İNSAN OLMAK VE İNSAN KALABİLMEK İÇİN…
Gerçek Olan Kazanır
TÜRKİYE VE SMO SURİYE’DEKİ OYUNU BOZDU
BAŞARI; ÇALIŞMAKLA MÜMKÜNDÜR
İki yüzlülüğün nirvanası
SURİYE’NİN BÖLÜNMESİ
PAYİTAHTA RUH VERENLER
Kira enflasyonu dezenflasyon sürecini baltalıyor
DÜNYA EDEBİYATLARINDA KÖY VE KÖYLÜ İNSAN
TEŞEKKÜR
Her Galibiyet Değerlidir
Mecelle Pusulası (Altın Formül İçerir)
BAĞIŞIKLIĞINIZI BESİNLERLE GÜÇLENDİRİN
Kaybedilen İki Puan
İnce Minaremizi İsteriz
Bugünlerde araçlarda kış lastiğinin önemi ve zamanı
Alfa Romeo Junior
ÖCALAN SİLAH BIRAKIN DERSE NE OLUR?
KONYALISIN ETLİEKMEK
Türkiye çok sıkıntılı bir süreçten geçiyordu.
28 Şubat ürünü koalisyon hükümetlerinin büyük marifeti olan ekonomik kriz ülkeyi kasıp kavuruyordu.
Bin yıl süreceği sık sık dillendirilen ve Post Modern Darbe olarak adlandırılan 28 Şubat, inançlı kesimin üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallandırılıyordu.
Şiddeti ölçülemeyen büyüklükte bir sosyal depresyon yaşayan toplumun gelecek umutları tükenmişti. İşte tam da böyle zor bir süreçte siyasette yeni kıpırdanmalar yaşanıyor, 1994'de İstanbul'da belediye başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, hapisten çıktıktan sonra bir daha koltuğunun altından düşürmeyeceği kefenini giyerek bir "erdemli hareket” başlatıyordu.
Recep Tayyip Erdoğan'ın hapse atılması ile birlikte, 1994'te yerel idarelerde başlayan Fazilet rüzgarı daha da keskinleşiyor, düşüncesi ne olursa olsun millet, Milli Görüş çizgisine doğru kayıyordu.
Reis, yeni oluşumun "Fazilet” çatısı altında olmayacağına kanaat getirmişti. Başlattığı "Partiyi Gençleştirme Hareketi” partinin yaşlı duvarını aşmamıştı. Parti yönetimi tercihini yaşlılardan yana koyarak, başa Recai Kutan'ı getirmişti.
Kuşkusuz bu ayrışımda en sert rüzgar Konya'da esiyordu. Çünkü Milli Görüş çadırının orta direği Konya idi. Üstelik Konya'da Refah-Fazilet iktidarı 1994'de değil, 1989'da başlamıştı. Bundan da öte, Milli Görüşün lideri, rahmetli Erbakan, Konya milletvekiliydi. Milli Nizam ile başlayıp Milli Selamet ile hızlanan, Refah ile kitle partisi olmayı başaran "Milli Görüş” Konya'da yüzde 50 civarında oy alıyordu. Bundan dolayı da gözler Konya'ya çevrilmişti.
Konya'da üç önemli kale mevcuttu.
1-Belediye Başkanı tercihini kimden yana kullanacaktı.?
2-İl teşkilatında bölünme olacak mıydı?
3-Kontv süreci nasıl değerlendirecekti?
Belediye başkanı tercihini Faziletten yana kullandı. İl teşkilatında az sayıda kişinin dışında "erdemli harekete” sahip çıkan olmadı. Sahip çıkanların ise bir hain ilan edilmedikleri kalmıştı.
Kontv ise Türkiye'nin ve davanın geleceğine yöneldi. Kontv, Millet'in genel kanaatini esas alarak "Milletin” yanında yer aldı. Milletin yanında durmak, Kontv'ye çok pahalıya patladı. Son üç aydan bu tarafa çektiği sıkıntılardan çok ama çok daha fazlasını yaşadı. Ama mademki öncelik davadaydı ve mademki esas olan millet idi, o zaman doğru yerde durmak gerekiyordu. Milletin bekası, ülkenin geleceği ve ümmetin birliği böyle gerektiriyordu.
Erdemli Hareket kısa süre sonra AK bir parti kurdu. Partinin iki önceliği vardı, Adalet ve Kalkınma. Ülkede adaletin tecellisi ve milletin şahlanışına katkı sağlayacak kadrolara ihtiyaç vardı. O kadrolar her ilde çok kolay bulundu. Bulunmayan tek il Konya kalmıştı.
Konya'nın ileri gelenleri ve "erdemli harekete gönül verenler” yerel iktidarlar tarafından baskılanıyor, neredeyse tam saha pres uygulanıyordu.
Bu yüzden de kendisine il başkanlığı teklifi götürülenler, istemelerine rağmen teklifi geri çeviriyorlardı.
İşte böyle zor bir dönemde o teklifi bir kişi kabul etmişti. HASAN ANGI
AK Parti'nin il başkanı değişiminde fabrika ayarlarına dönmesine ne de güzel bir örnek Hasan Angı. En zor gününde Konya'da hareketin başına geçme cesareti gösteren Angı, 2019 dönemecinde yine direksiyonda. Değil mi ki, Hasan Angı'nın atamasında Reis'in imzası var. O zaman mesele bitmiştir. Herkese arkasında durmak ve çalışmak düşer.
İnce Minaremizi İsteriz
500’ünü yıktık daha da yıkacağız
Güzel bir gelenek, hoş bir seda
Şaşırdık mı?
Fetullah öldü ama FETÖ yaşıyor
Bakan çiftçiye güldü mü?
Yönetim rahatlama, Çamdalı rahatlatma peşinde
İdam isteriz!
Narini biz öldürdük! Diğerlerini öldürmeyelim
Ekrem Coşkun’u klonlayalım