Merhum Süleyman Seba

Birçok güzel hasletlerin ve insanları bir araya getiren ahlak ve muhabbet yapısının dejenere olduğu ve yıpratıldığı alem çarşısında ve  enaniyetlerin kol gezdiği gurur ve kibirin tavan yaptığı bir dönemde , her kesin tenkit ettiği spor dünyasından ve111 yıllık bir maziye  sahip  , Türkiye’de  asgari 15 milyon taraftarı olan tarihi Beşiktaş spor kulübünün eski başkanı Süleyman Seba’ın hakka vuslatı Türkiye’nin birinci gündem maddesini teşkil etti
           Uzun yıllar içinde böyle bir Cenaze program ve namazı ilk üçe girer.Çünkü cenaze ve defin programına Cumhurbaşkanı sn.A.Gül’den  köy bekçisine kadar,İktidar ve muhalefet millet vekilleri ve başkanlarından sözcülerinden, inşaat işçilerine kadar,başta Beşiktaşlı vefakar taraftarlarından  GS’lı FB’li  Trabzonlu ve Gaziantepspor taraftar ve kulüp yöneticilerine kadar ve sayamayacağım ve tasnif yapamayacağım kadar ,coşkun bir muhabbet seli merhum Süleyman Seba’nın tabutuna ellerini göz yaşları ve tekbir sesleri içinde uzatıyordu.
        Bu atmosferi ve bu sevgiyi ortaya çıkaran ve koyan neydi ? ve gönüllerde nasıl ma’kes bulmuştu?.Mevlevilikte buna “Çelebilik”derler tasavvufta “Dervişlik”  gerçek uhuvvetin yanında buna “tefani “derler.Bizler bu  gönül tespitlerinin ancak kendi alemlerimizde olur düşüncesindeyiz.Fakat gel gör ki merhum Seba bunu spor dünyasında ve hayatını vakfettiği Beşiktaş camiasında başkanlığını yaptığı bu kulübe ve rakip denilen diğer kulüplere göstermiş ve numune-i imtisal olmuştur.
          1985 yıllarında Konyaya uluslara rası Mevlana sempozyumuna “spordaki ahlak ve idarecilik” başlıklı bir bildiri takdim etmek  için gelmişlerdi.Bizlerde bu faaliyetlerin içinde idik.Yanlarında Beşiktaş’ı ardı ardına şampiyonluklara ulaştıran takriben 7 yıl teknik direktörlük yapan İngiliz Gordon Milne vardı.Kendileriyle konuşma  ve kitap ikramlarında bulundum.Merhum Seba dedi ki “Halil bey ben Beşiktaş’a Mevlana felsefesini sevgisini ahlakını getirmeye çalışıyorum.Bundan başka bir beklentim yok”       
                    Nitekim “vasiyetnamem” diye cebinde sakladığı ve vefatında ortaya çıkan merhum  Necip Fazılın bir edebi vefa ve ihlas dolu bir mısrası bunu perçinliyor.
                   “Cenazemde olmasın çelengim top arabam
                   Tabutumu taşısın dört tam inanmış  adam. “
                    Yine ayrıca vasiyetinin bir tanesinde ; daima yanında taşıdığı küçük Kur’an-ı Kerimin kabre konulması ve kefenine yapıştırılmasıdır.Bu görüntü ve yaşantılar bugün  çeşitli dallarda 10 binleri aşan kulüplerin bulunduğu spor alemine müthiş bir derstir.Onun için bütün spor dünyasının aklı başındaki insanları çok müteessir oldular göz yaşlarını tutamadılar.Şimdi spor dünyası merhum Seba’nın neresinde olduklarını bilmeleri lazım.
             Ayrıca Beşiktaş kulübünde vefasızlıklar ve hizipler yüzünden başkanlıktan çekilirken yaptığı konuşmada “İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, İnsanlardan nankörlüğü gördüm. 'Dostlarım, dostlarım... Ama ben dostlarımdan çok korkarım'” diyor.Maalesef 7 milyarlık büyük dünya ailesinde  ahde vefanın  yüzde 20 lerde olduğu  bir dönemdeyiz..
                    Şimdi bir merhum Süleyman Seba’nın bu fevkalade  mütevazi, gösterişsiz hizmet ve yaşantısına bakyorum.Birde 2014 deki yaşayan idarecilere ,futbolculara, hakemlere, Federasyonlara ve  yazılı görsel basındaki bazı yorum yapanlara yazı yazanlara ..Yorumu takdiri sizlere bırakıyorum.Arif olanlar anlar bizi..Allah gani gani rahmet eylesin..  Büyük bir boşluk..               


Yazarın Diğer Yazıları