Avusturya Ne İstiyor?

Avusturya anayasasına göre ülke demokratik federal bir cumhuriyettir. 8 milyon nüfusu aşan ve takriben Türkiye’nin yüzölçümünün 8 de birini teşkil eden ekonomik,siyasal , sanayi ve hukuk cihetleriyle Avrupa birliğinde güçlü bir ülke .Bunun yanında bütün gelişmelere hak ve hürriyetlere açık ve eşit mesafede,kin ve intikamı bırakıp  yani mazide 2 Viyana kuşatmasını 10 binlerce kişinin şehid ve telef olmasını kastediyorum.Hz.Mevlana'mızın tabiriyle “Ey  cancazım dün geride kaldı bugüne bakalım ..” mefkuresinin tartışarak,masalara yatırarak,müşavereler yaparak ,adaletin ,hukukun bütün prensiplerine uyarak AB de ve dünya ülkeleri içinde söz sahibi olmaya çalışıyor.
Biz Müslümanlarda bunun dışında bir dileğimizde yok.Bizler Avrupa’ya eğer islamı yayıyorsak veya daha geniş kitlelere gitmek istiyorsak birinci kapı ve merdivende budur.Geçtiğimiz hafta bulunduğum Avusturya’da halkına baktığımda gördüklerim ve müşahedem şudur:Bir arayışın peşindeler ve bir şaşkınlık içindeler.Çünkü islamı arıyorlar ve islamı okulların camilerin medreselerin dershanelerin ve emsali kuruluşların karışısında değiller ve bugüne kadar hep destek olmuş ve imkanlar sağlamışlar.. Yalnız Viyana da irili ufaklı 80 civarında cami ve mescid olarak ibadethane vardır..
Başkenti Viyana olan Avusturya ve para birimi Euro ve kişi başına düşen milli gelir: 28,000 dolar olan Avusturya halkının yüzde 98 i okur yazar ve ana dili Almancadır.Böyle bir Avusturya halkı “doğru İslam’ı”  istiyor.Görüştüğüm münevver Müslüman kardeşlerimde  aynı kanaat ve fikirdeler.Çünkü 57 İslam ülkesinden çeşitli şekil ve kılıflarla buralara gelmekte ve zaman seyli içinde oturma izinleri ve hatta vatandaşlık kimliği almışlardır ve almaktadırlar.Fakat bu çeşitli İslam ülkelerinin Müslümanları yaşantı ve fikir bazındaki ifade ve tarzları Avusturya halkını doğru İslam’ı araştırmaya sevk etmiştir.Özellikle orta doğudaki IŞİD ve emsali harekat ve korkunç katliamlar buranın halkını tekrar teyakkuza araştırmaya geçirmiştir.
Hz.Bediüzzamanın “Bahtiyar Alman milleti “dediği bu topluluğun eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, geçtiğimiz aylarda [1]  Berlin’de düzenlenen Alman-Arap Diplomatik Forumu’nun açılışında konuştu ( ismini İslâm Devleti olarak değiştiren radikal İslâmcı örgüt IŞİD’in uyguladığı terör ve şiddetin kaynağının İslâm dininde olmadığını, aksine söz konusu radikallerin İslâm dinine zarar verdiğini  ve Dini barbarca kötüye kullanmaya çalışan, bunları yaparken de Kur’ân’ı gerekçe olarak gösteren teröristler İslâm’ın temel prensiplerine karşı geliyorlar”dedi.
Bu gelişmeler içinde, Avusturya hükümeti Federal Mecliste kabul edilen yeni yasayla Avusturya’daki Cami dernekleri de dahil olmak üzere tüm İslami dernekler, anayasal kurum olan Avusturya İslam Cemaati’ne (IGGİÖ) bağlandı. Dini tatiller belirlenerek çalışan Müslümanlar için yeni haklar tanındı. Viyana Üniversitesi bünyesinde bir ilahiyat fakültesi açılması karar bağlandı. Askeri kışlalarda hastanelerde ve cezaevlerinde din görevlilerinin bulundurulması ve düzenli olarak görev yapmaları yasalaştı. Müslüman mezarlıkları açılması ve helal kesim yapmak gibi birçok alanda düzenlemeler yeniden yapılandırıldı. Diyanet İşlerine bağlı olarak Avusturya’da görevlendirilen imamlar Türkiye’ye gönderilecek. Maaşlarını Avusturya devletinden alan imamlar ise görevlerine devam edebilecek..” [2]
Hz.Bediüzzamanın 100 yıl önce Münazarat eserinde ifade ettiği  (Eğer biz doğru islamiyeti ve islamiyete layık doğruluğu ve istikameti gösterirsek,onlardan islamiyete fevc fevc dahil  olacaklardır ) hakikatı İnşallah  geniş manada tahakkuk edecektir.Tekrar bu babda  mülaki olmak ümidiyle..
[1] 22 Kasım 2014 Basın
[2]  Şubat 2015 Basın


Yazarın Diğer Yazıları