Hedefi Ve İstikbali Görenler

Aslen Ermenekli olan  Bediüzzaman hazretlerinin meslek ve meşrebini tavizsiz idame ettiren merhum Zübeyir Gündüzalp  ağabeyimiz ,bizlerin Nurculuk davasından tutuklu bulunduğumuz Konya yarı açık ceza evinden mahkeme kararı ile tahliden sonra  İstanbula davet ettiler.Uzun sohbetimizin içinde Konya’nın manevi durumunu sordu bende ; “Medineden Ali Ulvi Kurucu Ağabey Konya’da onunla görüşüyoruz”dediğimde ,cevaben dedi ki “Kardaşım Ali Ulvi bey Türkiye’ye girdiğinde onu 5 hafiye takip eder,onu sıkmayın.Üstadın tarihçe-i hayatına yazdığı önsöz 10 kitap mesabesindedir ve onu daima oku”dediler
Merhum Zübeyir ağabey kerameti çok  veli  bir zattı. O ifadeden sonra defalarca bir tesbih manasında ve sohbetlerimde o bahsedilen önsöz’ü okurdum ve halen okurum.Bilhassa  hz.Bediüzzamanları yeni tanıyanlara veya Risale-i Nur’u yeni tetebbu etmeye çalışanlara bu önsözü tavsiye ederim.Kış mevsimlerindeki birçok hastalıklara vitamin dolu ,limon ,portakal,kivi,ceviz,ardıç tohumu,çörek otu ve emsali bitkiler gibi.Yaz aylarında da ilahi bir serum ağırlığında olan karpuz ve nar gibi.
Önsözünde merhum Ali Ulvi Ağabeyimiz diyor ki; “ mademki bir âlim, peygamberlerin varisidir; o halde, hak ve hakikatin tebliğ ve neşri hususunda, aynen onların tutmuş oldukları yolu takip etmesi lâzımdır. Her ne kadar bu yol, bütün dağ, taş, çamur, çakıl, uçurum, daha beteri, takip, tevkif, muhakeme, hapis, zindan, sürgün, tecrid, zehirlenme, idam sehpaları ve daha akıl ve hayale gelmeyen nice bin zulüm ve işkencelerle dolu da olsa” [1]
Asırlar boyu bu aziz davaya gönül veren şahsiyetlerin karşısına her dönemde avami tabirle takozlar çıkmıştır ve çıkmaktadır.Mezkûr paragrafta bir insan ömründe başına gelebilecek bütün hadiseleri bir paragrafta toplamıştır.Bu itibarla da hem tarihçe-i hayatı tam tetebbu etmişler ve hem de kendilerinin deruni mühim bir alim oldukları da ortayla koymuşlardır.Hz.Bediüzzamanın hayatı böyle ve O,na  özellikle rıza-i bari ve aşk-ı hakaik ile  gönül veren sadık sarsılmaz şakirtleri de böyle.İstismar edenler müstesna!..
Mezkur önsözün diğer satırlarında diyor ki “Bediüzzaman, böyle harikalar harikası bir inayete mazhar olan mübarek bir şahsiyettir. Ve bunun içindir ki, zindanlar ona bir gülistan olmuş; oradan ebediyetlerin nurlu ufuklarını görür. İdam sehpaları, birer vaiz ve irşad kürsüsüdür. Oradan insanlığa ulvî bir gaye uğrunda sabır ve sebat, metanet ve celâdet dersleri verir. Hapishaneler birer medrese-i Yusufiyeye inkılâp eder. Oraya girerken, bir profesörün üniversiteye ders vermek için girdiği gibi girer. Zira oradakiler, onun feyiz ve irşadına muhtaç olan talebeleridir. Her gün birkaç vatandaşın imanını kurtarmak ve cânileri melek gibi bir insan haline getirmek, onun için dünyalara değişilmez bir saadettir.”
Bu satırlar hem Hz.Bediüzzamanın yolunda gidenler için ve hem de İslam dünyasında kıyametler koparan müslümanım diyen kişilere bir reçete ve bir çıkış yoludur.Bütün entrikalara engellere hasetlere darbelere zindanlara rağmen o meşru zeminlerde kan akıtmadan gönül yıkmadan yoluna ve hizmetine devam ediyor.Arifim diyen ben filanım diyen ve müslümanım diyenler ,bu gönül sultanının bir kere olsun fakat beyinlerini çatlatırcasına ve kalplerini zemzemle yıkarcasına o,nun tarihçe-i hayatına mutlaka bakmaları lazım.Onun için bizim gibi gönül verenlere  paranın altıda üstüde birdir.Bazan üstüne kül dökülür bazanda yağmur yağar, hepsinin bir hikmeti vardır.Sen hedefine meşru zeminlerde yürü istikbal senindir ve ihlas sahiplerinindir.
[1] Bediüzzaman büyük Tarihçe-i hayat.


Yazarın Diğer Yazıları