Kırşehir Ve Nevşehir’in Güzel İnsanları

Lütf-u Rabbani  ve istihdam-ı ilahi sayesinde,yurt içi ve yurt dışında sayısız konferanslar ve seminerler verdik.Bunların içinde en rahat ve en safı ve en lezzetli hitaplarım Peygamberimiz efendimiz seyyidimiz Hz.Muhammedi “asm” anlatmam olmuştur.Her kes meftun her kes huşu içinde ve her kes sanki dün gelmiş gibi bir vecdin ve bir iştiyakın içinde dinliyorlar ve notlar alıyorlar.Geniş yelpazede bütün dünya dinliyor .
Ne zamandan beri dinliyor ? 14 asırdan beri dinliyor.2015 itibarıyla 2 milyara ulaşan İslam dünyası.Bunları içine alan 7 milyarlık büyük dünya ailesi.Bu rakamları 14 asır ile hesaplamak lazım.Muhteşem rakamlar çıkar. Doğumunun 1444 ncü sene-i devriyesi münasebetiyle  alem İslam ve bütün dünya tekrar ve yeniden bakıyor,hayran kalıyor.Şairin dediği gibi “  Bir ben değil alem sana hayrandır efendim”[1]
Kırşehir ve Nevşehir’in güzel insanları böyle bir dönemde geçtiğimiz hafta bizi çağırdılar .Türkiye’mizin tarihi bölgede ve bu güzel şehirlerinde  her iki şehrin Yeni Asya vakıf ve temsilcilik binalarının konferans salonlarında can dostlarına ve  halkın her kesimine  muhatap olduk.Seminer ve sohbetlerimin ilk mukaddemesi aleyhissalatü vesselam efendimiz olmuştur.Akabinde hitam hitabımızda ,herkesin muhtaç olduğu ve Hz.Bediüzzamanın ifadesiyle “Kainatın sebeb-i vucudu muhabbettir” konusu üzerinde olmuştur.[2]
Ayrıca bu mevzu ve konulara ilaveten çok lüzumlu olan “Hitabet ve diksiyon” üzerine Nevşehirli ,Ankaralı  gençlere ve öğretmen arkadaşlarımıza seminerimiz oldu.Ayetlerle hadislerle süslenen bu seminerimiz ve bunun detayları makaleye sığmaz.Ancak Sohbetlerin,Konferansların,seminerlerin,Düğün konuşmalarının,Üniversite ve lise muadili okullardaki hitabelerin, ceza evi mahkumlarına hitapların,şekil, hitap,üslup ve seslerin  çok farklı olduklarını müşahhas misallerle  anlattık..
Makalemizin ve konumuzun ve haftamızın mukaddemesi ve ilk  gündem maddesi efendimiz “asm” Onun irade ve emir buyurduğu hadislerinin acaba biz bugün neresindeyiz? Mesela Hz.Peygamber “asm” diyor “   "Kim sünnetimden kırk hadis öğrenir, ezberler,   ümmetime naklederse kıyamet gününde ona şöyle denilir: "cennet kapılarının hangisinden istersen oradan gir!' [3] Efendimizin her hali müjde,her ümmet her gün irşadla ve tedrisatla mükellef ve bu  hizmette sınır yok ve takoz yok ,senin muallimin muallim-i ekber  Hz.Muhammed “asm”efendimizdir.Ya o  olmasaydı? ne olurdu vay halimize….
Enes "r.a" buyuruyorlar ki  “ -“Hz. Peygamber “asm” bir din kardeşini üç gün görmediğinde onu sorar,bir yere gitmişse ,kendisi için dua eder,evde ise ziyaret eder,hasta ise halini hatırını sorardı.”[4] Hz.Bediüzzaman bu asırda bunu eserlerinde "Müfritane irtibat” olarak yorumluyor ve prensip olarak ortaya koyuyor.İslam dünyası Müslüman’ım diyen herkes bunun neresinde olmalıydı?Çünkü Hucurat 10.ayet”Bütün mü’minler kardeştir”buyuruyor.Aslında bu Eğitimin birinci maddesi olmalıdır..
Üzerinde ısrarla durduğum ve bütün insanlık aleminin alakadar eden 14 asır öncesinin tap teze metodu ise,Hz.Peygamber “asm” Hz.Ebubekir.Hz.Ömer Hz.Osman ve Hz.Ali  efendilerimize islama davetinde”tehdit ve hakaret” yok.Bugün insanlık alemi buna muhtaç.Şimdi soruyorlar ;Bu Suriye’de Mısırda Irakta ve emsali İslam ülkelerinde birbirini kesenler  Hangi ayetin ve hangi sünnetin içindeler?Yorum yok..Şu halleri islamın batıdaki fütuhatına kara bir engeldir ve esef vericidir.Ya mahkeme-i Kübra olmasaydı ?
Kırşehir ve Nevşehir vadilerinde emeği geçen bütün ağabey ve kardeşlerime binler teşekkürler ve hizmetlerine binler tebrikler,haklarını helal etsinler..
 
[1] Ali ulvi kurucu “gümüş tül ve alevler”
[2] 24.söz 5.dal BSN
[3]Abdullah b. Mes'ud “ra fakîh ve müfessir* Adı Abdullah, Babası Mes'ud,. (İbn-i Sa'd, Tabakat, 111, 150-151)
[4] Enes “r.a..


Yazarın Diğer Yazıları