Skor 1-1, kazanan Rize!
CADILAR BAYRAMI’NIZ KUTLU OLSUN MU?
Derbiyi kimin kazanacağını yapay zekaya sorduk? Yapay zeka ‘FB’ dedi
ŞEMS ve MEVLÂNÂ’NIN KARŞILAŞMASI
Enflasyondaki Düşüş Mutfakları İkna Edemiyor
SÜNNETULLAH
AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
İddia ediyorum boş iddianame!
Allah Teâlâ İyiyi, Güzeli emreder, Emrettiği İyidir, Güzeldir.
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
DUYMAK İSTEMİYORUZ.
Okyanus mu, Kuyu mu?
Net Pozisyonları Kaçırırsan Yenmeyecek Golü Yersenen
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
31 Mart seçimleri ülke tarihinde yeni bir dönüm noktası olmaya namzet gibi görünüyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçildikten sonra yapılacak olan ilk seçim olması hasebiyle farklı bir öneme sahip. AK Parti iktidarında ise bu yerel seçimler dördüncü dönem seçimleri olarak tarihe geçecek. Diğer üç seçimlerdeki gibi bir başarı yakalanabilirse, siyaset tarihçilerinin ezberlerini bozması gerekebilir.
Yerelde üç dönem üst üste iktidarda olmak kolay iş değil. Milletvekili seçiminde ön planda olan kaygıların birçoğu, yerel seçimde insanlar üzerinde etkili olmaz. İnsanlar daha ziyade sokağını, caddesini, mahallesini düşünür.
AK Parti dördüncü dönemde "gönül belediyeciliğini” ön plana aldı. Muhalefetin stratejisi ise henüz belli değil.
Tüm adaylar açıklanmasına rağmen Cumhur İttifakında bir sorun yok. Millet ittifakında ise ciddi çatlaklar mevcut. CHP kendi içerisinde büyük sıkıntılar yaşıyor. İstanbul il başkanı önce istifa etti, sonra vazgeçti. Daha birçok il ve ilçede de benzer sorunlar var. Bu sıkıntılar içerisindeki bir partinin, ittifakın diğer kanadı ile nasıl bir seçim stratejisi yürüteceği merak ediliyor. Daha şimdiden Millet İttifakında işlerin zor olduğunu söyleyebiliriz.
Aday adaylığı süreci bize ve siyasetle ilgili herkese çok şey öğretti. Öyle tahmin ediyorum ki, ayak oyunlarının en çok oynandığı bir süreçten geçtik. Aday adayları birbirlerini kıyasıya yıprattılar. Sadece aday adayları değil elbette. Aday adaylarının arkasında duranlar da…
"Rakibimi zayıflatırsam, ben güçlenirim” mantığından hareket edenlerin tamamı kaybetti. Rakibine olur olmaz iftira ve ithamlarda bulunanların hiç birisi kazançlı çıkmadı. Kazançlı çıkmadığı gibi, değerini de düşürdü. Partiler adaylarını sadece aday adayları arasında seçmemeli bence. Öyle yetenekli ve liyakat sahibi insanlar tanırım ki, sırf bu tür ayak oyunlarının oynandığı siyaset sahnesinde bulunmak istemedikleri için aday adayı olmadılar.
Bu süreçte STK'lar da aktif olamadı. Türkiye'de STK'ların durumu mutlaka mercek altına alınmalıdır. Ülke sathında farklı alanlarda faaliyet gösteren çok sayıda STK mevcut. Ancak, insanları ülkenin geleceğine hazırlama noktasında 1990'ların çok ama çok gerisindeyiz.
Adına sosyal medya denilen, aslında medya olmadığı gibi sosyal da olmayan mecraya gönül bağlayanlar da iflas etti. "Herkes bir gün beş dakikalığına meşhur olacak” söyleminin gerçek olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kendisini sosyal medya saman alevinin arasına bırakanlar ne yandılar ne parladılar. Aksine yanan ateşi de söndürdüler. Absürt isimler altında mesnetsiz ithamlar ve karalama kampanyaları başlatanlar, bilemediler ki, kendilerinin inanmadığı bir medyaya başkaları da inanmaz. Özetle kendilerini kandırdılar. Özellikle yeni dönemde "bana sosyal medya yeter” diyenlerin bu acı örnekten ders çıkarması gerekir.
Bir de kendilerinin inanmadığını başkalarına inandırmaya çalışanlar oldu. Görevlerinden istifa ederken saman alevini dahi söndüren medyaları yoluyla, "arkamda en yüce makam var” yalanına sarılanlar. Yatsıya kalmadan sönecek bir mum dahi yakamadılar. Aklı başında herkesin "bile bile lades” diye yorumladığı bir eylem olarak tarihe geçen bu hadise bence siyaset akademilerinde okutulmaya değer.
Evet, önümüzde önemli bir seçim var. Bu seçimde AK Parti'nin istenilen sonuçları almaması halinde, erken seçime kadar gidilebileceği yönünde yorumlar da yapılıyor. Peki, böyle bir şey olabilir mi?
Süreç aday adaylığı süreci gibi yürütülürse olabilir. Aday yapılmayanlar, beklentileri gerçekleşmeyenler, gösterilen adaya düşman olanlar, kafalarındaki kişi aday olmayınca davayı unutanların tavrı çok önemli. Birlik ve beraberlik olmadan yol yürünmez.
7 Haziran seçimlerinin oluşturduğu travma hafızalarımızdaki tazeliğini koruyor. 7 Haziran , bir seçimlik ders alınacak bir vakıa değil. Her seçime örnek gösterilebilecek tarihi bir gerçek. Venezuela'da seçilmiş iktidara karşı aleni savaş başlatanlar, kaybedilmiş bir seçimde Türkiye'nin başına ne getirirler, siz tahmin edin…
Derbiyi kimin kazanacağını yapay zekaya sorduk? Yapay zeka ‘FB’ dedi
Sorun büyük, çözümü zor. Teşhis doğru, tedavi yanlış.
İsrail’in Ateşkes Yalanı
Avrupa’nın Başaramadığını Biz Başarabilir miyiz? İnsanlar Parayla Çocuk Yapar mı?
Deprem bölgesi Murat Kurum diyor, daha da başka bir şey söylemiyor
Cevat Hoca Yine Yaptı Yapacağını
Türkiye’de ve Konya’da Bahis Depremi
Dünya bunu konuşuyor! İsrail’in kalesi nasıl yıkıldı?
Konya’da bir yalanın hazin hikayesi! Çamur at izi kalır Yalan yaz bilmeyen inanır
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil