Kıbrıstaydık

Müteaddit defalar  gittiğimiz Kıbrıs’a tekrar gittik.Uzun yıllar hep vesilelerle ve davetlere icabetlerle ve tamamıyla manevi hizmetlerle alakalı gittik.Her gidişimizin ayrı bir güzelliği ve manası oldu.Mazideki unutulmaz ,silinmez hizmetleri hulasa etmek şimdiki anlatacaklarımıza manidir.Şimdiki hizmetlerimiz o günkü hizmetlerin çekirdek ve yapraklarıdır.Çeşitli mevsimlerde gitmiştik fakat bu kadar sıcak ve kurak mevsimde ilk defa gidiyoruz.Yeşil Kıbrıs çöle dönmüş,yağmur ve su yok derecede.Sebeb-i hikmeti Türkiye’deki gibi tefekkür ve araştırmak lazım..
Kainattaki her şeyi kainatın yaratıcısı olan Hakim-i Mutlak ,Cenab-ı Lemyezel’in bize  her şey için gönderdiği Kur’an-ı Hakime bakmak ve oradaki kavimlerin başlarına niçin ve neden çeşitli musibetlerin geldiğine bakmak okumak ve idrak etmek luzumiyeti vardır.Onların hepsi birer ikaz-ı ilahidir.Her kelimesi ve her ayeti böyledir.Kıyamete kadar sürecek olan bu ilahi kitabımız rehber-i mutlak olmaz ise vay Müslümanların haline..
Kıbrıs’a Türkiye’den Akdeniz’in altından Kıbrıs’ı bir Çukurova haline getirecek olan uzun yılların (mazideki iktidarların bugüne bıraktığı ve tevdi  ettiği tatlı içme suyunun Kıbrıs’a çıkmasına çok az kaldı) diyor yetkililer.İnşaallah çıkacak,çıktığında büyük bir havzada ,Girne mıntıkasında toplanacak ve bizim kesim Kıbrıs’a pompalanacak. O zaman Kıbrıs bir manada Çukurova gibi olacaktır.Eğer Türkiye ile ilişkilerler bir sekteye uğramaz ve  başka hileler araya girmez ise ,Kıbrıs bir çok ürünlerin ihraç diyarı olacaktır..
Kayıtlarda 325 bin mukimi oturanı bulunan Kıbrıs’taki Fakültelerde 70 bin civarında Üniversite talebesi okumaktadır.Lefkoşa yakınlarındaki muhteşem Üniversite kampus tesisleri 5 bin kişilik camisiyle bizlere ümit vermiş ve inşallah zamanla  yukarıdaki şartlar ve gelişmelerde tahakkuk ederse büyük  bir üniversite diyarı kenti şehri olacaktır.Bu cihetle Kıbrıs’ımızın istikbali çok parlaktır.
Jeopolitik ve güvenlik bakımından , Orta doğu ve Akdeniz için bütün devletler Kıbrıs’ı almak ve kendilerinin olmasını isterler.Maziye gidildiğinde bunlar görülecek ve okunacaktır.2000 yılında 1 saat 22 dakika içinde Lefkoşede verdiğim “Osamanlıda manevi eğitim “ başlıklı konferansımda bunları Ta “hala sultana” “ra”kadar  Sarı selime 2.Selime  kadar, Sahabelerden Osmanlılardan 1974 şehitlerimize kadar tarihi nurani bir silsile içinde götürmüştük.Şimdi onların kabirlerinin başında bir fatiha ile mukabele etmekteyiz..İzlerinden yürümek onların gayelerini alem çarşısına yaymak asli görevimizdir.
Mazideki  Cumhuriyet iktidarları yapabildiği kadar yapmıştır.Başta Menderes ve Demirel ve Denktaş’ın projeleri ve mücadeleleri ve Ecevit ve Erbakan’ın bizatihi müdahaleleri tarihe kayıt düşmüş ve silinmez bir arma ve turradır.Vefat edenlerin ruhları şad olsun .kalanlara uzun sıhhatli ömürler duasındayım.Bunları Kıbrıs’ta da dile getirdik..Sahabelerin kabri başında Denktaş’ın kabri başında ve manevi mimarı ve benim gönül dostum Şeyh Nazım efendinin kabri başında çok duygulandım, Fatihalarla ağladım..
Bizleri buralara tekrar götüren,konuşmalarıma hitaplarıma vesile olan  büyük fedakar Basri Özdemir ve mahdumu can kardeşim Said Özdemir beylere ve 74 harekât gazisi  40 yıldan beri temsilcimiz Eyub Aktaş'a ,Hasan Muti’ye,Ali gül’e ve Mustafa Erciyes’e ve Av.Ulvi beylere ve Üniversite gençlerini temsil eden Bişar kardeşime ve ismini yazamadığım vefakar gayyur çilekeş kardeşlerime binler teşekkür ve tebrikler.Haklarını helal etsinler..


Yazarın Diğer Yazıları