Bu Acılara Yürek Dayanmaz

Bu acılara yürekler dayanacak gibi değil, ateş düştüğü yerleri yakıyor, hatta yakmıyor adeta kavuruyor ancak bizler hala oralı değiliz. Aklımız oralarda olsa da gözümüz milletçe oynaşta birkaç ay önce somada otuzun üzerinde madencinin hayatlarını kaybetmesi, Ermenek’ de hala kendilerine ulaşamadığımız 18 madenci, aynı hafta içinde Zonguldak ve Bartın’da kaybedilen 3 maden işçimiz ve yetmiyor, bitmiyor.
Allah daha beterinden saklasın yine üç kuruş kazanabilmek için hurda bir araçla yola çıkarılan 46 kişiden hayatını kaybeden 15 bay ve bayan işçi kardeşlerimiz. Ne hikmettir bilinmez adeta işçi katliamı varmışçasına inşaat iskelelerinden düşerek hayatını kaybeden yine işçilerimiz ve gözyaşları hiç dinmeyen anneler, babalar, eşler, kardeşler, yetim kalan yavrular sönen ocaklar kararan dünyalar.
Pekiyi neler oluyor bize, ülkemize neler oluyor, son birkaç aydır yaşanan acılar, sınırlarımızda yaşanan akıl almaz olaylar, kendi ayaklarının üzerinde duran, dünya ülkelerince yakın zamana kadar gıpta ile bakılan güzel ülkemizin üzerinde adeta kara bulutlar dolaşıyor. Her geçen günü bir evvelki günü aratır duruma geldik, daha düne kadar eksik, noksan, yanlışlar olsa da, siyasi sosyal ve ekonomik dengelerini kurmuş, mutlu bir ülke görünümünden çıkarak hükümetimizi zorlayan dünya politikaları ve acılar içinde kalıverdik.
 Somayı unutmayalım, unutturmayalım derken, henüz felaketin yaralarını sarmadan neredeyse unutur duruma gelmiştik ki Ermenek olayı ile irkildik ve kendimize gelir gibi olduk, Ermenek yas tutuyor, annelerin gözyaşları dinmiyor. Tam bir haftadır yüzlerce metre yer altından gelen bir sesi, evlat sesini, eş sesini, baba sesini veya kurtuluş haberini bekliyor ancak ben bu yazıyı yazdığım ana kadar maalesef ne bir ses, ne bir nefes.
 Allah Somada, Ermenek de, Bartın da, Zonguldak da gözyaşı döken annelere, eş ve çocuklara sabırlar versin, kayıplarına rahmet, beklentileri içinde sabırlar versin, kolay bir beklenti içinde değiller, umutların tükendiği söylense de umutla bekleyen annenin, eşlerin, hısım, akrabaların ve çocukların durumları yürek parçalıyor. Günlerdir uyku uyumayan, kömür karası yüzlerine hasret kalan, evladımın kokusu vardır diyerek galeriden çıkan suyu içen, oğlum yüzme bilmez suyun içinde ne yaptı diye dövünen annelere, eşlere ve her şeyden habersiz babalarının yolunu bekleyen masum çocuklara yürekler dayanmıyor.   
Kömür ocağında 18 madencinin mahsur kalmasıyla tüm gözlerin çevrildiği Ermenek de devlet geç kalınmış olsa da, yoğun bazı eleştirilere rağmen adeta seferberlik ilan etti ve 18 madenciyi sağ salim yer altından almaya çalışıyor ve olağanüstü bir gayret sarf ediyor. Zaman, zaman bir umudun kalmadığı söylense de Allahtan ümit kesilmiyor ve çalışmalar devam ediyor, ülkenin belli yerlerinde çalıştırılan kömür ocaklarının durumları sanıyorum bundan sonra daha da çok gündemde kalacak, facialara yol açan olumsuzlukları geç kalınmış olsa da ortadan kaldıracak olan önlemler alınacak gibi görünüyor.
 Ülkemiz bir taraftan kömür ocaklarındaki madenci olaylarıyla sarsılırken diğer taraftan trafik kazalarıyla kaybedilen canların acısıyla sarsıldı diyeceğim ama her şeye rağmen yukarıda da bahsettiğim gibi aklımız olaylarda olsa da gözümüz maalesef oynaşta. Çünkü her şeye rağmen radyolar, Televizyonlar, eğlence yerleri eğlence programlarından vaz geçemedi. Bir tarafta acı diğer tarafta gözyaşı var, tabi sorarsanız cevabı hayat devam ediyor oluyor.
Trafik kazalarının her zaman olduğu gibi sebepleri aynı tedbirsizlik, ihmal, sürat ve kural dışı hareket, sürüşler ancak hayatını kaybedenlerin sayısı arttıkça artıyor. Toplu taşımanın kontrol edilmeyişi veya edilemeyişi hayatını kaybedenlerin sayısını artırıyor, bunun en açık örneği ise geçtiğimiz hafta içinde 22 kişilik midibüse 46 kişinin balık istifi yapılması ve sonuçta gelen kazayla 15 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi gösterilebilir. Ermenek’te halen çalışmalar devam ediyor, umutlar yerini umutsuzluğa bırakmış olmasa da, enerji bakanının son yaptığı açıklamalarındaki yüz ifadesi çok da ümitli olmadığını gösteriyor ancak Allahtan ümit hiçbir zaman kesilmez inancımıza sığınarak sağlıklı ve hoşça kalın diyorum


Yazarın Diğer Yazıları