Hollanda’dan Binler Selam

Hz. Peygamberimizin “asm” ahir zaman müjdeleri ve akabinde onun bu asırda en büyük varislerinden Hz.Bediüzzamanın bahsi geçen müjdelerin tercümeleri ve çağımıza hitapları ve alın terini batı dünyasında aramak niyetleri ,bir çok Anadolu evlatlarını bir rüzgar gibi alıp götürmüş o diyarlara.Yıllarını vermişler ve Anadolu’dan evlat ve ailelerine arkalarına takıp getirmişler,yer bulmuşlar ve buralara temel atmışlar Zahiren böyle kabul ederken batınen de sırlar alemi deyip bir istihdam-ı ilahi olduğunu hisseden var ve hissetmeye çalışanlar var.Genci böyle ihtiyarı böyle ,bir şiir ve bir kaside gibiler..
Ufak bir ülke güzel ülke laleler diyarı.Renga renk bahçeler ve renga renk insanlar zümresi..4.500 kilise ve 450 cami.Kiliselerin tarihi çok eski ve asırlar boyu..Fakat bizim camilerin mazisi 45 sene.Yukarıdaki satırlarda ifade ettiğim ağabeylerimiz , aziz zatlar buralara gelmesiyle ve yaşantı ve gayretleriyle hep birlikteki istihdamla 45 yıl içine 450 camiyi sığdırmışlardır.Onun için burada doğan gençler “bizim vatan burası ,biz burada ve her sahada söz ve iş sahibi olacağız ve hizmetlere devam edeceğiz” demektedirler..
Server-i kainat efendimiz “asm” buyuruyor“İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır."[1] Teknolojiyi zirveye götürenler ve medeniyeti dünyaya saçanlar için bir ümit yok mu diyenlere ,münevver kardeşlerimiz Hz.Bediüzzamanın şu tespitini götürüyorlar ve çokları bunun karşısında Müslüman oluyorlar ; “Fakat kâfir, kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmişse de, amelinin cezasını çektikten sonra, ateşle bir nevi ülfet peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. O kâfirlerin dünyada yaptıkları a'mal-i hayriyelerine mükafaten, şu merhamet-i İlahiyeye mazhar olduklarına dair işarat-ı hadisiye vardır. ” [2]
Hz.Bediüzzaman tembih ve sözleri yalnız Türkiye için değil bütün alem-i beşeriyet için, bakın ne eder ; “Evet, yolculara seyahat için vesika vermek bir vazife olduğu gibi, ebed tarafına giden yolculara da hem vesika, hem o zulümatlı yolda nur vermek öyle bir vazifedir ki, hiçbir vazife o vazife kadar ehemmiyetli değildir. Böyle bir vazifenin inkârı, ölümün inkârıyla ve hergün el-mevtü hakkun dâvâsını, cenazelerinin mührüyle imza edip tasdik eden otuz bin şahidin şehadetini tekzip ve inkâr etmekle olur. ” [3]
İşte bu sırlar ve hakikatler şemsiyesi altında ,her birisi bir kahraman olarak batı dünyasının içlerinde bütün şartları zorlayarak büyük bir azim ve fedakarlık içinde hizmetlerine devam etmektedirler.Türkiye’mizin aziz topraklarından buralara gelenler dinlerini muhafazanın dışında örf adet ve geleneklerini de yaptıkları sosyal faaliyetlerle göstermektedirler.Bunları yakından görmek için ve bir ses vermek için bizleri de buralara davet etmekte ve seminer ,sohbet ve konferans zeminlerini hazırlamaktadırlar..2
8 sivil toplum kuruluşunun başkanlığını yapan ve Lahey deki Belediye meclis üyeliği için çalışan ve çeşitli sahalarda konferanslar tertipleyen Yadin Karabulut beyde bunlardan birisi..Nusret Çelenkler de böyle,İdrisler ,Bayramlar,Ali hocalar ,Ender' ler Ahmedler ,Nur Muhammedler de böyle ve daha sayısız isimsiz kahramanlar Her anı seminer sohbet ve konferansla geçen Lahey kentinden binler selamlar
[1] Keşfü'l-Hafâ, 2: 463; El-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 3:481, No. 4044. ( H.Ş.)
[2] İşarat-ül i’caz B. S. Nursi S. 89
[3] Lem’alar 22. lem’a B. S. Nursi


Yazarın Diğer Yazıları