürokratların yukarıda adı geçen projeler için de ayak sürüdüğünden kuşkunuz olmasın.
Eğer Ovaya büyük su kaynaklarından su temin edilmeyecek ise, KOP diye bir projeden bahsetmenin anlamı yoktur. KOP diye bir proje gelecekte de mevcudiyetini kuruyacak ve kızıl elmamız olmayı sürdürecek ise, büyük su kaynaklarından ovamıza su getirilmesi bir zorunluluktur. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın engin basiretine, tavizsiz kararlılığına ve koşulsuz “yapınız” talimatına ihtiyacımız vardır.