Biliyoruz ki her gün, hatta her saat başı ülke gündemi değişiveriyor, çok önemli, hayati olaylar bitmek tükenmek bilmiyor, insan hafızasının alamayacağı zaman dilimi içinde değişen gündem vatandaşı gerdikçe geriyor. Halkımızın kendine özel sorunları kafalarını yorarken, her gün hoş olmayan üzüntü verici olaylar sıkıntılı günler yaşatırken, yetmezmiş gibi birde ülkemiz dışında dost ve müttefik ülkelerdeki olaylar günlük yaşamın tuzu ve acı biberi oluyor.
Kendi ülkemizde meydana gelen bazı sosyal sorunlarla henüz baş edememişken, başka bir ülke sorunu yani Mısır hükümetine karşı yapılan askeri müdahale (darbe) gündemin önemli konusu oluverdi, doğrusu mısırda çok ilginç olaylar yaşanıyor. Bizimde geçmiş de yaşadığımız askeri müdahalede olduğu gibi mısırda yapılan adı ne olursa olsun, ihtilal veya darbede fazla mantık aranmadığını gördüklerimiz ve duyduklarımızdan anlıyoruz.
Mısırda cumhurbaşkanının atadığı savunma bakanı aynı zamanda genelkurmay başkanı kendini atayan cumhurbaşkanını gözaltına alıyor, bunlar yetmiyor, (askeri darbe, ihtilal bu ya) Anayasa mahkemesi başkanını cumhurbaşkanı olarak atıyor. Mısır’ın adeta dünya ile iletişimini kesiyor zira ülkede tüm TV yayınları susturuluyor, tutuklanan cumhurbaşkanının taraftarları her yerde tutuklanırken benzeri pek çok olağanüstü olaylar yaşanıyor.
Mısırda yaşanan bu ve benzeri olağanüstü, akıl, mantık dışı darbe icraatları beni şaşırtmıyor ve garipsemiyorum, mısırda yaşanan gelişmeler bana çok tanıdık geliyor zira ülkemizde, rahmetli Başbakan Adnan Menderesi haksız ve hukuksuzca darağacına götüren -1960- darbesini çok iyi hatırlıyor ve evlerinde rahat ölemeyen darbecileri rahmetle anamıyorum.
1971 ve 1972 muhtıraları ve darbe teşebbüsleri hafızamdaki yerini muhafaza ederken 12 Eylül 1980 de yapılan ihtilalın bizzat muhatabı olduğumu da yazmadan geçemeyeceğim o günleri bir daha yaşatmasın Allah, çünkü çok akıl mantık dışı acı günlerdi o günler, işte böyle zamanlarda gerçekten ayaklar baş, başlarda ayak oluyor. Bu gün mısırda yaşananlarında bu olduğunu yazık olduğunu düşünüyorum.
Ne acı, ne kötü günlerdi o günler, sabah saat altıda uykumdan rahmetli babam uyandırıyor kalk ihtilal oldu diyor ama ben kendimi toparlayıncaya kadar ne olduğunu pek anlayamıyorum biraz toparlandıktan sonra babam kapıya çıkmamı bekleyenlerin olduğunu söylüyor.
Kapıya çıkıyor gördüklerimle şok oluyorum kapıda beni almaya gelen tam sayı hatırlamıyorum ama beşin üzerinde polis ve jandarmayı görüyorum, alınıyorum hemen parti binasına gitmemiz gerekir deniyor ve parti binasında tutanaklar tutuluyor ve hiç unutmuyorum kemikten yapılmış olan zarf açacağı adam öldürebilecek silah olarak kayda geçiriliyor.
Özel iş yerlerimin aranmasından ve daha birçok detaydan sonra evimde 17 gün süren gözaltına alınıyorum, bütün bunlar neden diye soracaksınız çünkü o dönemde bir partinin ilçe başkanı ve aynı zamanda belediye meclis üyesiydim yani fiilen siyaset yapıyordum.
Bunları hatırladıkça Mısırdaki ihtilal görüntüleri içimi acıtıyor, hakkın, hukukun yok sayıldığı gerçekten ayakların baş, başlarınsa maalesef ayak olduğu günleri hafızamda canlandırıyorum hiç unutmuyorum iş yerimin kapısının önünden selamla geçen dostlarımın veya tanıdıklarımın adeta bulaşıcı bir hastalıktan kaçarcasına kaçtıklarına, selamı, sabahı kestiklerine şahit oluyor her şeyin değiştiğini görüyordum.
Demokrasi tamamen ortadan kaldırılmış, adeta insanlık anlayışı değişmişti, ülke genelindeki gelişmeler hakkında korkunç şeyler duyuyor, yarınımızdan emin olamıyorduk, korku dağları sarmış suç teşkil edeceğini sandığımız basit şeyleri dahi ortadan kaldırmaya çalışıyor, atıyor kırıyor, toprağa gömüyorduk aslında bunlar suç aleti filan değildi ama dedim ya korku dağları sarmıştı bir kere. Gelişmeler çok ve çeşitliydi, acı, gözyaşı, bilinmezlik ve anlatılması sayfalara sığmaz olayların yaşandığı o günlerden bu güne kafamda yer eden şeylerden birisi Türkiye’nin o günlerden bu günlere gelmesindeki zorluklar ve bunun başarısıdır. Siyasette maddi ve manevi kaybımın çok fazla olduğu, tek kazancımınsa siyasette vefanın olmadığını anlamamdır. Yüce Allah’ım mısıra ve mısırlılara acısın ve yardımcıları olsun sağlıklı ve hoşça kalın.
