Çok fazla değil bu gidişle yaklaşık on sene sonra çapulcuzadelerden M Efendi veya H efendiler diye bir tanımlama duyarsanız hiç şaşmayınız, zaten şaşılacak da bir şey de yok liderlerimiz bu tanımlamayı şimdiden yapıp yakıştırdılar, büyük bir ekseriyetle de kabul gördü. Kılıçtaroğlu da bir nikâh şahitliğinde gayet doğalmış gibi gelin ve damada çapulcular olarak hitap ettiğine göre düşünün çapulcu veya çapulcular yakıştırması gelecekte aynen bir ailenin soyadları veya aileye anılması için takılan lakaplar haline gelecektir.
Çapulcuzadelerden Z- Efendi veya çapulcugillerden N- Efendi hatta çapulcu sayın abdülrezzak bey diye anılacak pek çok ailelere veya kişilere rastlayacağız. Garip karşılanmayacak, özellikle anılarda kalmış bir olayın kahramanlarıymış gibi beklide çok fazla itibar görecekler, görülüyor ki çapulcu kelimesi bir tanımlama olarak ortaya çıktı, belli ve büyük bir çevrede de anlaşılmaz bir kabul gördü.
Neydi çapulcunun anlamı, bilindiği kadarıyla talancı, vurucu, yıkıcı, karışık ortamlardan fayda sağlayan gibi kabulü mümkün olmayan tanımlama durumuna gelmiş bir kelime bir söylendi pir söylendi, öylesine tuttu ki adeta yapıştı kaldı ve yukarıda da anlatmaya çalıştığım gibi çıkması ve çıkarılması mümkün olmayacaktır. İleride tarihi bir tanımlama olarak ülke gündemine sıkça gelecektir diye düşünüyorum.
Bu günlerde hangi televizyon haberlerinde gazetelerde, diğer yayın organlarında ve mitinglerde çapulcu kelimesini duymuyoruz ki anlamak mümkün değil, bazı çevrelerde herkesin kendisini çapulcu ilan etmiş olduğunu, bunu da gururla söylediğini görüyoruz. Anlaşılıyor ki bu kelime özel anlamı bir tarafa bırakılarak iddialı bir siyaset argümanı oldu ve bu argüman gelecekteki siyaset arenalarında yerini alacak.
Zaman, zaman yazar veya söyleriz, Türk siyaseti boyut değiştirdi ve her türlü hitap, söylem ve ifade mubah hale geldi diye gerçektende şöyle bir bakar ve dinlersek siyaset yapılan meydanlar sözüm ona tam demokrasi yaşıyor. Bir bu çapulcu ifadesi eksikti meydanlarda Çapulcular veya Çapulcu ifadesi de meydanlarda yeni bir renk olarak kalacak galiba.
MAGANDALAR YİNE İŞ BAŞINDA
Ne kadar çok ve ne kadar çeşitli magandamız var, neredeyse magandalarımızla iftihar edeceğiz düğün magandası, trafik magandası, Pazar magandası, siyaset magandası derken sayabildiğince say bitmez, özelliklede mübarek ramazan oruç ayı geliyor ya oruç tutsa da tutmasa da bahanesi hazır, oruçlu olduğu için dalgın ve kafası bozuktur. Magandalar artık her yerde her platformda görülmeye başladı, küçücük masum yavrularımız nerden geldiği belli olmayan serseri kurşunla hayatlarını kaybediyor.
Düğün magandaları derseniz hiç beklenmeyen kişiler ama düğünlerde can alıcı silahlarıyla boy gösteriyor, marifetmiş gibi sözde havaya ateş ediyor ama kurşun serseri ya, nereye gittiği belli olmuyor ama magandamızın eğitimi ne olursa olsun hiç umursamıyor. Sorarsanız töreye veya geleneklere uyuyor ama bahsettiği gelenek veya töre bir cana mal oluyor.
Trafik canavarı derseniz akıllanmaz, uslanmaz başka bir âlemler, aslında canavarı demek değil canavarları diyeceğim çünkü bunlarında çeşidi ve sayıları o kadar çoğaldı ki artık akıl almayan bir türeme dönemi yaşıyoruz. Ne kural, ne kaide, ne insana saygı, nede hayvana saygı, öylesine bir durumla karşı karşıyayız ki adeta insanlıktan vazgeçilmiş, ayakları fren bilmeyen, kuralsız olarak tasarımlanmış robotlar haline gelinmiş.
Ne yol ne yordam bu insanlar isterse yoldan isterse kaldırımdan mübalağa etmiyorum isterlerse insanların üstünden giderler ama ne hikmetse bu canavarlara hiç kimse bir şey diyemiyor veya demiyor, hiç akla gelmeyecek alakasız beklenmedik bir yerde karşına sürat yapan bir araç veya araçlar çıkabilir. Bunların başına bir görevli dikemezsin ama hiç değilse sık, sık uyarılır kuralın dışına çıkana ağır cezalar yazılır, hiç biri yapılamıyorsa kabiliyetleri varsa belli bir eğitimden geçirilir. Çok yazdık, bıkmadan, usanmadan daha çok yazacağız, umarız ki bir gün dilimizden düşürmediğimiz Avrupa trafik ahlakını bizlerde kural olarak kabul ederiz, sağlıklı ve hoşça kalın.
