Hz. Mevlana’nın Oğluna Öğütleri

740 sene önce aramızdan vatan-ı aslisine avdet eden koca sultan Hz.Mevlana ,günümüze ışık tutan ve halen tazeliğini muhafaza eden ve meslek ve meşrebini Hüsameddin Çelebi ile devam ettiren oğlu Sultan Veled hazretlerine aşağıdaki öğüt ve nasihatlerde bulunur.Hz.Mevlananın ve emsali gönül sultanlarımızın nasihat ve ifadelerinin kısm-ı azamı Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin ışığı ve gölgesi altındadır.Bu itibarla daima taze ,şeffaf ve kıyamete kadar geçerlidir.
Ey oğul diye başlayan bir nasihatlarında der ki ;“Eğer daima cennette olmak istersen, herkesle dost ol, hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma ,fazla bir şey isteme ve kimseden de fazla olma ,merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma!Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen,Fena söyleyici!Fena öğretici!Fena düşünceli olma!Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun.İşte o sevinç Cennetin ta kendisidir.
Eğer bir kimseyi düşmanlıkla anarsan, daima üzüntü içinde olursun.İşte bu gam da cehennemin ta kendisidir.Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi, çiçeklenir, gül ve fesleğenlerle (şifalı bitki)dolar.Düşmanları andığın vakit, için, dikenler ve yılanlarla dolar, canın sıkılır,içine pejmürdelik gelir.Bütün peygamberler ve veliler, böyle yaptılar, içlerindeki karakteri dışarı vurdular.Halk onların bu güzel huyuna mağlup olup tutuldu, hepsi gönül hoşluğu ile onların ümmeti ve müridi oldular."[1]


Bizler ümmet-i Muhammed “asm” olarak şahıs bazında ve kitleler bazında bu aziz ve kıymettar nasihatın neresindeyiz ve neresinde olmalıydık.Bunun muhasebesini “hal etvar ve ahlakımızda” yapabiliyor muyuz ? Alem-i islamın 2013 itibarıyla başta Suriye ,Irak ,Mısır ,Libya ,Tunus , Yemen ,Afganistan ,Bangladeş ve kısmen Türkiye olmak üzere 57 İslam ülkesinin bir çoğu ,büyük sıkıntı ve girdapların içindedir.
Elbette alem-i islamın bir ferdi olarak bunun muhasebesini ve murakebesini yapmak her vicdan ehlinin hakkıdır.Her şeyden sıyrılarak ,uçağın bulutları delip güneşli aleme çıktığı gibi,hadiselerden uzak bir kalb-i selim içinde hadiselere bakmak ve Hz.Mevlananın ayet ve hadisler ışığında Sultan-ı Velede söylediği bu emsalsiz sözlerin bir manada biz manevi evlatlarına söylediğini ,mutlaka ama mutlaka düşünmeli ve amel edip hayatımıza takdim etmek mecburiyetindeyiz.
Yine Hz.Mevlananın Şems-i Tebriziden başka diğer hocası ve babası Sultan-ı ulema Bahaeddin Veledin talebesi ,Seyyid Burhaneddin hazretlerinin maarif eserinde Fussilet suresi 34.ayeti tefsir ederken “ Sinirli ve asabi iken ayet bile okuma .Çünkü fırında yeni çıkan ekmek ve yemek senin ağzını ve dilini yakar” diyor. Ayete gittiğimizde de Cenab- ı Allah buyuruyor ki “Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir.” Bu hakikatler o kadar açık ve berak ki yoruma ihtiyaç bırakmıyor.Elbette candan bakanlar için.Zira nefis gözlüğü ayrı can gözlüğü ayrı..
Yine bu ayetin ışığında ve Hz.Mevlananın öğütlerinin gölgesinde ,ecdadımızın cihan şümul sözleri vardır.Bunlardan bir tanesi “Keskin sirke küpüne zarardır” “ Şaşı ile oturan kör kalkar” gibi çok manidar ve merak aver sözler vardır . Ayrıca ; 14.yüz yılda yaşayan Hafız-ı Şirazi (Şirazlı şair ve edib) yine günümüze bakan Farisi beytinde diyor ki [2]“ "Dünya öyle bir metâ değil ki nizâa değsin." “ İki cihanın rahat ve selâmetini iki harf tefsir eder, kazandırır: dostlarına karşı mürüvvetkârâne muaşeret ve düşmanlarına sulhkârâne muamele etmektir." Düşünüyorum ! Bu harika tespitler varken, kime esir olalım? Hakka mı Hukuka mı nefislere mi ?


[1]Ahmed Eflaki ,Ariflerin menkibeleri. (II.213,214.)
[2] Mektubat 22.mektub B.S.Nursi.


Yazarın Diğer Yazıları