İsviçre’den Selamlar

          Mart ayında başlayan anma programları ve çeşitli sahadaki etkinlikler Nisan ayına da sarkmaktadır.Türkiye’ye nisbeten Avrupa’nın haşin kışı Nisana kadar sürmektedir .Avrupa’da çoğu dağlar halen karlı.Avrupa’nın göbeği kabul edilen ve Avrupa birliğine birçok cihetlerle katılmayan ve para biriminin değiştirmeyen ve hakim dili  Almanca olan ve siyaset dünyasının da istişare zirvesi durumunda bulunan İsviçre’de can dostları ve Bediüzzamana gönül veren kardeşlerimiz “Avrupa Nur talebeleri ve Yeni Asya gazetesi “şemsiyesi altında ,Hz.Bediüzzamanın hakka vuslatının 53.sene-i devriyesi geçtiğimiz Pazar gününde  bir anma programıyla deruhte ettiler.


                 10 yıl önce gittiğim bu şirin güzel ve tertemiz ülkeye bizi M.Kutlular ağabeyimizi ve Ş.Bulut hocamızı konuşmacı olarak davet ettiler ve davete icabet ettik.Mehmet Kutlular ağabeyimizin katılımı bizlere ayrı bir şevkti .Çünkü  son dönemlerde eskisi gibi çok yerlere ısrarlara rağmen gitmiyordu.İsviçre’nin “Hombergerhaus” şehrinin  görkemli ve her cihetle intizamlı  “Schaffhausen” salonunda büyük bir topluluğa hitap ettik.Konumuz “Risale-i Nur ve Bediüzzaman”başlıklı idi.Oradaki arkadaşlar bu programda bu konu üzerine durulmasını istediler.Her şey güzeldi Kur’an-ı kerim tilavetinden takdimlere kadar..
                Avrupa ya  birçok kereler gittik ve bir çok zeminde konferanslar verdik katılanları ve katılımları yakinen tanıyan birisiyiz.Bu itibarla bu salonda ve bu zeminde gördüğüm kişiler çok çeşitli cemaatlerden ve kesimlerden di.Her sınıftan ve her kesimden vardı.Zannediliyordu ve bekleniyordu ki hep tesettürlü hanımlar katılır vs. Halbuki baş açık bayanlarında büyük ilgi göstermesi ve konferansımızın sonunda kitaplarımızın imzalamasında etrafımızı sarmaları  beni bu satırları yazmama vesile oldular ve gözlerim yaşardı çoğu zaman.Kitap masamızın etrafında öyle sualler soruyorlardı ki onlar kısa zaman dilimine sığmazdı.Şimdiden gelecek günler için bizlerden programlar istediler.


                 İrili ufaklı 160 civarında Camisi bulunan 8 milyonluk isviçre'de İslamiyete büyük teveccüh var.Buralarda her şey referandum ile.Mesela minareler yapılsın mı ,ezanlar aleni okunsun mu ?  ve buna benzer ve maneviyatımızla ilgili hadiseler güzel neticeler doğuracağı ümidindeyim.Konferansımın 4 bölümünden bir bölümü “Avrupa’da Hz.Bediüzzamanın tespitleriyle irşad metoduydu .şanlı ve büyük üstad diyor ki “ Medenilere galebe ikna iledir icbar ile değildir.”  ve “  Lisanın, Kur'an'ın ayetlerini aleme duyururken ,hal ve etvar ve ahlakında onun manasını neşretsin;Lisan-ı halinle de Kur'an'ı oku.O zaman sen, dünyanın efendisi, alemin reisi ve insaniyetin vasıta-i saadeti olursun”buyuruyor  ve islama mani olanlarada diyor ki “ Elde Kur?an gibi bir mu?cize-i baki varken, münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir….? ” vs.vs.


                 Avrupa’daki can dostları kardeşlerimizin hemen hemen kısm-ı azamı bu minval ve şartlarda hareket etmektedirler. Başka yol ve metod da yok.Bu itibarla her geçen gün, ay ve yıllar Avrupa’da Nurun ve Kur’anın yayılmasına ve Peygamber efendimizin “asm” ahir zaman  ve son Peygamber olduğuna inananların sayısı artmasına zemin olmakta  ve artmaya devam etmektedir.Salonu dolduran muazzam topluluk gibi büyük halk kesimleri idi.Nura susamışlar ve onunla “Akıllarını kalplerini ve ruhlarını” yıkamak ve gelecek nesillerle göstermek istemektedirler. “Çocuklarımız ne olacak ve onları nasıl kurtaracağız ve onları nasıl nurlarla buluşturacağız” diyen hanımların feryadı hala kulaklarımda çınlamaktadır.
         İnşallah ikinci makalemde bunların detaylarına  kadar bazı misaller ve faaliyetlerden bahsedeceğim.Fakat şunu bitirmeden demek isterim ki ,10 yıl önce gördüğüm İsviçre çok değişmiş ve gelecek yıllar daha da güzel hizmetlere hamile olduğunu göstermektedir.Emeği geçen bütün can dostlarımıza ,hasetsen İbrahim Taş kardeşimize Hasan Taş ağabeyimize,Mustafa Aydın ve Mustafa Yıldırım kardeşlerime ve Tahsin Gümüş ve Gökhan Kızılırmak kardeşlerime ve bütün hanımlar topluluğuna  binler teşekkür ve tebrikler.Yaptıkları hizmetler meyvesini vermiş ve daha da verecektir ümidindeyim..


Yazarın Diğer Yazıları