Nur Suresi 35. Ayet

Büyük İslam mütefekkiri Hz.Bediüzzamanın İslami  ve Kur’ani hizmetlerinden dolayı başına gelmedik hadiseler kalmamış.Bir seferinde maksatlı kişiler çıkar, Risale-i Nurlar hakkında sualler sorarlar ve onlara cevaben ve günümüze ikaz ve ışık babında cevap verir: “çok ehemmiyetli suale karşı iki-üç saat zarfında birden Kur'ân'ın âyât-ı meşhuresinden Sözler adedince otuz üç âyetin hem manasıyla, hem cifirle Risale-i Nur'a işaretleri uzaktan uzağa icmalen görüldü. Ayrı ayrı tarzlarda otuz üç âyet müttefikan Risale-i Nur'u remizleriyle gösterdiği, hayal meyal görüldü”[1]


Hz.Bediüzzaman cevaplarının devamında Nur suresi 35 .ayetin bir cümlesi üzerinde hem kendine ve hem de   tüllab-ı nura bakan kelime-i  Kur’aniyenin işaratına geçer “ Hem meselâ, (Nur suresi 35.ayetin[2]) cümlesi, mânâ-yı remziyle diyor ki: "On üçüncü ve on dördüncü asırda semâvî lâmbalar ateşsiz yanarlar, ateş dokunmadan parlarlar. Onun zamanı yakındır." Yani, 1280 tarihine yakındır. İşte, bu cümle ile nasıl ki elektriğin hilâf-ı âdet keyfiyetini ve geleceğini remzen beyan eder. Aynen öyle de, mânevî bir elektrik olan Resâili'n-Nur dahi gayet yüksek ve derin bir ilim olduğu halde, külfet-i tahsile ve derse çalışmaya ve başka üstadlardan taallüm edilmeye ve müderrisînin ağzından iktibas olmaya muhtaç olmadan, herkes derecesine göre o ulûm-u âliyeyi, meşakkat ateşine lüzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istifade eder, muhakkik bir âlim olabilir. Hem işaret eder ki, Resâili'n-Nur Müellifi dahi ateşsiz yanar, tahsil için külfet ve ders meşakkatine muhtaç olmadan kendi kendine nurlanır, âlim olur..”[3]


Bu mucize-i Kur’aniyeyi ulema tastik ediyor ve daha mühim mi ehl-i vukuf heyetleri de  kabul ediyorlar.Hz.Bediüzzamanın tarihçesi de bunun açık ispatı.İşaratın içindeki mümtaz muhlis talebeleride her biri bir destan, her birisi bir deha ve mezkûr ayetin tam işarat ettiği zatlar.Her  halleriyle ,fikirleriyle, hitaplarıyla harika zatlar. Fakat bugünkü resmi okullara göre “ümmi ve çoğu eski ilk okul  orta ve lise mezunları veya okur yazar”.Evet ami iken alim olmuşlar, yani ayetin işaratı çıkmış..Aynı zamanda çoğu veli zatlar, Risale-i Nurların hafızları, yaşayanlar var vefat edenler var, silsile devam ediyor,kapanmıyor.
Merhum Eşref edip Fergan [4]  bütün Nur talebelerine “Mekteb-i irfan diğer bir manada serbest üniversite “tabirini kullanmış.Şimdi asr-ı saadet misali tedrisat olsaydı  bunların her biri Risale-i Nur tedrisatının birer doçenti ve profesörleri olurlardı.Çünkü bu hakaikin ihtisas sahipleri.Türkiye daha o seviyeye gelmedi. Ayrıca bu zatlar şimdi “akademik” gürültüsünü koparanlarında mazide zeminlerini ihzar etmişler.


Yine bu ayetin ışığında biri çıkacak, bini aşkın konferans verecek,Hz.Bediüzzamanı gören veya hizmetinde bulunan yüz civarında talebeleriyle görüşecek, ders ve  hatırat alacak ve  bu hususlarda kitaplar yazacak , ayrıca Ord .Prof Anna Masala’lara ve Ord Prof Sadi Irmaklara ,Prof  İrena melikoflara, Alman Müslümanların 'Cemile' annesi  Annemarie Schimmel'lere ve emsali zevata  hem Risale-i Nur dersleri yapacak ve hem de takdim edecek ,sonra, biri çıkıp “biz guruplar üstüyüz”deyip “ gönül sultanlarımızla” ilgili  sempozyumda ,bu mezkur “kişi ve kişilerin “Akademik “etiketi yoktur” diye bu nevi  gönül insanlarına  aklınca set koyacak.Edep şehrinde “Can şehri”nde   “Edep yahu” ya aykırı..
Bu nevi irşad Risale-i Nurda yok. Nur suresi 35.ayette yok.Türkiye’nin belkemiği mesabesinde Risale-i Nurların deruni sırlarına vakıf ve mezkûr ayete masadak olan münevver şahsiyetlerini hem karşınıza alırsınız ve hem de onların kalbini rencide eder, ihlas tamamen kaçar ve yapacaklarınızda akim kalır.. Elbette “Birisinin hatası ile diğerleri hatadar olamaz.” Hal böyle iken ,mezkûr 35.ayetin tekrar  hazm ve tefekkür edilmesini tavsiye ederiz.


[1] 1.Şua Şualar BS Nursi.
[2] Nur suresi ayet 35.bir cümlesi “Ateş dokunmasa da ışık verir”
[3] Sikke-i tastik-i gaybi sah.68.BS.Nursi
[4] 1900  yıllarında Sebil ül Reşad dergisinin sahibi.


Yazarın Diğer Yazıları